Karol'dan
Ruggero yemeğini yerken bende onu izliyordum. Çok tatlıydı.
R: Hey tatlı yapmaya ne dersin?
K: Ben sana yaptım. Dolapta.
R: Sakın bana telepatik güçlerinin olduğunu söyleme Karol.
K: Bilmem.
R: Tamda canım istiyordu.
K: Harika zamanlama. Yemekten sonra yürüyüşe çıkmak ister misin? Temiz hava almalısın.
R: Olur sonra gelip film izlemeliyiz. Bugünü evde seninle vakit geçirmek istiyorum.
K: Nasıl istersen! Senin için izin aldım istediğini yapabiliriz.
R: Pekala gel yürüyüşe çıkalım.
Ormanın içinde olan yürüyüş yoluna gittik ve yürüyorduk. Ruggero'nun ihtiyacı olduğunu düşünüyordum. Hafif yağmur yağarken beraber bir saat yürüdük.
Eve gelip üstümü değiştirdim. Hava soğuk ve yağmurluydu. Ruggero ile salonda film seçiyordum. Şu anda sıcak çikolata yapmak için mutfağa gitti. Aynı zamanda yaptığım tatlıları yiyecektik. İtalyan bir beyefendi.
Ruggero tatlıları getirdi ve yanağıma bir öpücük bıraktı.
R: Karol seninle konuşabilir miyim?
K: Hey bir şey mi oldu? Tabi ki konuşabilirsin.
R: Harika! Aslında annemlerle konuştum ve çok iyi durumdaymış yani senin yardımların sayesinde istediği şey oldu.
K: Evet onun adına çok mutluyum. Emin ol atlatacak.
R: Pekala konuşmak istediğim şey bu değildi. Annemle konuştum ve onunla beraber kalmak zorunda olmadığımızı söyledi. Sık sık ziyarete gelirsiniz dedi. Açıkcası bende evimi özledim. Ne dersin?
K: Nasıl istersen Ruggero. Bavulları hazırlayıp istediğin zaman geri dönebiliriz. Hadi gel film izleyelim.
Ruggero ile tatlılarımızı yiyerek film izledik.
Ruggero'dan
Karol uyuya kalmıştı aslında onu uyandırmam gerekiyor. Yarın tekrar evime dönmeye karar vermiştik. Bavulunu hazırlayacaktı ama çok tatlıda uyuyordu. Bir süre onu izledim. Daha sonra annemler geldi. Karol seslerine uyandı ve beraber bavullarımızı hazırladık.
Sabah işe geç kalmamak için erken kalktık. Bavullarımızı eve bırakıp işlerimize dönmeyi planlıyoruz. Kahvaltımızı yapıp annemlerle vedalaştık ve yola çıktık. Çok sürmeden gelip kalan zamanımızla bir süre bir şeyler yerleştirdik.
R: Hadi Karol çıkalım güzelim geç kalacağız.
K: Pekala geliyorum!
Önce Karol'u şirketine bıraktım ve kliniğime gittim.
Karol'dan
Ruggero beni şirketime bıraktı ve gitti. Yeni proje alacaktık ve harika sonuçlarımın bana verdiği yetki ile sahip olduğum odada tadını çıkartacaktım. Harika bir his. Daha çok çalışmam gerekiyor tabii. Patronumun yanına gidip işlerimi halletmeye başladım. Ruggero ile ilişkimin ardından her şey düzeliyordu resmen. Gerçekten bana çok iyi geliyordu. Yeni ülke,yeni hayat ve yeni insanlar...
Şükür etmeyi bir kenara bırakıp işime döndüm. Yorucu bir gün geçiriyorum. Bu proje önceki kadar zor olmasada zor. Her neyse çok işim var. Ama odaklanamıyorum sürekli Ruggero aklımdaydı. Odağımın bozulduğunu anladığımda mola vermeye karar verdim. Ruggero'ya bugünlük geç geleceğimi söyledim ve kahve almaya gittim. Pekala sevmiyorum ve içiyorum çünkü ilaçlar.. her neyse şirket garip bir şekilde boş bazı ışıklar yanmıyordu ve bu beni geriyor çünkü ben tam olarak karanlıktan korkuyorum. Her neyse iğrenç olan kahvemide alıp tekrar odama gidiyordum. Son kalan şeyleri halledip çıkacaktım. Yürürken bir anda karanlık temizlik odasına çekildim. Deterjan ve bir parfüm kokuyordu. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordum fakat bu koku çok tanıdıktı. Korkum giderek artarken biri kapıyı kilitleyip lambayı açtı. Bu.. Sebastian...
S: Sevgilim beni özledin mi?
Sinir krizi hayır hayır hayır ilacımı unuttum.
Şu anda ne mi oluyor? Sebastian beni sadece izliyor ve ben odanın köşesinde kriz geçiriyorum. Kendime hakim olamıyorum. Daha sonra yanıma gelip bana dokundu. Bana dokundu?
K: Yapma! Ne olur! Yapma!
S: Ah sevgilim bir şey yapmadım bile. Sakin ol.
K: Öldürürüm kendimi! Yaklaşma! Git!
S: Ahh o biraz zor.
Ve evet o yaptı yine.. taciz etti. Bana dokundu. Bana dokundu.
Beni bıraktı ben hala oturduğum yerde kriz geçiriyorum.
K: Dokunma! Dokunma!
S: Ahh sevgilim hala çok güzelsin.
K: Dokunma!
S: Pekala devamını getirmeyeceğim. Senin ölüm sebebin ellerimden olacak gibi gözüküyor. Şimdilik görüşürüz.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
