~11~

1.5K 128 7
                                    


Zehra ile vedalaşıp evime girmiştim.
Yarın işim olmadığı için alt katı toparlayacaktım.
Şu sıralar en çok istediğim şey o adamın yakalanmasıydı.
Zehra'nın yakınımda oturması beni rahatlamıştı.
Bu arada hafta sonu beraber gezmek için plan yapmıştık.
Az bir ömrüm kalmıştı, ve ben gerçekten son zamanlarımı dolu dolu yaşamak istiyordum.
Zehra ya hastalığım hakkında hiç bir şey söylememiştim.
Tamam çok tatlı ve iyi kalpli birisi olduğunu hissediyordum, ama ilk defa gördüğüm birine dertlerimi, hastalıklarımı anlatacak kadar 'da kolay yaşamamıştım bazı şeyleri...

Biraz Ciklet ile ilgilenip, namazımı kılmıştım.
Üzerimi değiştirip salona geçtim.
Çok yorgun olduğum için hemen uyumak istiyordum.
Hala korktuğum için Salon hariç tüm odaların ışıklarını yakmıştım.
Ciklet'de yanıma kıvrıldığında yorgun bedenim uyku ile buluşmuştu.

.............

Ciklet'in durmadan tepemde gezinmesiyle uyandım.
O kadar yorgun hissediyordum ki,
hiç uyanmak istemiyordum.
Mecburen ayağa kalkıp Ciklet'in mamasını ve suyunu vermiştim.
Muhtemelen acıkmıştı, elimi yüzümü yıkayıp kahvaltı yapmak için mutfağa geçtim.
Dolabı açıp şöyle bir üstten bakmıştım.

 Aslında sabahları pek kahvaltı yapmazdım, genelde vaktim olmuyordu. Olsa bile tercihen genelde kahve ile bastırırdım açlığımı.
Dolapta pek bir şey olmadığı için bir sokak aşağıdaki fırından simit alacaktım.

Kahvaltımı yaptıktan sonra alt kata inmiştim, İlk önce etrafa dağılan camları toplamaya çalıştım
Sonrasında kırılan değerli  eşyaları bir yana topladım. Ofis büyük olduğu için zorlanıyordum.

Bir iki saat geçmişti ama ben hala olduğum yerde sekiyordum.
Kırılan pencerelere bakarken birinin kafasını çıkartmasıyla irkilmiştim.
"Eliffff!"

"Ay Zehra ödümü kopardın!"
Gelen Zehraydı, yine o musmutlu gülümsemesi yüzündeydi.

"Ne işin var burada?"
Şaşkınlıkla sorduğum soruyu es geçerek,camlara basmamaya özen göstererek girdi kapıdan,

"Sen dün burayı temizleyeceğini söylemiştin, bende yardım etmeye geldimm"

"Ya ben hallederdim, sen boş gününde  yoracaksan kendini"
Benim konuşmamın Zehra için pek etkili olmayacağı belliydi, çünkü o çoktan kollarını sıvayıp saçlarını bağlamaya başlamıştı.
"Sus kız, sen bana süpürgeyi ver."

"Ben süpüreyim, sende sağlam olan eşyaları toparla o zaman"
Camlardan ötürü zarar görmesini istemiyordum.
O yüzden eşyaları toparlaması onun için daha sağlıklıydı.

"Tamamdırr"
Zehra hemen işe koyulunca bende süpürmeye devam etmiştim.

Arada Zehra'nın esprileriyle yaklaşık bir, bir buçuk saatin sonunda her yeri toparlamıştık.
Zehra elindeki bezi kenara koyarak konuştu.
"Yarın'da camları takmak için gelirler, oldu bittiii."

Minnetle bakıyordum yüzüne, hem son derece yardım etmişti hemde bana moral olmuştu.
"Çok çok çok teşekkür ederim Zehra, gerçekten sen olmasan yapamazdım."

Zehra elini dur dercesine kaldırdı.
"Tamam tamam övme beni, şımarırım"
Kahkaha attığında bende gülmüştüm.

"Bu arada ofisin aşırı tatlı, çok beğendim"
Yorgunlukla kendini L koltuğun üzerine atmıştı, ofise şöyle bir göz gezdirip konuştum.
"Çok teşekkür ederim, tabi artık eksikleri var.
Önceden görsen daha çok beğenebilirdin."

"Olsun ben böylede beğendim."
Bende karşıdaki tekli koltuğa oturmuştum.
" Acıktın mı?"

"Gibi gibi, sen?"

"Ben acıktım"
Aslında tam acıkmak gibi değildi yorgunluk gibiydi.
"O zaman yukarı çıkalım, bir şeyler yeriz"

"Tamamdırr"
İkimizde yukarı çıktığımızda Zehra hemen Ciklet'i kucağına almıştı.

"Yaaaa sen çok güzelsin"
O Ciklet'i severken bende ne var ne yok diye dolaba bakıyordum.
Biraz düşündükten sonra soslu tavuk ve makarna yapmaya karar verdim.
"Zehra soslu tavuk ve makarna sever misin?"

"Bayılırımm"
Zehra'nın salondan gelen sesiyle gülümsedim.
Makarnanın suyunu koyup hemen tavukları küçük küçük kesmeye başladım. Bu sırada Zehra yanıma gelmiş, yapacağı bir şey olup olmadığı sormuştu. Pek bir şey olmadığı için mutfak masasında oturuyordu.

"Tek yaşıyorsun değil mi?"
Makarnaları suya koyarken kafamı salladım
"evet ben ve Ciklet"

"Ailen peki, Memleketteler mi?"

"Yok"
Devamını nasıl getirmeliydim?
Gerçi gayet açıktı,
"Öldüler."

Zehra panikle kalktı sandalyeden
"Çok özür dilerim, hatırlatmak istemezdim."
Rahatlatmak için umursamazca gülümsedim
"Önemli değil, sakin ol"

"Ne demek önemli değil, of cidden çok üzgünüm"
Elimdeki tencereyi ocağa koyup Zehra'ya döndüm
"Zehra cidden önemli değil, ben çok küçüktüm öldüklerinde, alıştım."

Zehra hala kıvranırken elimi koluna koydum,
"Senin iş yapma vaktin gelmiş anlaşılan" Zehra'nın eline süzmesi için makarna tenceresini tutuşturmuştum.
Bende tavuğu sosladığımda birlikte masayı kurmuştuk.
"Buyurun bakalımm"
Dedim Zehra'nın tabağını uzatarak.
"Teşekkürler teşekkürler"

"Ne demek efendim"
Bende oturduğumda birlikte yemeğe başladık.

"Off çok güzel olmuş, elin çok lezzetli"

"Afiyet olsun ama sen makarnayı süzmesen bu kadar lezzetli olamayabilirdi."
Zehra havaya kaldırdığı ellerine bakarak konuştu,

"Ne cevherler varmış ellerimde"
Birlikte yemek yerken bir yandan'da sohbet ediyorduk.
Bu eve taşınalı bir  seneyi geçmişti,
Ve ilk defa bu sofrada yalnız değildim.
İlk defa düşüncelerimle boğuşmadan, kahkaha atarak yemek yiyordum.
.............
Bölüm sonu
İçimden bir ses Zehra'yı artık sık sık göreceğiz diyor :)

MÜDDESSİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin