'SEVGİNİN KUSURU OLMAZ'

49 4 3
                                    

"Benim pansuman için yeterli malzemem yok." 

Bay yabani sözlerimle duraksadı ve omzunun üzerinden hafifçe dönüp bana baktı. Yüzüne mahcup bir ifadeyle bakarken parmaklarımı bacaklarıma sürttüm. Kafasını anlıyorum dercesine salladı ve yönünü değiştirerek kendi evine yöneltti. Birkaç adım gerisinde onu takip ettim. Verandaya ulaştık. Zaten kapının üzerinde olan anahtarı çevirdi ve kapıyı açık bırakarak içeri girdi. Daha önce bilincim tam da yerinde olmadan girdiğim evin girişinde dururken yutkundum. Dün yaptığımız konuşmadan sonra etrafında olup olmamak konusunda büyük bir çıkmaza giriyordum. Ancak bugün yanıma gelen oydu ve bunu dün ettiği o kadar büyük laftan sonra yapmıştı. Buraya kadar gelmeme ve açık bıraktığı kapıdan cesaret alarak içeri girdim ve kapıyı kapattım.

Bay yabani daha önce benim yattığım kanepeye oturmuş önündeki tanıdık, içi ilaç dolu kutuyu karıştırıyordu. Aradığını bularak kutunun içinden iki ufak şişe, pamuk ve bandaj çıkardı. Adımlarım karşı kanepenin yanında dururken sadece onu izliyordum. Parmakları üzerindeki badinin uçlarını kavradı ve kollarını kaldırarak üzerini çıkardı. Badiyle birlikte kafasındaki bere de sıyrıldı. Saçları dalgalanarak alnına döküldü. Bakışlarım önce alnına dökülen saçlarında dolandı. Daha sonra geniş omuzlarına ve hafif tüylü göğsüne indi. Düzgün karnının üzerindeki kesikle kesişen bakışlarım beni kendime getirirken bay yabani çıkardığı badiyi elinde buruşturup kesiğin üzerindeki kanı siliyordu.

"Hey, ne yapıyorsun!" dedim öne doğru atılarak. Oturduğu kanepenin önüne geldim ve sehpaya oturdum. Elinde yaraya sürttüğü badiyi alıp havaya kaldırdım. Bay yabani ne yaptığımı anlamaya çalışarak yüzüme baktı. "Bununla temizlersen mikrop kapabilir..." Kafamı sehpanın üzerindeki malzemelere çevirdim. "Pamukla temizlemeliyiz," dedim. Bay yabani gözlerini devirdi ve elimdeki badiye uzandı ancak ondan hızlı davranarak geri çekildim. Tek kaşımı kaldırarak badiyi sehpanın altına attım. Bay yabani bir süre ifadesizce yüzüme baktı ve pes ederek sehpanın üzerindeki pamuk poşetine uzandı. Eline büyük bir parça pamuk aldı. Pamuğu yarasına yaklaştırmak üzereyken uzandım ve bileğini tuttum. Bay yabani bu kez ne var, bakışlarıyla bıkkınlıkla yüzüme bakarken dudağımı ısırdım. Yaralanmasına ben sebep olmuşken bir şeyler yapmak istiyordum. "Bırak ben yapayım..." dedim.

"Ben hallederim."

"Lütfen..." dedim hızla. "Sadece... Böyle kendimi daha iyi hissederim." Bay yabani bir süre kararsız kalırken elindeki pamuğu bana uzattı. Bakışlarım uzattığı pamuğa inerken gülümsedim ve elinden aldım. Sehpanın üzerindeki şişelere baktım ve oksijenli su olanı alarak elimdeki pamuğun üzerine bolca döktüm. Islanan pamuğu karnına, kanayan kesiğe uzattım. Parmaklarım kesiğin tam üzerinde dururken bakışlarımı kaldırıp yüzüne baktım. "Şey... Sanırım yaslanırsan daha iyi olur," dedim. Oturduğu için kasılan karnı kesiği net görmeme izin vermiyordu. Bay yabani sözlerimi ikiletmedi ve sırtını yavaşça geriye atarak yasladı. Gözlerini kapatırken kolunun birini alnına yasladı. Aldığı düzenli nefeslerle hareketlenen geniş göğsü tüm açıklığıyla karşımda serili dururken dudaklarım hafifçe aralandı. Odanın ısısı bir anda artarken yanaklarımda ısınmıştı. Kesik kesik verdiğim nefeslerle yanağımın içini ısırdım ve bakışlarımı hızla indirdim. Elimdeki pamuğu titreyen parmaklarımla sıkıca tutarak karnındaki yaraya dikkatle bastırdım. Bay yabaninin göğsü tenine değen pamukla hafifçe havaya kalkarken hızla yüne baktım. Hala gözleri kapalıydı.

"Acıdı mı?" dedim endişeyle. Bay yabani kafasını iki yana salladı. "Acımaz, yabancı. Sen işini bitir," dedi. Onu görmese de onaylayarak pamukla yavaşça yarasını temizlemeye devam ettim.

"Neden acımaz?" dedim saniyeler sonra. "Sen insan değil misin?" Kafamı kaldırmadan bakışlarımla yüzüne baktım. Bay yabaninin dudakları hafifçe kıvrıldı. "Belki de değilim," dedi. Tek kaşım havalandı. Beyaz pamuğun rengi iyice kırmızıya boyanırken kirlenen pamuğu bıraktım ve yeni bir pamuk aldım. Yara ve etrafını tamamen temizlemiştim.

SIRÇA KÖŞKÜN DELİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin