44.BÖLÜM-

74 5 2
                                    








"Neden bu kadar acımasızsın zaman? Ne olur beklesen, biraz daha burada kalsam? "




1 Ay Sonra...


O günden sonra ne Davin ne de adamlarından birine rastlamamıştı genç kadın. Zira artık bu konuyla Yazgı yakından ilgileniyordu. Bir yandan babasınınyaşadığını herkesten gizlerken nir yandanda gizlice bu konuyu soruşturuyordu.

Asel görevi bırakmasının ardından ne Amerikadan nede Mit den herhangi bir itirazla karşılaşmamıştı. Belli başlı sebeplerden dolayı istifa etriğine dair bahaneler ürettiğinden üstüne düşmemişlerdi anlaşılan.

Fakat CIA'bın onj çldürmeden peşini bırakacaklarını düşünmüyordu
Zira çok fazla şey biliyordu ve o bir amerikalı değildi. Sadakatine zerrw kadar güvenmezlerken bu kadar yaşamasına bile müsade etmeleri inanılır gibi değildi.

Bu durım için Yazgı Asel'in peşine bir ekip takmayı teklif etsede Aeel bunu kabul etmemiş başının çaresine bakabileceğini söylemişti.

Bir müddet sakin bir hayat istiyoedu. Bu işlerden uzak kalıp kendi meselelerine odaklanmak ona iyi gelecekti.

Şimdiyse kocasıyla birlikte şirkete gidip gelme kararı almıştı. Bilgisayar işleriyle uğraşmak ona terapi gibi gelecekti. Kesinlikle huna ihtiyacı vardı.

Genç kadın şirkete geldiğinde herşeyin bıraktığı gibi oluşu ilgisinden kaçmamıştı. Kocası hiç bir şeyi değiştirmemiş masası bile aynı düzende duruyordu.

Arın bir toplantıdaydı ve o gelinceye kadar burada oturup onu beklemek fazla sıkıcıydı. Kocasının koltuğuna kurulup bilgisayarını açtı. Belki yardım edebileceği bir şeyler olabilirdi.

Şirket için kurduğu güvenlik sistemini kontrolden geçirdikten sonra bilgisayarıda taramıştı. Neyseki casus program filan bulamamıştı. Fakat Arın'ın üzerinde çalıştığı projede bir takım yazılım hataları vardı. Anlaşılan kocası işlem dilleri konusunda onun kadar iyi değildi ama bunu asla kabul etmezdi.

Asel problemi bilmesine rağmen dokunmak istemedi. Arın'ın da kendine ait bir düzeni vardı ve her ne kadar kocası da olsa, çalışma alanına müdahale etmeyi doğru bulmuyordu.

Koltukta oturup ayaklarını masaya uzattı. Buraların ağası benim imajı çizerken açılan kapıdan içeri giren kocasının gözleri onu bulunca, bedeninden geçen bir elekterik akımına engel olamadı.

Arın'ın beğeni dolu bakışları karısının bacaklarında oyalanırken ona yaklaşıp dudaklarını saçlarına bastırdı. "Hoş geldin patroniçem" derken sesi alaylıydı. Asel oturduğu yerde doğrulurken ayağa kalkıp kocasına sarıldı.

Sadece bir kaç, on saattir evde yoktu ve nedense onu özlemekten kendini alamıyordu Asel. Başını kocasının göğsüne saklarken, kollarını ona sıkıca sardı.

"Bu saate kadar çalışmak zorunda mısın?" diye sordu. Bir kaç gündür geceleri eve ancak gelebiliyordu kocası ve bu dururmdan hiç hoşlanmıyordu Asel.

"Anlaşılan karım beni özlemiş" diyen adamın keyifli sesi kulaklarına dolarken gülümseyerek başını kaldırıp, bakışlarını ona çevirdi.

Adamın o aşık olduğu erkeksi kokusu aklını başından alırken çenesini göğsüne yaslayıp gözlerinin tamda içine baktı. Güneş gülüşüne eşlik ederken, yıldızlar gözlerine kaymış gibi bakışları ışıl ışıldı kadının.

Arın karısının o eşsiz gülüşüyle mest olurken içe çöken gamzesine kaydı bakışları. Bir eli Asel'in belindeyken diğerini de yanağına çıkardı. Parmak uçları o çukur üzerinde gezinirken bir suçluluk hissi kırıp geçiriyordu yüreğini.

ZEVAHİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin