25

13.4K 367 68
                                    

Ağlamaktan titremeye baslamistim. Boynuma kadar her yerim göz yaşlarımla ıslanmıştı. Kim için ne için ağladığımı bilmiyordum. Gökhan'ın yaşadıklarının doğru olması korkunç. Ama bunları babamın yapması daha da korkunç.

Bir yanım ona inanmak için diretiyordu ama diğer yanım babasının kızıydı. Yıllarca beklediğim babamın bir mafya olarak geri dönmesi kadar zor ne olabilirdi ki?

Biraz olsun göz yaşlarım dinmisti. Ağlamaktan yorulmuştum. Ayağa kalkmaya çalıştığımda dizlerimin üstüne düştüm. Canım acımıştı.

Canım acıdığında hep babamdan yardım isterdim.

Ama bana Gökhan yardım ederdi.

Yanlış mı yapıyordum? Bir uanda bunca yıldır görmediğim babam. Bir yanda ise Gökhan.

Gökhan Gökhan Gökhan... hangi özelliğini saysam? Hangi sıfatla onu anlatsam bilemedim.

Onu düşündükçe kalbim titriyordu. Babamla hayal ettiğim şeyler bunca zaman hep hayaldi. Gökhan ise gerçekti. Gerçekten yanımdaydı.

Ona söylediğim onca şey... hatalı mıydm? Degilsem bile Gökhan yanımda olmadıktan sonra anlamı yoktu. Şu an ne abim ne Gökhan ne babam vardı.

Ama babam... her gece hayalini kurduğum Hep beklediğim en sevdiğim... nasıl inanırım ki onun böyle bir şey yapacağına.

Ayağa kalktım. Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Havlu ile sildikten sonra aynaya baktım.

Gözlerim sismisti. Havluyu bir kenara fırlatıp odama geri döndüm. Kapı çaldı. Hemen sknra Telefonum titredi. Gökhan arıyordu.

Gökhan gelmişti. Kapıyı açmam için arıyordu. Belki özür dilemek ve sakince konuşmak için bunu yapmalıydım. Telefonu kapatıp aşağı kapıyı açmaya gittim.

Kapıyı hızlıca açtım.

"Gökhan!"

Karşımdaki Gökhan değildi.

"Pars?"
"Naber prenses?"
"Senin ne işin var burada?"
"Seninle konuşmaya geldim."
"Defol git."

Kapıyı kapatmak için ittim ama o araya ayağını koydu.

"Selin."

Kapının arasından silahını gösterdi. Hemen geri çekildim. Kapıyı iterek açtı.

"Biraz konuşmamız lazım prenses. Birer kahve içelim mi?"

Gözüm silahtaydı. Bunu geç fark etti.

"A kusura bakma."

Silahı beline koydu.

"Kahve?"

Başımı yukarı aşağı salladım.

Mutfağa giderken pars beni durdurdu.

"Burada değil. Hadi gel gidelim."
"A-abime haber vermem lazım."
"Çok kısa hadi."

Silahtan korktuğum için kabul ettim. Sadece üzerime bir hırka alıp parsla beraber çıktık. Kapının önündeki arabaya bindik.

"Korkmuyorsun değil mi? Seni vurmam merak etme."
"Nereye gidiyoruz?"
"Babana."
"Ne?"

Abimin arkadaşı (+18) -Yeniden YazılıyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin