"Sonra sen gittin kendi karanlığında boğuldum..."-
Ece'den
Üzerimde gezinen öfkeli bakışlara karşılık, "Fatma teyzeciğim gerçekten bilmiyorum." dedim, ağlamaklı bir ses tonu ile. "Bana yalan söyleme Ece! Ceyda gece eve gelmedi polisi arayacağım bak, sen nerede olduğunu biliyorsun söyle!" Bende diyorum Ceyda kime çekmiş, annesine çekmiş işte! Hemen öfkeleniyorlar biraz daha zorlasam beni doğramaya bile kalkar çılgın teyze.
"Ya öf tamam söyleyeceğim." dediğimde uysal bir kedi edasıyla koltuğa geri oturdu. "Bak sana anlattığımı Ceyda bilmesin ama. O sizden saklanıyor." Bi an düşündüm de ben ne kadar yalancıymışım be? Yalancının tekiyim, düzenbazın önde giden pisliğin tekiyim lan ben. Kafamı önümde duran beyaz sehpaya vurmamak için zor tuttum kendimi.
Aptal bir üç harfli.
Kapa çeneni, seni lanet iç sesi.
"Ne saklanması?" iç sesimle olan kavgama o kadar dalmışım ki Fatma teyzenin sorusu karşısında bi an irkildim. "Şey... Siz onu fazla sıkıyormuşsunuz o da size ders vermek için ortadan kayboldu. Şimdi bi arkadaşında kalıyor. Hangi arkadaşı diye sormayın ağzımdan laf alamazsınız Fatma teyzeciğim." durdu, hiçbir şey söylemeden bir kaç saniye bana baktı, fırtına öncesi sessizlik misali.
"Ece, güzel kızım üç saniye içinde bana hangi arkadaşında kaldığını söyleyeceksin taman mı?" aha sıçtım.
Tek kaşını kaldırmış Ceyda'nın olmayan arkadaşının ismini söylememi bekliyordu. Hadi ama 'Fatma teyzeceğim Ceyda bir serserinin evinde kalıyor.' diyemem ya. Fatma teyzenin arkasında duran Burak'a gözüm çarptı. Burak Ceyda'nın kardeşiydi ama konumuz bu değil, düşünmem gereken tek şey; şu an tek kurtarıcım oydu.
Üzgünüm Burak.
Yapma! Üç hafli yapma! Ya da dur, yap lan. Yapmazsan şerefsizsin.
"Aaa Burak, ne çabuk geldin? Daha yarım saat önce seni Çatılı'nın girişinde bir gayla konuşurken görmüştüm ben."
Ah! Yine yalan söyledim.
Burak iki kaşını kaldırmış hayretle bana bakıyordu. "Ney?" zıt erenköy. "Ama Burak'cığım yakışıyor mu sana elin eşcinselleriyle takılmak." Fatma teyze hışımla kafasını Burak'a çevirdi.
"Burak! Doğru mu? Sen gaylarla mı takılıyorsun? Hem de o sokakta?""Ne gayı anne saçmasapan konuşma?"
"Sus! Beril teyzene diyordu hep, Burak'a dikkat et o çocuk gaylarla takılıyor diye." Ulan Beril cadısı mahallenin dedikoducusu! Uydurup uydurup anlatır. Benim anneme de Ece travestilerle geziyor diye yalan söylemişti. Adi karı. O kadının camlarını taşlamak farz oldu. Ya da cebime uyuşturucu koyup polise şikayet edebilirim. Her ikisi de cazip plan.
Neyse dikkati üzerimden çektim en azından. Fatma teyze Burak'ı azarlarken yavaşça kapıya yöneldim. "Terbiyesiz Burak!" demeyide ihmal etmedim tabii. Tamamen yokluğum unutulduğu an kapıyı açıp arkama bakmadan koşmaya başladım. Hatta öyle bir koşma şekliydi ki bu; maratonda bitiş çizgisinin üzerinde duran madalyayı görünce hırslanan bir atlet gibiydim.
Omuz üstünden eve bakarken sert bi bedene çarpıp yere düştüm. Kafamı kaldırdığımda bana tip tip bakan Sefa'yı görmek tamamen hayal kırıklığıydı. "Senin burada ne işin var?" dedim ayağı kalkarken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PARAMPARÇA 1 | Kindar
Ficção Adolescente#82 "Herbir tuğlası birimizi temsil eden o duvar şimdi Paramparçaydı..." Her şey hiç olmadığı kadar normaldi, sıradan ve tertemiz. Gidişat, içlerine düşen yıldırımla değişmeye başladığında kendilerini bir oyunun içinde buldular. Hayatın gerçek zorlu...