~5~

2.1K 161 27
                                    

Bir yandan kahvaltımı yaparken beynimde hala dün ki mesaj ve fotoğraflar çalkalanıyordu.
Kim olduğunu tahmin edemiyordum,
Son zamanlarda çok sorunlu bir davam olmamıştı.
Kafamın içinde muhasebe yaparken gözümün saate çarpmasıyla çayımın son yudumunu içip hızla ayaklandım.

Yeni bir dava için müvekkilimle görüşmemiz vardı, sonrasında da Adliyeye gidip bir kaç dosya bırakmam gerekiyordu, dün gelen mesajı da araştırması için mutlaka karakola haber edecektim.

Mesleğim yüzünden başıma önceden de böyle olaylar gelmişti, ama çok uzamadan hallolmuştu.
Lakin daha önce kimse fotoğraflarımı çekmemişti.
Beni korkutan noktada buydu, bu kişi beni yol boyu takip etmiş, benimle beraber eve kadar gelmişti.
bu demek oluyor ki bu kişi evimi biliyordu.

Hazırlanıp kapıdan çıkarken üzerimde hala bir tedirginlik vardı
Sanki her an o kişi etrafımda gibi hissediyordum.
Durağa doğru ilerleyip otobüse binerek müvekkilimle buluşacağımız kafe'ye geldim.
Aslında görüşmelerimi büromda yapıyordum, lakin bu kafe emniyete yakın olduğu için burada buluşmak istemiştim.

.....

Görüşme bittiğinde gerekli notlarımı tutup kafeden çıktım, adliyeye giderken kafamda davanın delilleri canlanıyordu.

Bu seferki davam gençlerin arasında geçen bir harbedeydi.
Aslında ufak atışmalarla başlayan kavga, sözlü taciz ve kışkırtma sonucu büyümüş, ve Müvekkilim sadece oradan geçen birisi olmasına rağmen kavgayı ayırmak adına aralarına girince karnından kasıtlı olarak bıçak yarası almıştı.

Adliyeye girdiğimde hemen dosyaları teslim edip, dün ki olay için ifade vermiştim
Olayın tekrarı halinde koruma kararı çıkartmayı düşünüyordum.

Benim başıma çok şükür bu zamana kadar gelmese de çevremde böyle olayların tekrarı ile zor durumda kalan Avukatlar olabiliyordu.

İşlerimi bitirdikten sonra Adliye'den çıkmış,Tekrar otobüs ile eve dönmüştüm.
Özellikle toplu yerlerde olmaya dikkat ediyordum.
Çünkü böyle bir konumda tek başıma olmam büyük risk taşırdı.
Son kez dikkatlice etrafıma bakarak eve girdim kapının tüm kilitlerini kitleyip üst kata çıktım.

İki gün sonra bugün aldığım Davanın Mahkemesi vardı.
Biraz dinlenip namaz kıldıktan sonra aşağı inip davalara çalışmalıydım.
Üst kata çıkar çıkmaz ceketimi çıkarıp koltuğa uzandım.
Ciklet hemen yanıma geldiğinde onunla ilgilenmeye başladım.

Ezanın okunmasına yarım saat vardı,
Evdeki sessizliği dağıtmak için televizyonu açtım.
Genelde gürültüyü hiç sevmememe rağmen sağır edici sessizlik beni çok rahatsız ediyordu.
Sanki yalnızlığım duvarlardan yüzüme vuruyordu.

Aslında manzara fotoğrafları çekmeyi çok seven benim, kimliğim ve Avukat kartım dışında bir tane fotoğrafım yoktu.
Fotoğraf karesinde tek başıma oluşum yalnızlığımı daha çok hissetmeme sebep oluyordu.

Mezun olduğumda  herkes ailesi arkadaşları ile birlikte fotoğraf çekilirken, ben bölüm fotoğraflarına bile katılmamıştım.
Onlar hayatımı bilmedikleri için bunu saçma bulurken, bu olayın beni ne kadar sarstığından haberleri bile yoktu.

Yarın boş günüm olduğu için davaları bugün bitirip dinimi öğrendiğim kuran kursuna gitmek istiyordum.
Tesadüfen bir davada karşılaştığım kuran kursu hocası öğrencilik yıllarımda beni kursuna davet etmişti.
O zamanlar büyük bir boşluk ve arayış içerisinde olduğum için davetine icabet etmiş, İslamı yavaş yavaş öğrenmeye başlamıştım.
O günden sonra kalbimi yakan yalnızlık duygusu, yerini derin sulara bırakmıştı.
Tabi bazen yalnızlık denizimin dalgaları boyumu geçiyordu ama,
Tevekkül etmek beni içten içe rahatlatıyordu.

Sanki tüm o mücadeleleri, hayatla olan kavgalarımı, boyumu geçen dertlerimi, kursun kapısından içeri girince dışarıda bırakıyordum.
Çünkü kuran kursları Allah'ın eviydi,
Orası kendi dertlerimi unutup sadece Rabbimle baş başa kaldığım yerdi.

Ezan okununca kucağımda uyuya kalan Cikleti koltuğa bırakıp abdestimi aldım.
Bana çok fazla bol gelmesine rağmen çok sevdiğim namaz elbisemi de giyip seccademin başına geçtim.
Öncelerde namaz kılmak zor gelirken hocamın anlattığı bir hadise sonucu artık daha bağlıydım bu kutlu çağrıya:

'Allahu Teâlâ kulu namaz kılacağı zaman meleklere' Ey  benim meleklerim kulumun sırtındaki  işlemiş olduğu günahları kaldırın ki kulum bana daha rahat secde etsin'buyururmuş. Melekler secde eden kulun günahları alır namaz bitene kadar taşırlarmış, sonrasında namaz bitince' Ey Allah'ım geri yükleyelim mi günahları?' diye sorduklarında Rabbimiz  'hayır kulumun üzerinden kaldırdığım günahları tekrar ona yüklemek şanıma yakışmaz, silin günahlarını' buyururmuş.
Böylelikle insan her namaz kıldığında günahlarından arınır.
Belkide bu yüzdendir her namaz sonrası kalbimize çöken ferahlık...

Namazım bitince dualarımı edip seccademi kaldırarak çalışmak için aşağı kata inmiştim.

MÜDDESSİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin