Çok uzunnnnnnn bir bölüm, iyi okumalarrrrrrr!
Vmin gece sahnesi
-Farklı bir şekilde tanışsaydık kesinlikle çok daha güzel anlarımız olurdu.'' Öpücüklerine karşılık verirken bunu demişti sarışın. Odada nefes alışverişleri dışında bir ses yoktu.
-Haklısın ama belki de hiç karşılaşmayacaktık?
-Yine de bir şansımız olurdu, eminim.'' Üstteki esmer adamın her bir milimini ezberlercesine bakıyordu sarışın. Bir daha göremeyecekmiş gibi, hiç sarılamayacakmış gibi...
-Ben çok mutluyum, çünkü yanımdasın. Yaptığım şeyler affedilmez ama...
-Ama deme bugün, en azından bir anlığına her şeyi unutalım.'' Dudaklarına kapandı sarışının, her şeyi affetmenin yolu dudaklarından geçermişçesine haşindi, sertçe emiyordu o çilek tadındaki dudakları.
Bir şeyleri unutmak, bazı şeylerden feragat etmek zordu. Ama zaman, her şeyin ilacıydı. Umut her zaman vardı, gece yanan tek bir sokak lambası dahi bir umutun başlangıcı olabilirdi. Önemli olan, onu korumaktı. İnancını, azmini kaybetmeden ilerlemeye devam etmekti.
-Taehyung...'' dedi Jimin, ellerini yanaklarına götürdü Taehyung'un. ''Gitmem gerekiyor, şüphelenirler.''
-Sikeyim başladığımız işe.'' Taehyung, kalkmak istemiyordu. Ona tekrar kavuşmuşken, bırakmak şu an canını yakıyordu. ''Bu işin hızlı bitmesini sağlayacağım. Yoongi'yle konuşacağım. Her şeyi halledeceğim ben. Sen sadece kendine odaklan tamam mı?'' Jimin başını salladı, Taehyung üstünden kalkarken toparlanmaya başlamışlardı. Taehyung Jimin'den aldığı bilgileri düzgünce çantaya yerleştirirken Jimin de üstünü düzeltti.
-Her şey hazır. Gidebilirim artık.
Taehyung Jimin'le son kez sarıldı, birbirlerinin doyasıya kokladılar. Son muydu bilinmez ama belli bir süre birbirlerinden ayrı kalacakları kesindi.
Ve bir sonun başlangıcı geliyordu.
...
Beklenen gün gelmişti.
Herkes bu güne bir haftadır hazırlanıyordu.
Ben ise...
Pek bir şey yaptığım söylenemezdi. Endişeliydim ama evde oturup film izliyordum, heyecanlıydım ama mutfakta sürekli tatlı yapıyordum.
Küçük kedi şeklinde kurabiyeler... Ve tavşan şeklinde...
Yoongi her defasında yemeyeceğini söylüyordu ama zorla ağzına tıkıyordum. Bir öpücük karşılığında yiyordu. Buna ikna etmem çok da zor olmamıştı.
Biraz zekice planlamalar yaparak istediklerimi yaptırıyordum, mutluydum. Şu birkaç günün yorgunluğu dışında her şey güzel ilerliyordu, Yoongi'ye göre bir sorun çıkmayacaktı. Taehyung ise... Olabildiğinden daha fazla stresliydi, panikti. Haklıydı, aynı durumda olmayı istemiyordum.
Ben ne hissettiğimi bilmiyordum, kalbim hızlıydı evet ama bir stres durumu da yoktu. Jimin, normal bir insan gibiydi gözümde. Olan tüm olaylar, beni, onu, bizi yıpratmıştı. İlişkimiz eskisi gibi değildi. Olmayacaktı, ikimiz de bunun farkındaydık bence. Ne o eski Jimin'di, ne de ben eski Jeongguk...
Bazı dallar kuruyunca, onları yeşermeye çalışan ağaçta tutmanın bir mantığı yoktur. Budamak gerekir, ki daha hızlı büyüsün ve yeşillensin.
İlişkimiz buna dönüşmüştü. Budamıştık, birbirimize zarar vermeden iyileştirmeye çalışmıştık. İyileştirdiğimiz söylenemezdi, ayrı bir şekilde mutlu olmayı öğrenmiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
L'esprit de l'eslacier
FanfictionMin Yoonginin mekanında gizlice çekim yapmaya kalkışan Jeon Jungkook başına geleceklerden habersizdi. /yoonkook