~19~

1.2K 97 0
                                    


"ne yapmaya çalışıyorsunuz anlamıyorum.göz göre göre çocukların kaçırılmasına, çalıştırılmasına,organlarının çalınmasına, belki öldürülmesine nasıl destek çıkabilirsiniz?
Hiç mi düşünmüyorsunuz yaşadıkları acıyı, korkuyu? bu çocukların çığlıkları gece uykularınızı kaçırmıyormu? Ailelerin özlem dolu feryatları içinizi sızlatmıyormu?
Peki ya medyaya sergilediğiniz yardım sever kişiliğiniz, Hepsi yalan mı? Kimsiniz siz,
Ve vicdanınızı nereye gömdünüz? "

Söylemek istediğim cümleler beynimde duvarlara çarparken sadece bakıyordum adamın yüzüne
Benimle bu kadar ilgilenen bir adam nasıl olur 'da acımasız bir katili hapisten çıkartmaya çalışırdı?
Hızlıca kalktım yerimden.

" yardımınız için tekrar teşekkürler"
Oda benimle birlikte ayaklandı

"rica ederim avukat hanım, haftaya görüşmek üzere"
Kim olduğumu biliyordu  ve onun adını duyduğumda yüzümdeki şaşkınlıktan onu tanıdığımı anlamış olmalıydı.
Koridorda ilerlediğinde arkasından bakıyordum.

Galiba bu adamın dava ile kişisel bir bağlantısı vardı, bu bulguya dair tek bir kanıtım yok'du ama emindim.
Kenan İlkan'ın mutlaka dava ile arasında bir bağ vardı.
Adliyeden çıktığımda Zehrayı arayıp durumu anlatmıştım.
Akşam Zehranın anneannesine gidecektik ama öncesinde yine aynı adamdan şikayetçi,çocuğu kaçırılan bir kaç aile ile görüşecektim.
Gerekirse hepsini tek tek gezecek en ufak bir delili bile kaçırmayacaktım.
Buluşacağımız yer uzak olduğundan taksi çağırmıştım.
Gideceğim yeri şoföre tarif edip, bu dava için şikayetçi olan ailelerin ifadelerini okuyordum.
Geneli birbirine benziyordu.
Ya okul yolunda kaybolmuş çocuklar, ya sokakta oynarken, yahut markete giderken.
Taksi durduğunda ücreti verip kafeye ilerledim. İçeri girdiğimde birkaç kişi masada etrafa bakınıyordu.
Yanlarına ilerleyip konuştum.
"Beni bekliyorsunuz galiba, Avukat Elif Güner"

"evet Avukat hanım, hoşgeldiniz."
Yorgunluğu gözlerinden belli olan kadın oturmam için sandalyeyi gösterdi.
"lütfen buyurun"

"teşekkür ederim, nasılsınız demek istiyorum aslında ama hiç biriniz iyi gözükmüyorsunuz.
O yüzden isterseniz hemen konuşmaya başlayalım"
Karşımdaki otuz yaşlarındaki adam yüzünü sıvazlayarak bitmiş bir tavırla konuştu.
"hemen başlayalım avukat hanım, hiçbirinizin sabrı kalmadı artık"

"sizden başlayalım o zaman, gördüklerimizi, aklınıza takılan noktaları, düşüncelerinizi anlatın lütfen.
Hiç bir noktayı kaçırmamalıyız."

"şöyleki avukat hanım....."

......................

Yaklaşık iki saatin sonunda kafeden ayrılmıştım.
İçlerinden çocuğunu kaybedeli seneler olan kişiler vardı, bu iş dün, bugün başlamamıştı.
Yıllar öncesine dayandığına emindim.
Akşam mutlaka Zehra ile alt kata inip çalışmamız gerekiyordu.
Ama ondan önce adımlarımı İlerideki pastaneye yönelttim.
Seher teyze( Zehra'nın anneannesi) için bir şeyler almak istiyordum.
Zehra buradayken de yokkende beni sürekli aramış, iyimiyim diye merak etmişti.

Her Ne kadar bu hafta çok yoğun olduğumuzu ve yemeğe gelemeyeceğimizi söylesek de, zaten ben sizi yoğunsunuz, yemek yapamazsınız diye çağırıyorum demişti.
Hakkını verelim bence çok mantıklı bir savunma :)
Pastaneye girdiğimde çeşit çeşit tatlı, pasta kokularıyla gülümsedim.

Hafif soğuk havaya inat içerideki sıcacık ortam,sessiz sessiz çalan fon müzikleri, insanın içeri girer girmez huzur bulmasını sağlıyordu.
Gözümü tatlılarda gezdirdikten sonra aklıma Seher teyzenin geçen gittiğimde söylediği meyveli pasta geldi.
Elimle pastayı işaret ederek konuştum
"şuradaki pastayı alabilirmiyim lütfen?"

MÜDDESSİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin