Kaç saattir bu haldeydik bilmiyordum. Zaman kavramım iyice yok olmuş gibiydi. Polat sarıldıktan sonra kapıyı kapatıp, beni bırakmadan koltuğa gelmişti. Aynı zamanda sırtımı okşuyor. Benimle konuşuyordu.
Sen tanıdığım en temiz kişisin Efsun. Seni kimsenin üzmesine izin vermem.
Bunları öyle bir tonda söylemişti ki fazlasıyla güven dolmuştum. Saatler sonunda ağlamalarım iç çekmelere dönmüş, yavaş yavaş bitmişti. Şimdi de bütün vücudumu utanç kaplamıştı. Ah, ben Polat'la saatlerdir sarılıyordum. Üstelik saatlerdir içim dışına çıkana kadar ağlamıştım. Onun kollarında olmanın kötü hissettirdiğini söyleyemezdim. Ben hayatım boyunca kimseye sarılmamıştım ve ilk sarıldığım kişi Polat'tı. Abim.
"İyi misin ?" diye fısıldadığında saçlarımı okşamaya devam ediyordu. Sanırım yine ağlamaya başlayabilirdim. Utandığım için sadece başımı sallayabildim. "Bakmayacak mısın bana ?"
Öyle bir ses tonuyla konuşmuştu ki hemen kafamı kaldırmıştım. Beni görmeyi çok istiyor gibi çıkmıştı sesi. Onunda gözlerinin içinin kızardığını gördüm. İlk gördüğümde korkumdan titrediğim adam benim yüzümden ne hale gelmişti. Önüme gelen saçları kulağımın arkasına almıştı. O an gözüm eline kaymıştı.
"Ne oldu senin eline!" derken sesimi yükselttiğimin farkındaydım ama eli çok kötü haldeydi. Saatler canı acımıyor muydu ?
"Bir şey yok yavrum." derken elini çekmeye çalışıyordu. Bırakmadım. "Nasıl bir şey yok, nasıl oldu bu ?" dedikten sonra hemen kalkmıştım. Çok sık yaralanan biri olduğum için ilk yardım çantam vardı.
Yanına geri döndüğümde beni izlediğini fark ettim. Utansam da elleriyle ilgilenmeye başladım. Bir yandan söyleniyordum. "Bir Savaş , bir sen. Canınızın kıymeti yok mu sizin ? Ellerinin haline bak." derken fark etmiştim. Savaş o adamı dövdüğü için elleri mahvolmuştu. Polat?
"Neredeydin bugün ? Uyandığımda yoktun. Ellerini de mahvetmişsin." Sorduğum sorunun cevabını biliyor gibiydim. Ondan aksini duymak istedim. Benim için bu halde olduğunu duymak istemedim. İşim bitmişti. Elimdekileri kenara koyup ellerimi tuttu. "Bir şey yok yavrum. İşlerim vardı sen uyurken gidip gelecektim ama hemen hepsini kandırıp gelmişsin buraya."
"O... adama mı gittin ?" Polislerin onu yakaladığını tuvaletten dönerken duymuştum. "Sen düşünme bunları. Güvendesin, bunu bilmen yeterli. Yine de bizde kalman gerektiğini düşünüyorum. Bu mahalle, bu ev çok güvensiz Efsun. Annemlerin aklı sürekli sende. Ağlayıp duruyor. Seni de anlıyorum ama böyle olmaz."
"Yapabileceğim bir şey yok. Lütfen bu konuda zorlamayın. Daha ne kadar oldu sizi tanıyalı, nasıl hemen gelip yerleşebilirim o eve. Üstelik Kaan beni istemediğini çok net bir şekilde belli etti. Olmaz." derken ellerimi çekmeye çalışıyordum. Bırakmadan konuşmaya başladı. Zorlanıyor gibiydi.
"Bak Kaan..." Nefeslendi. "Onun dediklerini yaptıklarını onayladığımı düşünme sakın. Büyürken en hassas olanımız oydu ve o kız bunun çok farkındaydı. Bizim hepimizi yıktı geçti ama biz kalkabildik bir şekilde. Kaan ise aşamadı. Tekrardan söylüyorum, sana yaptığını asla doğru bulmuyorum ama benim kardeşim de kötü biri değil. Onu yanlış tanıma. İçindeki kırgınlıkları öfkesiyle belli eden bir çocuk sadece. Ben olduğum sürece sana bir şey olmasına izin vermem. O da zamanla alışır zaten."
"Bu kötü olaydan dolayı bu konuşmayı yaptığımızı düşünüyorum. Evet çok korktum, Savaş olmasa ne yapardım düşünmek bile istemiyorum. Ama çözümü o eve taşınmam değil. Zamana bırakmak en iyisi birbirimizi tanıdıkça karar vermek." diye çırpınıyordum.
Tamam haklıydı. Bu evde yalnız kaldığım her an içimdeki her şey daha da soluyor gibiydi. Üstelik bu olayın üstüne sağlıklı düşünemiyordum. Yine de kimsenin huzurunu kaçırmak istemiyordum. Kaan gibilerle yaşamaya alışkındım evet ama bence de kötü biri değildi. Onu kısa zaman gözlemlemiştim, saf kötülük yapacak gibi değildi. Asıl öyleleri hakkında bilgi sahibi sayılırdım.
"Bak ben böyle sakin sakin ikna etmeye çalışabilecek bir adam değilim. Hiçbirimiz birbirimize sonsuz güven duymuyoruz, dediğin gibi çok yeniyiz çünkü. Yine de senin buralarda tek başına bu halde kalmana izin veremem. Sen benim kardeşimsin Efsun." Gözlerim dolmuştu işte. "Rica ediyorum. Herkesin aklı sende kalıyor. Denesek en azından, olmaz mı ? İstemediğini hissettiğim an ben seni getireceğim. Söz." derken ciddiydi.
Denemeli miydim ki ? Bilmiyordum, kafam çok karışıktı. Hem o kalabalıktan korkuyor hem de yalnız kalmak istemiyordum. Her şey neden bu kadar zor olmak zorundaydı ki? Derin bir nefes aldım.
"Birkaç gün sonra gelsem olmaz mı? Boğazım biraz geçsin. Elif hanımları üzmek istemiyorum." derken hala sorguluyordum ama denemek isteyen tarafım ağır basmıştı. Gözlerinin hem mutlulukla hem de hüzünle parladığını görmüştüm. Boğazıma baktığında kendimi çok gergin hissetmiştim. Kim bilir ne hale gelmişti. "O mu yaptı ?" Sesi zor çıkmıştı.
Sadece onaylamayan şekilde başımı salladım. Benim yaptığımı anlayacaktı ama Polat'a yalan söylemezdim. Kolay kolay yalan söyleyebilen biri zaten değildim ama Polat'a tamamen şeffaf olmam gerekiyormuş gibi hissediyordum.
"Yemekte yemedin kaç saattir. Dışarı çıkalım mı? Hem nöbetçi eczane buluruz. Krem sürmemiz gerekiyor gibi." Gözlerim daha da dolmuştu. Sert görüşünün altında bu kadar kibar, düşünceli bir adam olduğunu asla düşünmezdim. Ama Polat gerçekten bambaşkaydı. "Olur." diyebildim. Üstümdekiler iyiydi.
"Hadi gidelim. Dürüm sever misin? Çok iyi bildiğim bir yer var." derken kalkmıştı bile. Yanında gerçekten miniciktim. Koluna dokundum hafifçe. Bana döndü. "Boynum." diyebildim kısık bir sesle. Anlayışlı bakışlarıyla konuşmaya başladı.
"Bakan olursa ben onları döverim. Sen dert etme." Gülmeden edemedim. Çok komik bir ton da söylemişti. "Serin biraz hava, üstüne bir şey al."
Ah Polat, abim demem sana aşık olurum. Görürsün.
Demek istesem de ince bir ceket aldım üstüme. Evden çıktığımızda arabasına doğru yürüyorduk. Yine minnetle dolduğumu hissettim. Bu aile oldukça yaralıydı, detayları bilmesem bile bunu anlayabiliyordum. Ben de yaralıydım. Birbirimizin yaralarını sarıp, bir aile olabilir miydik ki? 17 yıl sonra, bu olabilir miydi ? Bilmiyordum ama denemek istiyordum.
Ben artık huzurlu olmak istiyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Efsun
ChickLitARA VERİLDİ. Ben Efsun.17 yıl sonra öğrendiğim gerçekle Efsun Yılmaz. Gerçek aile kitabıdır.