Buray:Sen sevdamısın
"Biz de böyleydik işte..."
-
Kimim ben? Kimin tarafındayım? İyilerin tarafındayım derken aslında kötü müydüm? Kendi mutluluğum için başkalarını üzecek bencil birimiydim ben. Ben âşkın aydınlık yüzünü buldum derken karanlık yüzünü başkalarının üzerine mi yansıttım.
Asiydim.
Hırçındım.
Kavgacıydım.
Ve Bencildim.
Kendinden başkasını düşünemeyecek kadar aciz biriydim. Hani ünlü bir film repliğidir ya. Tek suçum âşık olmak. Ben o replikle dalga geçerken şimdi hayatımın sözcüklere bürünmüş haliydi.
Tek suçum âşık olmak.
Ben sadece sevdim. Öylesine sevdimki, bana yaptığı tüm yanlışları göz ardı ettim. Ben ilk defa birine böylesine bağlandım. Ben bu güne kadar hep hoşlandım en fazla sevdim. Ama şimdi, ben âşık oldum.
Bizden ne istediler? Bizim kime ne zararımız oldu. Mete ateşti, ben ise ortalığı ateşe veren kızdım. Ateşle barutun bir araya gelmesi belkide tehlikeliydi.
Yıldız, Sefa, Melek, Berke şimdi de Derin.
Derin ölüyordu. Yaşayan ölü gibiydi. Gün geçdikçe hayatla olan bağlarını koparıyordu, geçen her saniye giderek durgunlaşıyordu. Ne konuşuyor nede gülüyordu. Günlerce karanlık odasımda oturup düşünüyordu. Sadece düşünüyordu.
Mete yüzünden.
Benim yüzümden.
Belkide bizim yüzümüzden.
"Bunu senden istediğim için özürdilerim. Ama mecburum." Dakikalardır turmaya çalıştığım göz yaşlarımı son demine kadar sıkıyordum. "Seni zorlamıyorum. Derin için, kızım için yapar mısın?"
Üzüntümü simgeleyen göz yaşlarım gözlerimden süzülmeye başlamıştı bile. Ölüyordum, her geçen gün ölüyordum. Mahfoluyordum. Bitiyordum. Siliniyordum ben.
"Kabul ediyorum. Yeterki Derin düzelsin."
Azrail ile olan anlaşmamı yapdım. Ölümü tercih ettim, bu defa yapılması gerekeni yapdım.
***
Mete'den
Bir gün biri, hiç ummadığın biri gelip senden kalbini istesene ne dersin? Tepkin ne olur. O kalbi bırak. At. O kalbi bırakırsam, atarsam ben ölürüm. Ama bırakmazsam içimde tutarsam o ölür. Ya da biz.
Âşık olmak buydu işte. Ben bundan korkuyordum. Ben âşık olmakdan korkuyordum. Âşk mutluluk değildi hiç bir zaman. Âşk ölümdü, hüzündü, mutsuzlukdu. Birine bağlanıp ona dokunamamaktı. Bende bundan korkuyordum işde.
Korkduğum başıma geldi.
"Bak Mete. Ben Ceyda'yı bu güne kadar hep asi, hırçın yetiştirdim. Korkusuz olsun, yenilmez olsun, güçlü olsun istedim. Her durumda bir erkek gibi güçlü dursun istedim. Öylede oldu zaten. Şimdide okusun istiyorum. Geleceği parlak olsun istiyorum. Başı belaya girmesin, hergün peşinde bir bela gezmesin istiyorum."
Erkek adam ağlamaz.
Hayır erkek adam ağlar. Sevdiği için ağlar. Sevdiği için dünyayı birbirine katar, sırf mutlu olsun diye. Erkek adam ağlar. Hemde öyle bir ağlar ki... Erkek adam duygularını saklar, ağlar ama içinden ağlar. Küçük bir çocuk gibi ağlar. Annenin çocuğuna olan feryadı gibi ağlar. Evet. Erkek adam ağlar ama siz bunu asla bilemezsiniz.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
PARAMPARÇA 1 | Kindar
Teen Fiction#82 "Herbir tuğlası birimizi temsil eden o duvar şimdi Paramparçaydı..." Her şey hiç olmadığı kadar normaldi, sıradan ve tertemiz. Gidişat, içlerine düşen yıldırımla değişmeye başladığında kendilerini bir oyunun içinde buldular. Hayatın gerçek zorlu...