~7~

1.8K 157 17
                                    


Eve geldiğimde içimde nedensizce kötü bir his vardı.
Düşünceler beynimi yorarken ellerimin titremesine engel olamıyordum.
Lakin bunların bugün aldığım haberle bir alakası yoktu, Doktor zaten az buçuk bildiğim şeyleri söylemişti.
Eve geldiğim sırada telefonuma gelen bildirimle irkildim.
Yine aynı mail adresinden gelmişti.

"Zamanı geldi Avukat Hanım"

Mesajı kavramaya çalışırken bahçe kapısının sertçe açılmasıyla o kişinin burada olduğunu anlamıştım.
O yukarı gelene kadar hemen polisi aradım.
Korku bedenimi ele geçirirken tek yapabildiğim etrafı iyice kapatmak olmuştu.
"Allah'ım yardım et, Allah'ım yardım et lütfen..."

Ciklet korkarak yanıma geldiğinde etraftaki sesler çoğalıyor, aşağı katın kırılan cam sesleri korkumun giderek artmasına sebep oluyordu.
Ciklet'i kucağıma alarak kapının arkasına geçtim.
Ne yapacağımı bilemeyerek oturduğum yerde bekliyordum sadece.
Allah'ım ne olur polisler çabuk gelsin, ne olur.
Biraz sonra Gürültüler devam ettiğinde korkum azalmıyor, aksine çoğalıyordu.
Alt katı düşünmek bile istemiyordum.
Aylarca çalışıp özenle kurduğum ofisim kim bilir ne haldeydi?
Mutfağın camına sert bir cisim çarptığında istemsizce çığlık atmıştım.
Camlar ayak ucuma kadar savrulurken, Ciklet korkudan bana daha çok sokulmuştu, şuan tek yapabildiğim dua etmekti.

Siren sesleri ile birlikte Gürültüler azaldığında, Rab'bime binlerce kez şükrediyordum.
Polislerin seslerini duyduğumda bir nebze'de olsa rahatlamıştım.
Kimdi bu adam,
ne istiyordu benden?

"Çabuk kaçan adamın  peşinden gidin, iki kişi evin etrafını arasın, Kerem sen benimle gel yukarı çıkıyoruz, herkes dikkatli olsun!"

Polisin sesini duymamla adamın gittiğini anlamıştım.
Ayağa kalkmaya çalışıyordum, fakat dizlerimi hissetmiyordum.
Zaten son aylarını yaşayan benim için, bedenim bu kadar zayıf ve güçsüzken böyle bir olay çok ağırdı.

"Kerem sen alt kata bak ben üste çıkıcam"

Az önceki polisin sesini duymamla tekrar kıpırdandım ama nafile.
Biraz sonra polis kapının önüne gelmişti

"hanımefendi polis, oradamısınız?"
Yükselen sesine  zar zor karşılık verebilmiştim.

"Bu.. burda.. yım"

"iyimisiniz, Yara aldınızmı?"
Konuşmaya çalışıyordum ama titreyen çenem bana engel oluyordu.

"y...ye..yerim..den...kalkamıyor.. rum..."

"anlıyorum kapıyı açmam için arkasından çekilmeniz gerekiyor"
Kollarımdan destek alarak Kendimi duvara yaslamıştım.
"t.. t... Tamam.."
Biraz sonra bir aletle kapıyı açtıklarında polis yavaş adımlarla içeri girmişti.
Kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda tanıdık siması ile karşı karşıya kaldım.
Ben daha ağzımı açamadan o hemen yanıma dizlerinin üzerine çökmüştü
"Elif?"

"Murat"
Murat hemen yaralanmışmıyım diye kontrol etti, bir yandan'da sorular soruyordu.

"nasıl oldu? Adamı görebildin mi?"
Kafamı olumsuz anlamda salladım.

"Hiç bir şey görmedim"
Murat etrafımdaki cam parçalarına bakarak konuştu,
"buradan kalkman lazım"
Tekrar tüm gücümü dizlerime vermiştim fakat nafile,
Hiç hissetmiyordum resmen.

"kalkamıyorum"
Dedim zorlanarak. Yardım etmek için elini uzattığında hemen geri çekmişti.
Yanımdan kalkıp balkona doğru yürüdü.

"Seher, Tuba buraya gelin."
Tekrar bana döndüğünde rahatlatmak istercesine gülümsedi.

"Merak etme onlar sana yardım edecek"
Onaylar manada başını salladım.
Hassasiyetimi bildiği için böyle davranıyordu. Tanıştığımız günde elini sıkmamıştım. Polisler geldiğinde yardımlarıyla salonda koltuğun üzerine oturmuştum.
Ben onlara olayı anlatırken murat elinde bir bardak su ve Ciklet'in su kabıyla yanımıza gelmişti.
Suyu bana uzattığında teşekkür etmiştim.

Ciklet Murat'ın getirdiği suyu içerken, gözüm hep ondaydı.
Ne kadar korktu kim bilir?
Hala tamamen düzelmiş sayılmazdı.
Polis memurları ifademi aldıklarında aşağı inmişlerdi.
Murat müsaade isteyerek karşı koltuğa oturmuş telsizin diğer ucundaki polislerden haber bekliyordu,

"Kartal 1 Kartal 2 konuşuyor"

"Kartal 2 Kartal 1 dinlemede"

"Maalesef elimizden kaçırdık komiserim, sirenleri duyar duymaz kaçmış olmalı"
Korku içinde Murat'a bakarken, bu olayın bir daha tekrarlanmaması için sürekli dua ediyordum.
Murat sakin ol der gibi elini kaldırdığında tekrar telsizle konuştu.

"Ne kadar sokak varsa bakın,dükkanlara dikkat edin  yakınlardaki tüm kamera kayıtlarını istiyorum."
Murat telsizi kapattığında yüzümdeki korku ifadesi onu rahatsız etmiş olacak ki yüzü çok asıktı.
Tam soru soracağım sırada içeriye bir Polis memuru girdi.
Murat kafasını çevirdiğinde Polis memuru konuşmaya başladı.
" Murat işimiz bitti "

"Tamam Kerem "
Dedi Murat kafasını sallayarak.
Bense hala ne yapacağımı düşünüyordum.

"Elif hanım değil mi?"
Polis memuru bana seslendiğinde evet anlamında başımı salladım.

"Aileniz, yakın arkadaşınız falan varsa sizi'de bırakalım. İsterseniz bu gece burada kalmayın."

Hadi şimdi çıkarabiliyorsan çıkar Elif kalbine saplanan kimsesizlik okunu...

MÜDDESSİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin