"Doğruymuş." dedikten sonra derin bir nefes verdi Yıldırım bey. Şu birkaç gündür canından can gidiyor gibiydi. "Selin kardeşiniz değilmiş." Ne kadar kolay söylemişti, oysa ki hissettirdikleriyle nasıl başa çıkacağını o bile bilmiyordu. Yıllardır uğruna oğullarını kırıp yok saydığı kızı onun değildi. Belki de kötü bir babayım diye düşündü. Oğullarına bakamıyordu. Yüzü yoktu.
Elif hanım ise sadece ağlıyordu. Nasıl hissetmem, nasıl anlamam diye kendini suçluyordu. Bir yandan da gerçek kızını düşünüyordu. Bulabilecekler miydi ? Hangimize benziyordu ? Ailesi onunla bizim görüşmemize izin verecek miydi ? Selin'i nasıl açıklayacaktı ? Aklından bir ton soru geçiyordu ve hiçbirine cevabı yoktu. Tek yapabildiği ağlamaktı.
"Ne bu, kamera şakası falan mı?" diyen Polat'a döndü bakışlar. "Şakaysa hiç komik değil." Diğer kardeşler ne düşüneceğini bilmiyordu. En aklı başında olan Polat bile belli etmesede dağılmış gibiydi.
Barış ve Savaş birbirine bakıyorlardı. İkizlerdi onlar, konuşmalarına gerek yoktu. İkiside karşısındakinin ne düşündüğünü biliyordu. Barış her zaman ılımlı olan taraftı. Savaş eser gürlerdi, Barış toparlardı. Yine de Savaş bu sefer ne düşünmesi gerektiğini bilmiyordu.
Kaan'ın ise düşünceleri belliydi. Yeni bir kardeş istemiyordu. Kız kardeş düşüncesi onda sadece nefreti uyandırıyordu. Selin hepsinde bir sürü yara açmıştı. Diğerleri bir şekilde başa çıkmıştı ama Kaan bunu sadece öfkeye dönüştürmüştü. Bu düşüncelerle hızlıca ayağı kalktı.
Ne güzel kurtulduk işte. Umarım gerçek kızı bulmaya çalışmazsınız. Onu asla evimde istemiyorum."
"O nasıl söz öyle oğlum ? Evladımdan nasıl ayrı kalayım ben." diye hiddetle karşı çıktı Elif hanım ağlarken. "Yine aynı şeyleri mi yaşamak istiyorsun anne ? Yetmedi ya yıllardır çektiklerimiz. Ben kız kardeş falan istemiyorum." diye sesini yükseltti Kaan. Bağırmasına karşılık Polat'tan cevabını aldı. "Karşında annen var senin o ses tonuna dikkat et." Kaan normalde böyle şeylere önem verdiklerini bildiğinden dikkat ediyordu ama yeni bir kız kardeş düşüncesi onu mantıklı düşünmekten uzak tutuyordu.
Dağılan kardeşlerini gördüğünde Polat konuşma ihtiyacı hissetti. "Hiçbirimiz kolay şeyler yaşamadık. Kız kardeş düşüncesinden uzaklaştık. Gerçek kız bulunur veya bulunmaz ama annemler evladını görmek istiyorsa saygı duyacaksınız. Yeni bir kız kardeş düşüncesine bende bayılmıyorum. Yine de o 17 yaşında bir kız çocuğu ve biz ne olursa olsun kadınlara nasıl davranılması gerektiğini öğrenerek büyüdük. Kimse abi-kardeş olmak zorunda değil. O çenenize sahip çıkacaksınız."
En sertleri gibi dursada Polat bir kadına kaba davranmayı asla doğru bulmuyordu. Bu hayatta hassas olduğu konulardan biriydi. Yeni kız eğer bulunursa yakın olmayı düşünmüyordu ama kötü de davranmayacaktı. Yok sayacaktı. En değerlisi olan annesi için.
Savaş duruşması olduğu için gelemezken, Kaan hala inadını sürdürdüğü için gitmemişti hastaneye. Yeni kız umrunda değildi. Umarım hiç bulunmaz diye düşündüğü bile oluyordu. Nefreti bütün mantığını devre dışı bırakmıştı. Elif hanım ve Yıldırım bey el ele kızları olma ihtimali olan Efsun'u bekliyordu. Polat tepkisiz dursada içten içe o da merak ediyordu. Sadece öyle değilmiş gibi davranıyordu. Barış'ın heyecanı ise gözlerinden okunuyordu. O böyle bir insandı. Düşündüğü şeyleri direkt dışa vururdu.
Kapının çalındığını hissettiğinde hepsi gerilmiş ve kapıya dönmüştü. Giren kızla hepsi şoka girerken göz göze gelen Polat kısa bir süre tepkisini göstermeden duramamıştı. Bu kız ona çok benziyordu. Minicik boyu ve maksimum 45 kilo olan vücuduyla alakaları bile yokken gözleri, saç rengi ve burnu Polat ile tıpa tıp aynıydı. Diğerleri de hayran bir şekilde kızı inceliyorlardı ama Efsun Polat'tan gözünü çekemiyordu bile. İçten içe emin oldu Elif hanım. Efsun onun kızıydı. Aslında hepsi buna emindi ama yine de test sonucunu görene kadar bu düşünceyi yok saymak istediler.
Efsun o kadar kırılgan ve narin duruyordu ki Polat gözünü ondan çekemiyordu. Küçükken kız kardeş için dua ettiği o kadar çok gece olmuştu ki sanki Efsun'u gördükten sonra o günlere dönmüştü. Yine de düşünmek istemedi. Her zamanki gibi o sert ve boş bakışlarıyla incelemeye devam etti.
Barış zaten yeni bir kardeş düşüncesine ılımlı bakıyordu ama Efsun'u görünce heyecanı daha da artmış gibiydi. Kız çok güzeldi. Polat abisine çok benziyordu. Annesini de andırıyordu. Yine de hemen test yapılsın istedi.
Aynı zamanda hepsinin aklında da ailesinin nerde olduğu düşüncesi geçiyordu. Barış en sonunda sorduğunda aldığı cevap karşısında hepsi içten içe üzülmüştü. Yalnız mı büyümüş diye düşünürken ağladığının farkında bile değildi Elif hanım.
Testin sonucunu beklerken hepsi kızı inceliyordu. İyi görünmüyordu. Elleri titriyordu ve yüzü bembeyaz olmuştu. Barış midesinin bulandığına emindi. Zaten bağışıklığı da düşük duruyordu. Okumadığını üstüne birde 2 yıldır çalıştığını öğrendiklerinde hepsi dumura uğramıştı. 15 yaşında tek başına altında olduğu bu sorumluluk Polat'ın nefesini keser gibi oldu. Hemen bu ortamdan uzaklaşmak, sigara içip detaylıca düşünmek istedi.
"Sensin." diyen Barış'ın ardından hepsi düşünmelerine rağmen ufak bir sarsılma yaşamışlardı. Odadaki tek ses ağlayıp sayıklayan Elif hanımın sesiydi. Annesinin kendini tutamayıp Efsun'a sarılmasından sonra gözleri dolu dolu olan kıza bakakaldı. Temastan hoşlanmadığı belliydi ve üstüne şokta gibiydi.
Göz göze geldiklerinde içinde yükselen şefkat ve merhamet duygularını yok sayıp bir nefes verdi. Yavru kedilere benziyordu ve onun kız kardeşiydi. Kendini bildiğinden beri hayali olan kardeş. Hemen kendini kaptırmak yok diye düşündü. Zaman lazımdı herkes için. Yine de koşar gibi kızın ardından gitmeden duramadı. Bayılacak gibi duruyordu ve yok saymaya çalışsada endişelenmişti.
Yol boyunca hiçbiri gözünü kızdan çekemedi. Yıldırım bey ne yapacağını, ne diyeceğini bilmiyordu. O kadar narindi ki koskoca adam ellerinin hafiften titremesini durduramıyordu. Onu alıp kocaman sarılmak, hiç bırakmamak istedi. Yine de bunlar için çok fazla zamana ihtiyacı olduklarını biliyordu.
Evin önüne geldiklerinde hepsi gerildi. Onlardan uzakta, böyle yıkık dökük bir evde kalması tedirgin etmişti. Üstelik yalnız yaşıyordu. Kız inince Elif hanım daha çok ağlamaya başlarken sayıklıyordu. "Yıldırım kızımız küçücük. Bu yaşta böyle bir hayatı mı hak etti ? Ne yapacağız biz nasıl aile olacağız ?"
Hepsi ne düşüneceğini bilmiyordu ama ortak bir düşünceleri vardı. Bu kız en kısa zamanda ait olduğu eve dönmeliydi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Efsun
Chick-LitARA VERİLDİ. Ben Efsun.17 yıl sonra öğrendiğim gerçekle Efsun Yılmaz. Gerçek aile kitabıdır.