40.BÖLÜM-
BİR ŞANSIMIZ OLMALIGerçekten yaşamak istiyorum artık, ya da tamamen ölmek. Neye yarar ki sebepsiz yere nefes alıp vermek?
✯...
Gördüğüm en güzel manzaraydı kolları arasında olduğım adamın içime işleyen bu bakışları. Çok şey anlatıyordu sanki ama hiç biri net değildi, hep pusluydu onun duyguları.
Ağladığımı fark edince gözümden akan yaşları belimdeki elini yüzüme çıkararak parmak uçlarıyla sildi. Sanki onlarca yağmur damlası arasından özellikle gözyaşlarımı görüyordu da bir tek onları siliyordu parmak uçları.
Kaşları çatılırken "Neden ağlıyorsun?" diye cevabını benim bile bilmediğim o soruyu sordu. Neden ağlıyordum? Belkide yıllardır beni aç bıraktığı o duyguların hepsini yine onun bana sunmasıydı içimi bu kadar yakan.
"Ağlamıyorum" diye inkar ettim ağlamaklı sesim beni ele verirken. Cevabını ben bile bilmiyorken ona başka ne diyecektim ki?
"Ağlıyorsun"dedi şefkat dolu sesiyle. Gözyaşlarımı yine silerken. Cevabını bilmediğim bir soruyla kenara sıkıştırılmış gibi hissederken hızla kollarının arasından sıyrılıp "Ağlamıyorum dedim ya sana!" diyerek öfkelendim ona. Arabaya doğru yaklaştığımda beni tekrar belimden yakalayıp kendine çekti. Yüzlerimiz arasında milimlik mesafeler varken canı yanıyormuş gibi baktı gözlerime.
"Benden kaçma" dedi fısıltılı sesiyle. Yüzlerimizden akan yağmular birbirne karışırken dolgun dudakları aklımı çeliyordu yine.
İkimizinde gözleri birbirimizin dudaklarındayken sadece bir kıvılcıma ihityacımız vardı sanki. O kıvılcımı çıkarsak ikimizde birbirimizi yakacaktık ama bundan korkuyormuş gibi kaçınıyorduk o kıvılcımı çıkarmaktan.
"Nefret ediyorum senden!" dedim içimdeki ateşi yüzüne doğru püskürürken. Beni kendine sırıl sıklam aşık ettiği için ondan nefret ediyorum.
Dudaklarını dudaklarıma değecek kadar yaklaştırdı bana ve o sıcak dudakları benim titreyen dudaklarıma değerken konuştu." Bende sen-" dedi ve duraksadı. Eğer bu cümleyi tamamlarsa içimdeki tüm aşk kırıntıları esip gidecek beni nefessiz bırakacaktı sanki.
Ağlamam daha da şiddetlenirken onun benden nefret ediyor olma ihtimali bile yakıp kül ediyordu yüreğimi.
Onu daha fazla dinlemek istemeyerek uzaklaşmaya çalıştım ama buna izin vermek yerine yüzüme yapışan ıslak saçlarımı geriye doğru atarken elleri saçlarım arasına kaydı ve dudaklarını titreyen dudaklarıma bastırdı.
Ondan kaçmak istesemde ensemdeki eli buna engel olurken gözlerimden akan yaşlara ihanet edip içimi yakan o sıcak dudaklara karşılık verip, tutkuyla öpmeye başladım onu.
Bir kaç adım geri gittiğimizde beni arabanın kaputuna yaslayarak öpmeye devam etti. Arzu dolu öpücüklerimiz arasında ben geri gittikçe oda üzerime eğilmiş ve en sonunda belim arabayla düzdüz olduğunda üzerime uzanıp devam etmişti arzu dolu öpücüklerine.
Ne kadar orada öyle kaldık bilmiyorum ama en sonunda üzerimden kalkıp ayakta durmaya mecali olmayan bedenimi kucağına aldı.
Ona teslim olurken ellerimi boynuna dolayıp utanarak yüzümü göğsüne gömdüm. Kucağında benimle birlikte bahçede ilerleyip kapının önüne geldiğimizde kucağında olduğum için kapıyı açamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEVAHİR
Action"İlişkileri bitirmek kolaydır Asel hanım. Zor olan o ilişkiyi ayakta tutmaktır, siz biraz kolay yolu tercih ediyorsanız gibi geldi bana" diyen kadın ile kaşları en derinden çatıldı Asel'in Hayatı hakkında en ufak bir fikri olamadığı halde nasılda ko...