~3~

2.3K 177 37
                                    

Hazırlanıp eşyalarımı aldıktan sonra alt kata ofisime inip dava için gerekli dosyaları aldım. Evim iki katlıydı, üst katında ben oturuyordum alt katı ise büromdu. Zaten genelde alt katta dava inceler, iyice uyku çökünce üzerime yukarı çıkardım.
Dosyaları alınca ofis den çıktım.
Çağırdığım taksi gelmiş kapının önünde bekliyordu,

Geç kalmamak için hızlı adımlarla bahçe kapısından çıkıp, beni bekleyen taksiye bindim.
"Günaydın, ***** Adliyesine gidelim lütfen"
Taksiciye adresi söyleyip dosyaları incelemeye başladım.
Bu günkü davam
Taciz edilen genç bir kızın davasıydı,
18 yaşındaki müvekkilim Büşra  arkadaşları ile birlikte, okuldan artan zamanda çalışmak için evlerine yakın bir  Kafe de işe başlamış. arkadaşları işlerini bitirip çıkarken Büşra patronu yüzünden akşama kadar Kafe de kalmak zorunda kalmıştı. İşten çıktığında sokaklar tenhâlaşmış, ve maalesef ki Eve dönerken sarhoş bir sapığın tacizine uğramıştı, şanslıymış ki yoldan geçen bir kadın olayı fark edip hemen yanına gelmiş.
Suç duyurusunda bulunup sapığın hapse girmesini istemişti, adam olayları yalanlayıp kamera kaydı olmadığını ve yalancı şahitlik iddiasını öne sürerek olaydan paçayı sıyırmaya çalışmıştı.
Müvekkilim ise bana başvurmuş ve birlikte tekrardan suç duyurusunda bulunmuştuk, bu gün ilk mahkememiz vardı, ve ben dersime Her zaman olduğu gibi yine iyi çalışmıştım.
Mahkemeye gelince kendinden emin ve hızlı adımlarla cübbe odasına girdim, cübbe mi giyip şalımı düzelttikten sonra duruşma salonuna ilerlemiştim.
Bizim duruşmamız 5 dakika sonra başlayacaktı,
Salonun önünde bekleyen Büşra ve ailesini görünce gülümsedim,
Büşra beni görünce heyecanlanmıştı.
Koşarak yanıma geldi.
"Elif abla dediğin şeyleri getirdim"
Gülümseyerek başımı salladım
"harikasın!"
Annesi bana endişe ve korkuyla bakıyordu,
"Avukat hanım sizce kazanırmıyız?"
Rahatlatmak için kendimden emin bir şekilde gülümsedim,
"Merak etmeyin elimizde yeterli kanıt var, şu an korkması ve endişe duyması gerekenler karşı taraf"
Karşı tarafın Avukatı geldiğinde zanlı ortada yoktu.
"Davacı Büşra Kaya, Avukatı Elif Güner,"

"Davalı Sinan Yılmaz, Avukatı Mehmet Güzer"
İsimlerimiz çağırıldığında duruşma salonuna girmiştik.
Ben ve Büşra ön tarafa geçerken, ailesi izlemek için arka tarafa geçmişti.
Hakim sorar gözlerle bakıyordu Avukata,
"Mehmet bey Müvekkiliniz nerede?"
Hakimin sorusuyla Mehmet bey şimdiden ecel terleri dökmeye başlamıştı.

"Müvekkilim dün tesadüfen bir kavga esnasında olay yerindeydi, olay açıklanana kadar geceyi maalesef ki nezarethane de geçirdi eğer izin verirseniz polis arkadaşlar getirecekler"
İşte bu! Tam üzerine bu olayın olması şimdiden hakimin kararına katkıda bulunurdu.
Büşra ya bakıp göz kırmıştım.
Bu dava havada karada bizimdi.
Hakimin izni ile salonun kapısı açılmış iki polis memuru zanlıyı içeri getirmişti.
Ağzı yüzü dağılmış bir şekilde içeri giren Sinan yerine geçerken,polisler de yan tarafta bekliyordu 
"Herkes tamam olduğuna göre başlayalım."
Hakimin sözüyle dikkatimi tekrar davaya çevirmiştim.
"Sayın Savcım buyurun"
Savcı iddianemeyi okumaya başlamıştı,

"İddiaya göre:  Davalı  Sinan Yılmaz ****** vakitlerinde davacı Büşra
Kayayı taciz etmiştir.
Olayın  karakolda delil yetersizliğinden dolayı üstü kapatılmış, ancak Davacı Büşra Kaya tekrardan suç duyurusunda bulunup mahkeme talep etmiştir."
Savcı iddianamaeyi okuduğunda, karşı tarafın Avukatı söz hakkı istemişti.
" Buyurun Avukat Bey "
Avukat ayağa kalkarak savunmasını yapmaya başladı,

"Öncelikle Sayın Hakim sizin de gördüğünüz gibi ortada hiç bir delil yoktur, ve Müvekkilim o gece çok sarhoş değil olayları hatırlayabilecek durumdadır, bunların hepsi bir oyundan ibarettir, ortada bir delil yokken Yüce Mahkemeyi meşgul etmekten başka bir şey değildir. "

"Peki tanık konusunda nasıl bir savunmanız var?"
Hakimin sorusuyla gözüm hemen tanığı aramıştı, arka tarafta oturduğunu görünce kafamı rahat ol dercesine salladım.
Emekli öğretmen olan tanık, her şeyi net bir şekilde görmüş, ve Sinan'ın cezasını çekmesi için çok kararlıydı.
"Ortada denildiği gibi bir olay olmadığı için tanık da tamamen sahte olup, olayı manipüle etmek için tutulmuş biridir."

Büşra korkuyla bana bakarken, ben onun aksine gayet rahat bir şekilde söz hakkı istedim,
Söz hakkı bana geçince ayağa kalkarak konuşmaya başladım.

"Öncelikle Sayın Savcım, Sayın Hakim,
Karşı taraftan da denildiği gibi karakol da bir delil bulunamamıştı, çünkü zanlı bu suçu ilk defa işlemiyor, nerede kamera olup nerede olmadığını iyi biliyordu, şüpheli yine yakalanmayacığını Düşünerek suçunu tekrarlamış ve yine elini kolunu sallaya sallaya karakoldan çıkabileceğini düşünmüştü.
Ama ne yazık ki!  öyle kolay
olmayacak. "
Elimdeki delilleri savcıya vermesi için Mübaşir'e teslim etmiştim
Sinan ecel terleri dökerken Avukatının da ondan aşağı kalır yanı yoktu.
"Polis memurları delil bulamamıştı, sen nasıl buldun?"

"Etrafta dükkan veya güvenlik kamerası olmaması polislere yeterli gelmiş olmalı ki daha fazla araştırma yapılmamış lakin ben olay yerine gittiğimde uzun süredir orada park halinde duran bir aracın güvenlik kamerası olduğunu fark ettim Sayın Hakim, Kamera kayıtlarına baktığımız zaman olay ayan beyan ortadadır, zaten izlediğinizde bir savunmaya bile gerek kalmayacak. "
Video büyük ekrana yansıtıldığında
Büşra'ya gözlerini kapatması için işaret vermiştim. Sinan artık kurtulamayacağını fark ettiğinde sinirden nereye saldıracağını bilmiyordu. Video bittiğinde tekrardan söz hakkı almış konuşmama devam etmiştim,
"Sayın Hakim elinizde ki diğer video da ise Davalı Sinan beyin delilleri yok etmek ve zarar gören kamu malını gizlemek için olay yerine tekrar gittiği kaydı göreceksiniz"
Kayıt izlendiğinde artık her şey apaçık ortadaydı.
"Eklemek istediğiniz bir şey var mı Avukat hanım?"

"Maalesef ki var dün akşam sularında Zanlı Müvekkilimi gizli numaradan arayıp tehtit etmiştir. Bunu öngördüğüm için telefonuna önceden indirdiğim uygulama sayesinde elinizde bulunan bellekte telefon kayıtları da mevcuttur.
Karşı tarafın avukatı kravatını gevşettiğinde zaferle sırıttım. Köşeye sıkışmışlardı, ve her şey artık gün gibi ortadaydı.
Tüm deliller incelendiğinde Hakim tekrar bana dönmüştü,
"peki talebiniz nedir?"

"Sayın Hakim, Türk Ceza kanununun 105. Maddesinde beyan olunduğu gibi, bir kimseyi cinsel anlamda taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikayeti üzerin  '3 ay dan 2 yıla kadar' hapis cezası veyahut para cezasına çarptırılır.
Ayrıca,
106. Maddenin 1. kanununa göre;
Bir başkasının kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle, Tehtit eden kişi 'altı aydan iki yıla kadar' hapis cezası ile cezalandırılır. "

"Zanlı Bu Yasaları çiğnemiştir.
Dahası  bu olaylar önünüzdeki psikolog raporu ile sabit  olup daha 18 yaşına yeni ayak basmış müvekkilim için travma yaratıp sosyal hayatını ciddi bir şekilde etkilemiştir.
Olayı inkar ederek temize çıkmaya çalışan davalının yüce mahkemede olabilecek en ağır hapis cezasına çarptırılmasını talep ediyoruz. "

Hakim konuşmaya başladığında hepimiz ayağa kalkmıştık.
"yaz kızım ;
Zanlı Sinan Yılmaz hem taciz, hemde tehtit suçu işleyip karşı tarafın Psikololjik destek almasına sebep olmuştur, kamu malına verdiği zararı da göz önünde bulundurarak, işlediği suçları kabul etmeyip suçunun ortaya çıkması sonucunda,
5 yıl 9 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılmıştır.

İşte bu ! 
Sevinçle Büşra'ya döndüm, gözünden yaşlar akıyordu. Annesi ve babası birbirine sarıldığında bende Büşra'ya sarılmıştım.
İşte bu yüzden Avukattım. Umutla birinin haklarını savunmasını bekleyen suçsuzlar için, gücün sadece kötülerin elinde olmadığını göstermek için, en azından benim Davalarım da haklı tarafın kazandığını göstermek için...

Arkadaşlar hüküm sahnelerini araştırdım ama hukukçu olmadığım için eksiklerim tabiki vardır, eğer aranızda hukuk okuyan veya avukat varsa yardımcı olursa sevinirim :)
Yanlışım varsa affola...

MÜDDESSİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin