XIV

39K 2K 130
                                    


"Neden haber vermediniz ki ? Hazırlık yapardım." diye söylenen Elif hanıma baktım. Çok mutlu olduğunu anlamıştım. Resmen gözlerinin içi gülüyordu. Yine de bizi azarlıyordu. Kitaplarda anneliğin böyle bir şey olduğunu okumuştum. Sanırım doğruymuş. İlk başta herkes kısa çaplı bir şoka girmişti. Daha sonrasında Barış bir çocuk gibi heyecanla dolmuştu. 

Şoktan ilk çıkan oydu. Kaan hoşnut değildi. Yine bakışlarıyla belli ediyordu tabii ki. 

Elif hanım dolu dolu gözlerle bakmıştı uzun bir süre. Yıldırım beyin gözleri ışıldamıştı. Sert görüntüsüne rağmen şefkatli bakışları altında eziliyordum. O adama baba diyerek yıllarımı geçirmiştim. Oysa o kelimeyi asla hak etmiyordu ki. Baba dediğin, Yıldırım bey gibi olurdu. Yine de Yıldırım beye baba demek benim için zor olacaktı. 

Savaş ise değişikti. Bana karşı çok sert değildi. Bunu anlayabiliyordum ama ne düşündüğünü de asla çözemiyordum. 

"Hayatım, kızımız artık bizimle. İstediğin kadar hazırlık yapabilirsin. Bir yere kaçmıyor ya." deyip Elif hanımın yanağından öpmüştü Yıldırım bey. Çok tatlılardı! Yemek yemiş, oturma odasına geçmiştik. Saatlerdik hepimiz sohbet ediyorduk. Kaan bile buradaydı, konuşmuyordu tabii ki. Bana olan sert bakışlarını ara ara hissediyordum. Sürekli bakamamasının sebebi Polat'tı. 

Koltukta Barış ile Polat arasında oturuyordum. İkili koltukta ise Yıldırım beyle Elif hanım oturuyordu. Anladığım kadarıyla Yıldırım bey tam bir temas bağımlısıydı. Elif hanım yanındayken de tam bir çocuk gibi davranıyordu. İlk gün Barış'ı ona benzeterek haklı olduğumu bir kez daha anladım.

"Bak ya gözlerinden kalpler çıkarak annemlere bakıyorsun resmen. Sen özenme onlara tamam mı abiciğim? Ben seni kimseyle paylaşmaya hazır değilim." dedikten sonra yanağımı sıkmıştı Barış. Ah, nasıl izliyordum acaba! Utandığım için yanaklarımın kızardığını hissettim. Sevgilim olmasından mı çekiniyordu ? Erkeklerden bu denli çekinirken, birine aşık olabileceğimi zaten düşünmüyordum. 

Erkeklerden bu denli çekinirken, 5 tanesiyle aynı evde yaşamaya karar verdin ama Efsun. Diyen iç sesimi yok saydım. Tutarlılığım gözlerimi yaşartıyordu.

"Ne özenmesi, kızın aklına neler sokuyorsun Barış! Benim kızım, dizimin dibinde olacak hep benim bir kere." diye yükseldi Yıldırım bey. Yılmaz erkekleri ve kıskançlıkları. Sanırım beni biraz zorlayacaktı. Yine de beni böyle düşüncede bile paylaşamamalarının hoşuma gitmediğini söyleyemezdim.

"Kızımız elbet bir gün aşık olacak Yıldırım. Saçma saçma konuşup delirtmeyin beni !" diye kızmıştı Elif hanım. Polat'ın yanımda kasıldığını hissetmiştim. Savaş'ın yine ne düşündüğünü tam anlayamıyordum ama kaşları çatıktı. "Anne!" diyen Polat'la irkilmiştim.

"Bence bu konuyu kapatalım. Hayatımda kimse yok ve uzun bir süre kimseyi de alacağımı sanmıyorum." dedikten sonra Elif hanıma döndüm. "Yarın işe erken gitmem gerekiyor. Bana kalacağım bir yer gösterir misiniz acaba ?"

Elif hanım cevap vermeden Polat ayağa kalktı. "Beni takip et bakalım bücür." Herkese iyi geceler dedikten sonra Polat'ın arkasından gitmeye başladım. "İlk katta çalışma odaları, kütüphane ve annemlerin odası var. İkinci katta senin, benim ve Savaş'ın odası var. Barış ile Kaan'ın odaları bir üst katta. Aynı zamanda orda sinema ve oyun odası da var. Yarın sana detaylı gezdiririm. Şimdi gözlerinden uyku akıyor. Yat hemen." Polat bana bunları anlatırken beyaz kapılı bir odanın önüne gelmiştik bile. "Kimseye gösteremedim sürpriz olduğu için, tek başıma düşünmek zorunda kaldım. Umarım beğenirsin." 

EfsunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin