Mabel Matiz:Yaşım Çocuk"Gel demiyorum... Ama bekliyorum."
-
Ece'den
Kendimi sertçe koltuğa attıp gözlerimi tavana çevirdim. Çoğu zaman beynimin içindeki o yapının eridiğini hissedebiliyorum, bazen de ağzına kadar dolup taşıyordu. Hatta bazen, kafamın içinde ne işe yaradığını düşünmüyor değilim. Ancak şu an ki durum; beynimin içindeki o yapının erimesiydi. Eriyor, çünkü hemen karşımda susmayı unutmuş bir kadın var.
"Ece, sana inanamıyorum! Ne demek okuldan atıldım?" saçımın bir tutamını işaret parmağımla kıvırırken anname döndüm. "Eğer iftira atmasalardı atılmazdım." alayla gülümsedi. "Demek iftira attılar. Ne dediler de iftira attılar söyler misin?"
Bu soru karşısında bi an duraksadım. Sıkıntıyla kıpırdanırken sessiz kalmayı seçmiştim. Ne diyecektim ki? Damla'yla Önder'le gezdiğim için kavga etmiştik. Annemin Önder'le görüştüğümden haberi yok, öğrense nasıl bir tepki verir hiç bir fikrim yok. Tamam, babannemin benle Önder'i evlendirme planı var ama üvey annem bunu onaylamıyordu.
"Ne oldu? Sustun." başımı eğip halıyı incelemeye koyuldum. Hımm çok güzel halıymış. "Ece yüzüme bak." nefesimi dışarı püskürterek üvey anneme baktım. Ters ters bana bakıyordu.
"Sessiz kaldığına göre suçlu olduğunu kabul ediyorsun. Yanlış tahmin etmiyorsam." tabii canım. Karışımdaki koltuğa oturdu. "Pekala, senenin ortasında okuldan atıldın. Bu sene üniversite sınavın var. Seni acilen bir liseye kayıt etmemiz gerekiyor."
Yüzümde gülümseme belirdiğinde heyecanla kafamı kaldırdım.
"Ceyda'nın gittiği okuluna gitmek istiyorum. Beni o okula yazdır."*
Ceyda'dan
Ağır adımlarla yataktan çıkdığımda, ensemi kaşıyarak ağırca esnedim. Sıcak yatağımdan çıkmak zor olmuştu! Uykulu adımlarla banyoya yöneldim, aynadan kendime baktığımda dağınık saç ve şişmiş gözlerle karşılaşınca küçük çaplı bir şok yaşadım. Ardından musluğu açıp buz gibi suyu yüzüme çarptım.
Tenim soğuk su karşısında irkilince biraz daha kendime gelmişdim.
Odama geri döndüğümde gözüm sıcak yatağımda kaydı. Acaba gidip bi beş dakika daha uyumsam mı? Kafamı iki yana sallayıp bu düşünceyi zihnimin derinliklerine gönderdim.
Üzerimdeki pijamayı bir çırpıda üzerimden çıkarıp alt kısmını da el çabukluğu ile çıkardım. Üzerimde sadece iç çamaşırlarımın olması üşümeme neden olmuşdu, dolabımdan beyaz gömlekle gereksiz eteği çıkarıp yatağın üzerine attım. Nedense bu içimden özenerek giyinmek geliyordu.
Okul eteğimi giydip üzerine de gömleğimi giydim, ardından yatağın üzerine oturup siyah uzun çoraplarımı giydim. Diz kapağımın bir karış üzerindeydi, saçlarımı düzleştirip açık bıraktım. Gözlerime göz kalemimi çektikden sonra ceketimi giyip odadan çıkdım.
Aklıma çantam gelince homurdanarak odaya geri döndüm, çantamı alıp odadan çıkarken telefonumun sesi ile irkildim. Komodinin üzerinde ekranı yanan telefona uzandım.Mesaj gelmişti.
Kimden:Ozan
Bu gün okul çıkışı seni almaya geleceğim, konuşmamız gerek.Ne konuşacağımı az çok tahmin edebiliyorum! Mete ile olan yakınlığımız hakkında konuşacağımıza kalıbımı basabilirim. Mete'yi hiç ama hiç sevmemişti, en son Mete beni konuşmak için kaçıracağı gün Ozan'ı yaralamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PARAMPARÇA 1 | Kindar
Roman pour Adolescents#82 "Herbir tuğlası birimizi temsil eden o duvar şimdi Paramparçaydı..." Her şey hiç olmadığı kadar normaldi, sıradan ve tertemiz. Gidişat, içlerine düşen yıldırımla değişmeye başladığında kendilerini bir oyunun içinde buldular. Hayatın gerçek zorlu...