~30~

1K 104 12
                                    


Yazarın ağzından:

Evine dönmek için hastaneden ayrılan kenan bey hazırlaklarını tamamlayıp, bir gün sonra istanbulda dava için kaldığı evden çıktı, Ailesinin yanına gidip bir kaç gün sonra dönmekti niyeti, Murat komiser ona yardım edeceğini söylediğinde çok sevinmiş, kızına kavuşmanın hayali tekrardan yüreğini sarmıştı.

Bavulunu apartmandan çıkarttığında yaklaşık on dakika içerisinde kapıda olacak olan taksiyi beklemeye başladı.
Aklı Elif 'te kalmıştı, belki de kızı ile aynı yaşta olması onun için bu kadar endişelenmesine sebep olmuştu.
Genç kız adliyenin kapısında bayıldğında en azından arkadaşları gelene kadar Kenan bey bir dakika yanından ayrılmamış,içten içe hep destek olmuştu. Daha geçen gün mahkemede kendisine dimdik, kafa tutan kızın kim bilebilirdiki bu kadar hasta olacağını...

Elife karşı mahçup ve şükran doluydu kenan bey, rüya gördüğü zaman yanında olduğundan, rüyasında babasına söylediği şeyler yüreğine oturmuş, "acaba Benim kızım 'da onu terkettiğimi mi sanıyor?" düşüncesini oluşturmuştu zihninde. Hem hikayeyi hiç babasından dinleyememiş bir kız çocuğu ona anlatılan hikayeye inanmak zorunda kalabilirdi.
Oysa kenan ve ailesi hiç vazgeçmemişlerdi kızlarından.

Kenan etrafına bakınırken cebindeki telefonun titremesiyle tanımadığı numaradan gelen mesaja baktı, kendine uzunca bir mesaj geldiğini gördüğünde kaşları çatıldı istemsiz olarak. Okumaya başladığında az sonra yüzleşeceği gerçeklerden habersizdi...

"merhaba Kenan bey, ben Nihal.
Az sonra okuyacaklarınız'dan sonra bana karşı büyük bir öfke oturacak içinize biliyorum, ama lütfen beni affedin çünkü ben bu yaptığımın cezasını çok ağır yaşadım.
Ben bundan tam 24 sene önce Konya da karınızın doğum yaptığı hastanenin hasta bakıcılarından biriydim.
Nasıl anlatacağım, söze nasıl başlayacağım bilmiyorum ama ben kızınızı Ziya ya veren kişiyim. "

Okuduğu şey ile beyninden vurulmuşa dönen kenan bey, duyduklarının ağırlından kaldırıma çökmüş, tedirgin bir şekilde mesajın devamını okumaya devam etti,

"O zamanlar çok aşık olduğum adam ziya için çalışıyordu. Benden bebeği istediğinde ilk başta istemesemde bu bebek için daha iyi olacak diye beni bir şekilde ikna etti, zaten karşılığında alacağımız para ikimizin bir ev kurması için Yeter'de artar bir mikrardı, aslında bunun hiç bir açıklaması, bahanesi yok. O zamanlar çalışmak için geldiğim şehirde durumum iyi olmadığı için affı olamayacak bu hatayı  yapıp hastanenin kantininde bebeğinizi bekleyen adamlara kızınızı ben verdim.
Verdim ama sonrasında içim rahat etmedi ve araştırdım. Sevdiğim adam kızınızı bulmamanız için onu bu şehirden götürdü, bu yüzden siz bu şehri karış karış arasanızada bu sadece bir hiçlik doğurdu...

Sevdiğim adamdan öğrendiğim Kadarıyla ziya kızınızı İstanbula götürdü ve hasta olduğu için sürekli ağlayan bir bebekten hayır göremeyeceğini düşünüp onu sokağa bıraktı, ziya bilmesede sevdiğim adam bir yandan 'da polisi arayıp kızınızın yerini söylemiş, sonrasını bilmiyorum ama muhtemelen bir yetimhaneye götürülmüş olmalı. Tabi bunun karşılığında aldığımız parayla  evlensek'de hiç bir hayır göremedik, eşim hep ziyanın pis işlerini yapmak zorunda kaldı, ne kadar ayrılmak istesede Ziya tehtid edip yanında tuttu.
Ve Eminim ki içten içe bize duyduğunuz ah yüzünden doğan tüm çocuklarımız öldü, bir çocuğu kaybetmenin verdiği acıyla birlikte çok kez sizi aramak, kızınızın yerini söylemek istedim ama Ziyanın korkusundan hiç bir şey yapamadım.
Biliyorum üzerinden çok zaman geçti, siz kızınızın tüm gençliğini kaçırdınız ama Ziya ile birlikte kocamda hapse girdi. Ziyanın artık bana bir şey yapamayacağını düşündüğün için size bunları anlatıyorum, bu saatten sonra tek yapacağım şey Allaha beni Affetmesi için yalvarmak olur.
Bildiklerim bu kadar Kenan bey tekrardan çok özür dilerim...
Sizden ve Ailenizden, en çok da kızınızdan...

MÜDDESSİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin