28.BÖLÜM-ÖLÜM GİBİ

94 9 10
                                    





28.BÖLÜM-ÖLÜM GİBİ

"Senin için ölmeyeceksem kim için yaşayacağım ki?"





✯...

Asel'in acı dolu feryadı yeri göğü inletirken aklını yitirmek üzeriydi genç kız. Sevdiği adam ölmüş olamazdı değil mi? Adamın göğsüne başını koyup ağlarken hemen yanı başında duran arabaların farları aydınlatmıştı gecenin karanlık yüzünü.

Asel ona doğru gelen pars ve Yazgı'yı fark etmezken şoka girmiş deli gibi ağlıyordu kocasına sarılıp.

Kızın acı dolu feryadlarını duyunca koşarak bulundukları yere geldiler. Pars yerde kanlar içinde şuursuzca yatan arkadaşını görünce olduğu yerde öylece dikilip kalırken Yazgı hemen onlara doğru koştu. Neyseki Yazgı soğuk kanlı bir adamdı.

Hemen yere eğilip adamın nabzını kontrol etti. Belli belirsiz nefes sesleri içine su serperken yanındakilerin aklını başına getirmesi gerekiyordu.

"Asel..."dedi ama kız onun varlığının bile farkında değildi." Hemen hastahaneye götürmezsek ölecek! "dedi ama hala ses yoktu karşısındaki kadından.

Kızı omuzlarından tutup sarstığında yüzüne karşı bağırdı onu kendine getirmek için." Asel kendine gel! Duyuyor musun beni! "

Asel daha şimdi farkediyordu Yazgı'nın geldiğini. Dudakları titrerken gözlerindeki yaşlar hızla süzüldü.

"Yazgı o öldü mü?" dedi korka korka sordu.

"Ben neden nefes alış verişini duyamıyorum? kalp atışlarını hissedemiyorum?"
Dedi ağlarken. "Ellerim titriyor on-ondan hissedemiyorum değil mi? Yazgı o yaşı-yor değil mi?" diye sordu hıçkırıkları arasında.

" Yaşıyor ama eğer hemen hastahaneye götürmezsek ölecek! " dediğinde hemen ayağa kalkmıştı genç kız.

Yazgı ve Pars Arın'ı arabaya taşırken arka koltuğa Asel'in kucağına dikkatle yatırdılar.

Kocasının dizleri üzerindeki başını sevip saçlarını okşamıştı Asel yol boyu. Onu sarsmamak için çok dikkatli tutmuştu.

Hastahaneye geldiklerinde Arın'ı sedyeyle hemen acile almışlar durumunun ciddiyeti üzerine ameliyata hazırlamışlardı. Ameliyat için Asel'den imza alırlarken
genç kız perişan haldeydi.

Üzerindeki beyaz elbise tamamıyla kana bulanmış yüzünde ve bedeninin her yerinde morluklar vardı.

Çıplak ayakları toz toprak içinde kalmıştı. Bedeni zangır zangır titrerken hala şokta olduğu her halinden belliydi. Gözü kimseyi görmezken koridorda çıplak ayaklarıyla volta atıp duruyordu.

Nevra oğlunun haberini alınca hemen hastahaneye gelmişti. Oğlunun bu kızla evlenmiş olması yetmiyormuş gibi birde bu kız yüzünden durmadan başı belaya giriyordu.

Gözleri nefretle karşısındaki kadını bulduğunda bedenindeki ateşle daha fazla yerinde duramayarak Asel'e doğru adımladı. Başlarına ne geliyorsa hepsi onun yüzündendi.

Şimdi oğlu sırf bu kadın yüzünden canıyla cebelleşiyor içeride yaşam mücadelesi veriyordu.

Neye dokunsa mehfediyordu bu kadın. Lanetli bir oyuncak bebek gibiydi, girdiği eve ateş, acı ve gözyaşı giriyordu.

ZEVAHİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin