8.Bölüm:Kayıp

7K 387 51
                                    


Grup Nara:Asırlar

"Ve kaderinin tuzağına mahkum olmuştu kurban..."

-

Karanlık, bir o kadar da tehlikenin somut simgesi olan çatılı. Birçok kişinin hayatı burada noktalanmıştı, belkide ölmediler ama hayat onlar için burda son bulmuştu. Karanlık bir girdaba benzetirler burayı hep. Kötüydü, karanlıktı, siyahı simgeliyordu. Bir kere yaklaştın mı kurtuluşun imkânsızdı, seni içine çekiyor oyununa alet ediyordu.

Şimdi, adını dahi bilmediğim bu sokakta benim ne işim vardı? Bu karanlık insanlarla ne işim vardı? Kötü, tehlikeli, kinci, diğer insanların onlara itaat etmesini bekleyen insanların arasında benim işim neydi? Siyahın içindeki o küçücük beyaz nokta değildim belki, o kadar saf ve temiz kalpli değildim ama buradaki insanlar kadar kötü değildim.

Uyuşturucu, sigara, polis tanımlardı onları. Beni ise; öfke, kavga, terbiye yoksunu tanımlardı. İşte o insanlarla aramdaki ince ayrıntı buydu.

"Ceyda, Ceyda!"

Kulağıma gelen o tanıdık sese tepki veremeyecek kadar yorgun düşmüştü bedenim. Göz kapaklarımın üzerinde tonlarca kaya varmış gibiydi, yavaşça aralandı ardından tekrar kapandı. Bedenimde hücrelerime işleyen bir ağırı mevcuttu, güçlü bir bünyeye sahiptim ama bunu kaldırabilecek miyim? Orası meçhul.

"Orada! Koşun,"

Ses tanıdıktı, bu Ece'nin sesiydi. Gözlerimi tekrar araladığımda Zeynep'le Ece vardı görüş açımda, ikisininde telaşlı olmaları yüzlerinden okunuyordu. Haklılar, nerdeyse bir gündür ortalıkta yoktum. Başım dönüyordu ve sırtımda feci bir ağırı vardı.

"Ceyda, beni duyabiliyor musun?"

"Evet! Kızım beynimden vurulmadım heralde saç-" lafım Ece'nin çığlık atmasıyla bölündü. "Tişörtün, yerler kan içinde!" Tişörtüme bakmak için kafamı kaldırmaya yeltendiğim an sırtımdaki o dehşet veren kesik, bedenime ağrı sinyalleri yaydı. Acıyla gözlerimi kapatırken Zeynep bana doğru eğilip tişörtümü açtı, "Kesik çok derin, kim yapdı bunu!" cevap vermek için gözlerimi aralayınca tam karşımda gördüğüm kişi karşısında şaşkınlığıma engel olamadım.

Bu Mete'ydi, bu aralar fazlasıyla etrafımda gezdiği dikkatimden kaçmış değil. Hadi ama o klişe Wattpad hikayelerinde olduğu gibi karanlık Mete masum saf kız Ceyda'ya aşık olmasın, gerçi benim saf ve masum olduğum söylenemez, Mete'nin de klasik bir kötü çocuk olduğu, o tamamen basit bir sokak serserisiydi. Herneyse, eğer öyleyse buna çok gülerim.

Bana doğru eğildiğinde kaşlarımı çattım, bir elini belime sarıp bi elini bacaklarının altından geçirdiğinde kaşlarım bir doz daha çatıldı. Bir erkeğin bana dokunmasına ciddi anlamda sinir oluyordum.

"Canım acıdı lan! Dikkat et!" dediklerim karşısında en ufak bir tepki göstermeden beni kucağına aldı. Ardından, "Kes sesini." diyerek yüzüme bakmadan kestirip attı. Kucağında olmam ya da şöyle söyleyeyim, ona bu kadar yakın olmam şartellerimin atmasına neden oluyordu ama sesimi çıkarmadım, sonuç olarak perili köşkleri andıran evleri içinde barındıran sokakdan kurtulacaktım.

Mete beni sokağın çıkışına doğru taşırken, Ece ve Zeynep'de peşimizden geliyordu. O sırada harabe evlerin camından dikkatle bize bakan adamla göz göze geldim. Bu da demek oluyor ki, en başından beri sokak boş değildi ve bana yardım etmediler. İnsanlık ölmüş be kardeşim.

* * *

Zeynep'ten

Yarım saat bile olmamışken kendimi saatlerdir bekliyormuş gibi hissettim, Ceyda'nın sırtındaki derin kesiği görünce gözüme öfke perdesi inmişti. Burcu'yu öldürmemem için bir neden yoktu onu ellerimle boğacağım! Bir insan bu kadar aptal olabilir mi? Tamam, madde kullanan ya da bıçakla gezen tiplerden değildim ama bizimde kendimize göre bir namımız vardı, bana ya da etrafımdaki insanlara zarar veren insanlara geçte olsa bi bedel ödetirim.

PARAMPARÇA 1 | KindarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin