22.Bölüm:Eceli Gelen Kelimeler

3.7K 277 37
                                    

Multimedya:Mete

Model:Makyaj

"Karanlıkla cebelleşen saf ve temiz beyazdı benliğim..."

-

Sessizliği hançer gibi yaran o salak saçma melodiyle olduğum yereden doğruldum. Hızla komodinin üzerinde ısrarla çalan alarmı alıp duvara fırlattığımda sessiz oda da ikinci bir gürültü koptu. Kırmızı alarm duvarda parçalanırken öfkeyle homurdandım, sonra Ceyda sabahları neden gergin!

"Kim koydu lan bu alarmı buraya!"

Bağırışmalarımın üstüne hızla odaya giren anneme çevirdim öfkeli bakışlarımı. "Ceyda! Saat yedi." öfkeyle küfür mırıldanarak yataktan çıktım. Dersin başlamasına yarım saat kalmış, benim şimdi evden çıkmam gerekirdi. Annem, "Acele et, geç kalacaksın." deyip hızla odadan çıktığında kalkmam için tekrar tekrar ikazlarda bulunuyordu.

Aynı şekilde küfür mırıldanarak banyoya yöneldim. Musluğu açıp buz gibi suyu yüzüme çarptığım an dahi hâlâ öfkeden çatacak yer arıyordum. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra odama gelip hızla gömleğimi giydikten sonra eteğimi giydim, kravatı takarken bilmem kaçıncı kez yanlış takmıştım. Saçlarımı at kuyruğu toplayıp çantamı alıp hızla odadan çıktım. Elim ayağım birbirine dolanmışdı resmen.

"Ben çıkıyorum." gerginliğim ses tonum yansımıştı, ayakkabılarımı ayağıma geçirirken annem mutfaktan çıkdı. "Kahvaltı yap?" saate baktığımda kaşlarım çatıldı. Hızla ayağı kalkıp çantayı omzuma geçirdim. "Ne kahvaltısı ben gidiyorum."

Güçlü adımlarla apartmandan çıkıp aynı şekilde bahçeden de çıktım. Hızla durağa yöneldiğimde hemen önümden geçen otobüsü görünce yerdeki taşa sert bir tekme savurdum. İlk ders lanet olası edebiyat dersiydi. Ah! O kadın dersine geç kalan öğrencileri rezil etmeden rahat bırakmaz.

Bu defa seslice söylenmeye başladım, saat 07:30'du ve hâlâ otobüs yok. Durakda bekleyen benim yaşlarımdaki çocuk küfürlerimi duymuş olacak ki göz ucuyla bakıp duruyordu. "Önüne bak!" dedim çatacak yer arayarak. Tek kelime etmeden önünde döndüğünde bulunduğumuz yola giren otobüsü gördüm.

Elimi havaya kaldırarak durmasını bekledim, hemen önümde duran otobüse yönelirken cebimdeki kartı çıkartım. Hızla basamakları çıkıp kartı okuttukdan sonra otobüsün ortalarına yöneldim. Hâlâ gergin ve öfkeliydim, boş bulduğum yere oturup bakışlarımı az önce 'önüne bak' dediğim esmer çocuğa çevirdim.

Bana kısa bir bakış atıp arka taraflara ilerledi. Nefesimi dışarı püskürterek başımı geriye yaslarken hemen arka koltuktaki kızların gülüşmelerini otobüsteki sessizliği bıçak gibi yarıyordu. Sağ elimle başımı ovuşturarak kafamı öne eğdim, başım çatlıyordu, okula geç kalıyorum! Sinirlerim tepemde birde bu aptallarla uğraşacağım.

Hemen çaprazımda oturan kadının homurdandığını duydum ve onun yanındaki de. Kız haddinden fazla sesli kahkaha atınca öfkemin etkisi ile gözlerimi yumdum. "Ya sabır!" ikinci defa kahkaha sesi yükselirken hışımla ayağı kalkıp kızlara yöneldim.

"Yeter lan! Kesin sesinizi!" hepsi kahkahalarını yarıda kesip bana döndüğünde dişlerimi birbirine bastırdım. İçlerinden bi tanesi ayaklandı. "Bize mi dedin?" yok, anana dedim.

"Burda sizden başka anıra anıra gülen mi var lan?" sesim gereğinden fazla yüksek çıkmıştı. Bu yüzden birkaç insanın dikkati üzerimdeydi, durakda terslediğim çocuk bile. "Beğenmiyorsan in otobüsten!" tek kaşımı kaldırarak alayla karşımdaki, bayan kezbanı süzdüm.

PARAMPARÇA 1 | KindarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin