30.BÖLÜM...
Arın karşısında uyuyan melek yüzlü karısının her bir milimini ezberlemek istercesine inceliyordu.
Ona kızmadan edemiyordu yaralı olduğu halde tehlikeye koşmaktan başka bir halt bilmeyen karısı daha iyileşemeden tekrar yataklara düşmüştü.
Bu durum fazlasıyla canını sıkarken saatlerdir bir an olsun elini bırakmamış başından ayrılmamıştı.
Dün annesi gelince Pars'la olan konuşmaları yarım kalmıştı ama gece boyunca gözüne uyku giremeyen Arın gecenin bir yarısı arkadaşınıda uykusundan edip tüm gerçekleri öğrenmişti. Annesine öfke doluyken karısınada hala kızgındı.
Ona anlatmak yerine ondan saklamayı, kaçmayı tercih etmişti karısı. Bu durum ona kendini dış kapının dış mandalı gibi hissettirirken hesap sormak için karısının uyanmasını bekliyordu.
Ama muhtemelen o şirret karısı yine bir yolunu bulup kendini haklı çıkaracak ve adamın canını okuyacaktı.
Ah bu kadın tam bir baş belasıydı.
Tatlı bir bela diye geçirdi içinden. Yanında olmadığında hayatın tüm tadı gidiyordu. Sanki hayatındaki tüm ışıkları söndürüyordu bu kadının gidişi.
Onsuzluk soğuk bir kafese tıkarken kalbini onu görmek için çırpınıp duruyordu. Asel yokken evi soğuktu. Yatağı soğuktu. Kalbi soğuktu ama bu kadın ona her baktığında içinde yangınlar çıkarıyordu.
Amansız bir hastalığın pençesine düşmüştü de sanki tek tedavi yöntemi karısının varlığını hissetmekti. onu kollarına alıp uyumayı çok özlemişti. Kokusu olmadan hiç huzurlu değildi uykuları. Hoş hiç uyuyamıyordu ya orası ayrı.
Onun kokusuna sanki mübtela olmuş gibi bağımlıymış gibi kokusunun sindiği ne varsa hepsini baş ucuna toplamıştı Arın ama hiç biri karısının yokluğunu örtecek kadar tesirli değildi.
Bu kadın yokken bomboştu hayatı. O hayatının her anını tek başına doldurabilen biriydi ve onsuz yaşamak ölmekten farksızdı artık Arın için.
Onu ilk gördüğü andan itibaren hep ilgisi çekmiş bir şekilde ondan hoşlanmaya başlamıştı. Başlarda bunu sadece bedensel bir çekim yada hoşlantı zannetsede karısının yokluğu ona çok şey öğretmişti.
Bu aşk mıydı bilinmez ama bu kadının varlığı seviyordu. Hep kollarında olsun hiç çıkıp gitmesin istiyordu hayatından.
Onun o gökyüzünü andıran mavilerine bakmadan kokusunu almadan sıcaklığını hissetmeden yaşayamıyordu.
Asel'in avucu içerisindeki parmaklarının haraketlenmesiyle yüzünü buldu gözleri.
Yorgun mavi hareleri hafif arlanmış göz kapakları arasından kendini gösterirken vakit öğle saatleri olmasına rağmen şimdi doğduğunu hissetti Arın güneşinin.
Kurumuş dudakları arasından konuşamazken onun susadığını fark edip su şişesini eline alan adam ellerini karısının saçları arasına geçirip nazikçe başını kaldırmasına yardımcı oldu ve elleriyle içirdi suyunu.
Asel ona dudakları arasında yer edinen yorgun bir tebessümle teşekkür ederken elleri hala kocasının avuçları arasındaydı.
"İyi misin güzelim?" adamın şefkat dolu sesi kulaklarına ulaşınca gülümsemesi daha da genişledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEVAHİR
Action"İlişkileri bitirmek kolaydır Asel hanım. Zor olan o ilişkiyi ayakta tutmaktır, siz biraz kolay yolu tercih ediyorsanız gibi geldi bana" diyen kadın ile kaşları en derinden çatıldı Asel'in Hayatı hakkında en ufak bir fikri olamadığı halde nasılda ko...