~17~

1.2K 101 2
                                    

"Elif, eve geldik."
Muratın sesiyle birlikte başımı camdan kaldırdım.
Resmen arabaya biner binmez uyumuştum.
Tabi buna uyumak denirse, yorgunluktan bayılmak'da diyebiliriz.
Saçımın gözükmediğimden emin olunca murata döndüm

"bıraktığın için teşekkür ederim"
Düşünceli bir şekilde konuştu
yüzüme bakmamak için gözleri direksyondaydı.

"Elif bu davayı bırakamazmısın?"
Kafamı iki yana sallayarak net bir şekilde konuştum.
"bırakamam"

"senin kararlarına karışamam ama bir daha asla ama asla kendi başına özelliklede gece öyle yerlere gitme Elif.
Çocuklar orada olmadığına göre adamlar seni farketmiş.
Bu demek oluyorki sana zarar verebilirlerdi, böyle durumlarda ilk önce polisi aramalısın."
Haklı olduğu için sesimi çıkartmamıştım.

"haklısın bir daha böyle bir şey olursa daha farklı davranırım"

"tekrar teşekkür ederim hayırlı geceler"

"rica ederim, sanada"
Arabadan indiğimde yavaş adımlarla eve doğru yürüyordum.
İçeri girip ilk önce ciklete baktım mamasını ve suyunu değiştirip hemen abdest aldım.
Orada muhakkak başıma bir şey gelebilirdi, şuna çok emindim ki Rabbim beni korumuştu.
Namaza durduğumda bütün dünya meşgalelerini arkamda bırakarak tekbir getirdim.
Namazdan sonra içime bir sıkıntı oturmuştu.
Her ne kadar iş içinde olsa bir erkekle bu kadar çok diyaloğa girmek günahtı
Şuan zor bir durumda olduğum için fazla dikkat edemiyordum, ama yinede içim el vermiyordu.

Zehra olmadığı için gelişen olaylarda murata haber etmek durumundaydım.
Yinede bu saatten sonra daha dikkatli davranacaktım.
Evde yemek olmadığı için Zehranın anneannesinin yaptığı poğaçalardan ısıttım. Çok güzel bir histi, birisi beni düşünmüş benim için emek vermişti.
Yemek yerken bir yandan hala gözüm bilgiseyarın ekranındaki adamdaydı.

Kimdi bu Kenan İlkan?

Bu kadar iyi ve namı duyulmuş bir avukat olmasına rağmen hiç duymamıştım adını, ama çıkaramadığım bir yerden tanıdık'da geliyordu.
Kaybettiği dava neredeyse yoktu,
Eğer çok önceden görseydim.
Dava içeriği hariç çalışma azmi belkide örnek alacağım biri olabilirdi.
İnternete fazlaca iyilik yaparken mazlumların elinden tutarken fotoğrafları vardı, çocuklara olan düşkünlüğü belliydi.
Peki böyle bir adam neden bir çocuk kaçakçısının avukatıydı?
Bu işin altında ne yatıyordu?
Ya internetteki kişiliği tamamen bir kurguy'du, yada avukat kişiliği.

.........................

Yatmadan önce elime tableti almış, yeni bir sayfa açmıştım.

Dünden, bugünden, ve yarından...

"Daha dünün yorgunluğunu atamadan bugün oluyor, ve emin olun endişemiz yarın...
Oysaki zamanı yaratanı, imtihanlar verip, nasipler göndereni hiç zikretmiyor kalbimiz..
Bizi yokdan var edeni, duâ'larımıza icabet edeni, imtihanlarla sınayıp, mükafatlarla taçlandıranı...

Hiç kimsesizlerin kimsesi olanı, en merhametliyi, ve Alemlerin Rabbini unutuyoruz...
Bizi huzuruna günde beş kere davet edip, icabete kutlu bir mükafat saklayanı, bizlere değer veren en değerliyi unutuyoruz...

Ömrümüzü bereketli kılıp, bir ezan ile geldiğimiz şu dünyada, bize en değerliye ulaşma şansı vereni, sonunda bitmek bilmeyen huzurlu bir ebediyeti bizlere lutuf kılanı unutuyoruz...

MÜDDESSİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin