Norm Ender | Çıktık yine yollara.
"Hiç tanımadığın birini özlemekte neyin nesi?"
-
"Ceyda kızım, hadi okula." Annemin o eşsiz sesi kulaklarımda yayılırken sabır dilercesine yataktan doğruldum. Aynı zamanda da kendime cesaret vermeye çalışıyordum; bu defa asabi kıza bağlama kızım. "Ya anne, kendimi pek iyi hissetmiyorum gitmesem?" dedim yalandan öksürerek. Ciddiyim, bu deda asabi kız olmak yok.
Aslında hasta falan da değildim, sadece okula gitmek istemiyordum. Utancımdan yerin dibine girdim, çıkana kadar da o okula adımı atmam. Mete denen o serseri beni öpmüştü! Nasıl yapar lan bunu hangi akla hizmet birde Derin'nin gözü önünde. Aslında en çokta kendime kızıyorum, neden bir ahmak gibi kaçmak yerine kafayı suratının ortasına geçirmedim ki?
"Hasta falan değilsin, dün okulada gitmedin bi önceki günde erkenden geldin, kötü bir şey mi oldu?" dedi kaşlarını kaldırarak, annemi kandırmak kolay değildi. O zeki bir kadın.
"Ha-hayır, sadece kendimi pek iyi hissetmiyorum. Bu günde okula gitmesem?" Bir yandan da dudaklarımı bükerek kendimi acındırmaya çalışıyordum, cidden! İğrenç!
Dudaklarını büken kızlara ölüm! Her zaman işe yaramasa bu saçmalığı asla yapmam, her neyse şimdi de yaraması lazım. Bugün okula gidersem utancımdan bütün gün başım eğik gezerim ki böyle bir şeyi kendime yakıştırmam, ben o ezik kızlardan değilim. Ben değil karşımdaki başını önümde etmesi gerekir.
"Peki, ama yarın okula gideceksin tamam mı?"
Ellerimle alkışlayarak anneme sarıldım "Tamam," annem başını iki yana olumsuz salladıktan sonra odadan çıktı. Bedenimi tekrar yatağa bırakırken, gözlerimi kapatıp kendimi uykunun şevkatli kollarına bıraktım. En azından orada işler yolunda.
*
Ece'den
Telefonun galerisindeki tüm o gereksiz fotoğrafları para saçar gibi silerken üvey annem o mükemmel sesi ile tüm keyfimin içine etti.
"Ece,"
"Hıı?" dedim, o an galerideki salak saçma fotoğrafı görünce gözlerim irice açıldı. Ceyda önde gülümseyerek kameraya bakıyor ben ise arkada... Ah! Neden fotoğrafı tam hapşurduğum an çekdi ki! Bunu aklımın bir köşesine yazdım. Sen bittin bayan arıza.
"Kızım ne yapıyorsun sen, bön bön açmışsın gözlerini?" Kafamı hızla iki yana sallayarak anneme döndüm. "Hi-hiç, Ne oldu?" Elindeki tabağı bana uzatırken telefonu tuş kilidine aldım. "Al bunu Ayşe teyzenlere götür." Elime tabağı verdiğinde içinde yaprak sarma olduğunu fark ettim.
Ah anne, adamlar zengin canları çektimi alırlar dışardan yerler, senin yaprak sarmanamı kaldılar? Bu arada Ayşe teyze Önder'in annesi.
Ha?
Beni Önder'in evine mi gönderecek?
"Ne? Hayır... Gitmem... Gidemem... Geride bıraktıklarım ne olacak?" Ben saçmalarken annem -üvey annem- bana anlamsız bi surat ifadesi ile bakıyordu.
"Neden?"
Neden mi? Söyleyeyim canım, geçen gün sapığın biri bana zorla saldırdı, Önder'de sağ olsun çocuk beni kurtardı. Sonra biz sarıldık yakınlaştık güzeldi yani. "Ben, ben okuldan yeni geldim, yorgunum gidemem şimdi oralara kadar yorulurum
ben... Hem şey... Onlar şeye..."
![](https://img.wattpad.com/cover/42620970-288-k701034.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PARAMPARÇA 1 | Kindar
Fiksi Remaja#82 "Herbir tuğlası birimizi temsil eden o duvar şimdi Paramparçaydı..." Her şey hiç olmadığı kadar normaldi, sıradan ve tertemiz. Gidişat, içlerine düşen yıldırımla değişmeye başladığında kendilerini bir oyunun içinde buldular. Hayatın gerçek zorlu...