25.BÖLÜM- ACI

107 11 33
                                    

25. BÖLÜM- ACI...

Acılarıyla başbaşa kalınca anlıyormuş insan mutluluğun kıymetini.





✯...

Hatice hanım zaten kendi elini kana bulayacak bir kadın değildi bu gibi pis işleri hep adamlarına yaptırırdı. Asel'in tam arkasındaki adam çoktan işareti almıştı bile.

Fakat acele etmeyecekti, herşey yavaş yavaş olacaktı.

Arın karısının elinden babaannesinin gözüne sokarcasına tutup havaya kaldırdı.

"Şimdi gidiyoruz döndüğümüzde hiç birinizi burada görmek istemiyorum. Kendinize kalacak bir yer bulun ve karımla beni rahat bırakın!" diyen sert sesi Hatice hanımın kulaklarında yankı bulurken aceleci olmayan adımlarla karısıyla birlikte evden çıkıp gitti Arın.

Hatice hanım torununu ilk kez kendine karşı gelirken görmenin verdiği öfkeyle dişlerini sıkarken artık Asel'den daha fazla nefret etmeye başlamıştı. Biran önce o kızı ortadan kaldırıp Arın'ı Kurdoğullarına yakışır bir kızla evlendirmeliydi.

Ki bu kızda zaten Arının beşik kertmesiydi. Nerede görülmüştü bir ağa torununun düğünsüz derneksiz evlendirildiği? Hemde böyle edep adap bilmeyen bir kızla.

Hatice hanım içten içe planlar yaparken Nevra onun yüzünü daha fazla görmek istemeyerek aceleci adımlarla bahçeye çıktı. Bu kadını her gördüğünden o kulübede yaşadıkları geliyordu aklına.

Tam sekiz ay 21 gün boyunca güneş bile görmeden elleri ayakları zincirli bir kulübede hapsetmişlerdi onu. Kimsesizliği geliyordu aklına. Karnındaki bebekten başka kimsesi yoktu, ki onuda doğar doğmaz almışlardı ellerinden.

Nefes alamıyordu Nevra, o anları içinde tekrar tekrar yaşarken yine delirtecekmiş gibi hissediyordu. Ablasının bedeli olarak onun yerine bir mal gibi bu adama satılmıştı zorla...

Nevra hanımın gözlerinden usul usul süzülürken yaşlar yine bağırmak çığlık atmak sesini duyurmak istedi ama kimse onu duymadı. Yılların ağırlığını taşıyamayan omuzları sarsılmaya başladığında cılız bacakları daha fazla dayanamayıp çöktü olduğu yere.

Neyseki arka bahçeye gelmişti de onu kimse göremezdi burada. Doğrusu yıllardır acılarını kimsenin görmediği bir hayaletten farksızdı Nevra. Herkes onu olduğu gibi değilde görmek istediği kişi olarak görüyordu.

Sessiz sessiz akıttı gözyaşlarını. Zira ona yıllardır bu öğretilmişti. Susması, ne olursa olsun sessiz kalması ve boyun eğmesi. Kocaman ailesi içerisinde çektiği kimsesizlik yüzünden yıllarca susmak zorunda kalmıştı.

Saatlerce bahçede oturup için için ağladı kadın. Ondan çalınan bir hayat vardı ve kendi de dahil kimse bunun hesabını soramıyordu.

Birden omuzuna dokunan el ile irkilerek ayağa kalktığında karşısında gördüğü kişiye tiksinerek baktı.

"Ne o? Korktun mu?" dedi kocası küstah bir tavırla onu baştan ayağa süzerken.

Nevra isterik bir kahkaha attı. Sinirleri fazlasıyla bozuktu ve bu şerefsiz herif gelip birde onunla böyle konuşuyordu.

"Ben korkmayı bırakalı uzun zaman oldu. Bir oruspu ve piç oğlu artık zerre kadar korkutamaz beni. Şimdi artık benden korkma sırası sizde! Benden çaldığınız herşeyi bana geri verinceye kadar bu hayatı size cehennem edeceğim."

ZEVAHİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin