"Efsun burada mı?" diyen tanıdık sesle girdiğim transtan çıkmış, Karan'dan uzaklaşmıştım. Ne yapıyordum ben? Resmen heyecandan olduğum yeri bile unutmuştum. Yanaklarımın kızardığını hissettiğimde Karan'a bakmadan ön tarafa geçtim.
Naz gelmişti ve bu içimde bir yerlerde yine bir şeyleri hareketlendirmişti. Naz beni görmek için iş yerime gelmişti. "Naz, hoş geldin!" dediğimde yanına doğru adımlıyordum. Benden daha hızlı davranıp bana sarıldı. "Hoş buldum. Eve geçiyordum, seni görmek istedim." dediğinde sarılışına karşılık verdim.
Ayrıldığımızda bakışlarının arkama kaydığını, hafiften şaşırdığını hissettim. Sırtımda da delici bakışlar hissediyordum. "Karan?" diyen Naz'ın sesinden şaşkınlığı belliydi.
Salih amca öndeyken, Karan ile benim arkada ne yaptığımı sorguluyor olmalıydı. "Merhaba Naz." diyen ses bütün vücudumun kasılmasına, yanaklarımın yine kızarmasına yol açmıştı. "Tanışıyor musunuz?" diye bana sorduğunda açıklamam gerektiğini hissettim. "Salih amca için geliyor Karan. Biz de tanıştık doğal olarak."
"Bizim tam yanımızda oturuyor Karan. Hatta kardeşi Melisa benim de çok yakın arkadaşım. Sizi tanıştırmayı düşünüyordum." diyen Naz'dan gözümü ayıramıyordum. Gerçekten kardeşini kıskanmıştım, üstelik salak gibi bunu Karan'a belli etmiştim. "Kesinlikle tanışmalısınız. Seni çok seveceğinden eminim." diyen Karan'a bakışlarım kaydığında yüzünde haylaz bir gülümseme vardı. Yanlış yorumlamıyorsam da parlayan bakışlarını benden çekmiyordu. Çok aptalsın Efsun, çok! "Tanışırız tabii." derken sesimin normal çıkması için uğraşmıştım.
" Ayaz'ın basketbol antrenmanı bitecek bir-iki saate. Seninle çok muhabbet edemediği için kendini kötü hissetmiş. Sen de çıktığında bir şeyler yapalım mı birlikte?" Benimle vakit geçirmek istiyorlardı. İkisi de. Benim galiba gerçekten artık arkadaşlarım oluyordu.
"Tabii ki. Bir işim yok zaten." dediğimde yüzümde bir gülümseme oluşmuştu bile. "Sürekli gittiğimiz çok tatlı bir kafe var. Oraya gideriz o zaman." dedikten sonra Karan'ın yüzünde gördüğüm sırıtmanın aynısı Naz'da ortaya çıkmıştı. "Sen de gelmek ister misin ? Melisa'ya da söyleriz." Karan'a bakarak konuşuyordu. Karan'ın cevap vermesini beklemeden bana döndü. "Senin için sorun olur mu?"
"Olmaz." diye fısıldayabildim sadece. Utanıyordum, hem de çok ! Karan'ın bakışlarını hissettiğimde elimde olmadan ona baktım. "Çok isterim."
Kalbim yine alt üst olmuştu. Ah Karan, bana neler yaptığın hakkında hiçbir fikrin yok. "O zaman ben eve geçip duş alayım. Melisayla birlikte geliriz." dediğinde kafamla onaylayacakken Karan konuştu. "Siz direkt kafeye geçin. Biz Efsun'la geliriz. "
Heyecandan nefesim kesilmiş, ne diyeceğimi bilemiyordum. Naz gözleri parlarken bana bakmış, kocaman gülümsemişti. "Tamam o zaman. Haberleşiriz balım." dedikten sonra beni öpüp, sarılmıştı. Robot gibi sarılmasına karşılık vermiş öylece duruyordum. Naz gittiğinde bile üstümde hala salak bir ruh hali vardı. İlk defa hissettiğim bu duygular karşısında ne yapacağımı bilmiyordum.
"Özür dilerim, sana sormadan konuştum. Belki benimle yolculuk yapmak istemezsin. Düşüncesizlik ettim." diyerek yanıma gelen Karan'la heyecanım daha da artmıştı. Kalp krizi geçirecektim.
Salih amca ortalıkta gözükmüyordu ve iyi ki de yoktu. Bu salak hallerimi görmesini istemiyordum. "Sorun değil Karan." diye fısıldadım. "İşin yoksa seninle çıkışına kadar bekleyebilir miyim?" O da benim gibi fısıldamıştı.
Gözleri çok yoğun duygular barındırıyordu ve ben elimde olmadan onlara kapılıp gidiyordum. Yanlış mıydı? Hiçbir fikrim yoktu. Bunu biriyle konuşmam gerektiğini biliyordum. Tek başıma bu düşüncelerden çıkamayacaktım. "İşim yok." dediğimde yüzünde oluşan gülümseme, beni de gülümsetmişti. Ben bu çocukla ne yapacaktım?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Efsun
ChickLitARA VERİLDİ. Ben Efsun.17 yıl sonra öğrendiğim gerçekle Efsun Yılmaz. Gerçek aile kitabıdır.