XXXI

26.4K 1.9K 126
                                    

"Yeni gelenleri yerleştirdim Salih amca." dediğimde Salih amca elindeki kitaptan kafasını kaldırıp, gülerek bana baktı. "Ellerine sağlık kızım. Bir hafta oldu ama genç eli değdiği belli oldu, enerji geldi dükkana." Tebessümle karşılık verdim. 

Gözüm istem dışı kapıya kayıyordu. Dün Karan bana bir şeyler deyip konuyu uzatacak gibiyken abim aramış, beni almaya geldiğini söylemişti. Bir şey konuşamadan gitmişti ve ben bütün gece içimdeki saçma heyecanı bastıramamıştım. Saçma sapan düşüncelere girmemek için kendimi başka şeylere odaklamaya çalışıyordum. Hayatım yeterince karmaşıktı, bir de benim zorlaştırmama gerek yoktu.

Kafamı dağıtmak için arka odada ders çalışmaya başlamışken kapının üstündeki süsün sesini duymuştum. Hemen kitabı bırakıp öne geçerken Salih amcanın "Karan, hoş geldin oğlum." demesiyle adımlarım durmuştu. 

Karan gelmişti ve benim içimde yok saymaya çalışğım bütün heyecan duygusu yeniden gün yüzüne çıkmış

Salih amcanın yanlış anlamaması için sakin kalmaya çalışıp onların yanlarına yürüdüm. "Hoş buldum Salih amca. Nasılsın?" derken çevreyi tarayan gözleri benimle kesişmişti. Salih amca, "İyiyim evladım nasıl olayım." dedikten sonra beni fark edip tekrardan konuşmaya başladı. 

"Bak bu Efsun. Yeni başladı çalışmaya, yardımcı oluyor bana güzel kızım." Tam ona dönüp, bana tanıtacakken Karan sözünü kesti. "Biz, dün seni görmek için geldiğimde tanıştık amca."

 Gözlerini benden bir saniye bile çekmemişti ve ben artık ellerimin titrediğini hissediyordum. Benden bakışlarını hemen çekse iyi olurdu. "Abisi sürekli gelir buraya, çokta severim. Bir gün Efsun'u da getirdi. Onun tepkisini gördüğüm an aklıma sen geldin." 

Salih amca konuştukça yanaklarım kızarıyor, üstümdeki bakışların ağırlığını daha da hissediyordum. "Karan buraya ilk açtığım gün geldi, bundan 6 yıl önce 14 yaşında bir veletken. Girdiği gibi gözleri ışıldadı, her kitaba baktı, inceledi. Hepsini yaparken yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. Sen de o gün aynı onun gibiydin." Karan, Salih amcanın dediği gibi kocaman bir gülümsemeyle bana bakıp konuştu. "Sen de mi çok seviyorsun kitapları?" Gülümsemesi, vereceğim cevabı bile unutturmuşken kendime gelmeye çalıştım. "Evet, ben de çok seviyorum."

"Karan'da hukuk okuyor Efsun. Sen de hukuk okumak istiyordun değil mi?" diyen Salih amcaya döndüm. Karan'a olan hayranlığımın içten içe arttığını bildiğimden ona gözlerimden çıkan ışıltılarla bakmak istemedim. Zaten zihnimden geçenler beni yeterince utandırıyordu. "Evet Salih amca. Savcı olmak istiyorum." 

Savcı olmak çok istiyordum ama olabilir miyim bilmiyordum. "Çok yakışır." diyen Karan beni içten içe iyice çıkmazlara sokuyordu. 

Kalbimin ritmi yine bozulmuş, taşikardi geçiriyormuşum hissi veriyordu. Kızaran yanaklarımı fark etmemesini umuyordum. Konuyu değiştirmek için "Nasıl okuması çok zor mu? " dedim. Bu sırada Salih amca bizi koltukların olduğu kısma ilerletmiş, sohbetimize katılmıştı.

Ne kadar süre geçti bilmiyordum ama bir süre sonra Salih amca telefonu çalınca gitmiş, Karan ile biz baş başa kalmıştık. Müşteri gelmediğinden oturup kalmış, kendimi onunla derin bir sohbette bulmuştum. Yaşım, hayallerim, hayatım hakkında bana sorular sormuştu. Ona yaşadıklarımı anlatamayacağım için bir şekilde o soruları geçiştirmiş, ben de ona bir şeyler sormuştum.

"Moduma göre değişiyor aslın-" diyecekken abimin "Efsun!" diyen sesini duyduğumda hemen odağımı, kapıda durup gözlerini Karan'a dikmiş abime çevirmiştim. Abimin gözlerinden alev çıkıyor gibiydi ve ben Polat abimi böyle görmeyi hiç sevmemiştim. "Abicim, bir şey mi oldu ? Erken gelmedin mi?" derken çoktan ayağa kalkmış, ona sarılmıştım. 

EfsunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin