50.Bölüm:Kafes

4K 257 87
                                    


Aynur Aydın:Yanı başıma.

"Unutma biz iyiliği kötülerden, Hayatı ölümlerden öğrendik..."

-

Nur'dan

"Zeynep sakin ol." kollarımı bedenime çaprazlayarak koşar adım Zeynep'e yetiştim. "Ağzının ortasına iki tane çakarım görürsün sakin olmayı, bana sakin ol demeyi kes!" sağ eliyle omzumdan ittirip Çatılı'ya girdi.

"Ya bak burası çok tehlikeli, ben bir daha buraya gelmek istemiyordum. Niye geliyoruz hâlâ?" duraksayıp bana döndü. Dokunsan patlayacak gibiydi. "Neden mi? Kızım sen gerçekten safsın."

Nedeni; Derin Mete'nin ailesine Mete'yi bıçaklayanın Ceyda olduğunu söyledi. Ve Ailesi Ceda'nın üzerine yürüdü ortalık gerçekten karıştı. Derin bunca şeyden sonra hâlâ akıllanmadıysa Zeynep'in bu konuya el atması farz oldu. Ama sorun şu ki, Derin'i Çatılı'da arıyoruz evinde arkadaşında ya da başka bir yerde aramak yerine bu cehennemde arıyoruz.

"Derin'nin burada ne işi olabilir? Esra zaten Derin'i kendi elleriyle Halil'e vermedi mi? Ne işi olur Esra'nın yanında!"

"Lan evlerini arıyorum cevap veren yok, cepten zaten bizi kimse takmıyor. Ben biliyorum, yine Esra'nın yanına gitti o fahişe!" Gözlerim hayretle açıldı. Bu kız öfkelendimi ne dediklerinin farkında, ne de yaptıklarının.

"Hem onunla daha işim bitmedi, bu yalanlarının hepsinin hesabını verecek! Onun yüzünden ortalık karıştı! Derin'i elime bi geçiriyim o zaman görecek." bir şey diyecektim ama susmak en iyisi. Zeynep'le inatlaşılmaz, çiğ çiğ yer insanı o.

Emin adımlarla karanlık sokağa girdik. Ellerimi bedenime sardım, hava hafif rüzgârlı ve soğuktu. Etrafı ıslak toprak kokusu sarmıştı, bu sert havaya gündüzleri zor dayanırken Zeynep hanım akşmın dokuzunda Derin'i aramaya çıkarttı beni! Kış ayından oldum olası hep nefret etmişimdir. Benim mevsimim yazdı. Tabii ki İzmir'in yazı dışında.

"Peki Esra'nın yerini nasıl bulacağız? Hadi bulduk diyelim ne diyeceğiz? 'Canım Derin'i gördün mü? Mete'yi bıçaklayanın Ceyda olduğunu ailesine söylemiş' mi diyeceğiz?"

"Evet! Öyle diyeceğiz!" sesi sokakta yankılanması ürkmeme sebep oldu. Ben tam bir şey diyecekken Zeynep ağzımı kapatıp beni duvarın arkasına çekti.

"Sessiz ol!" Yavaşça kafasını duvarın arkasına götürdü. Elini ağzımdan indirip kafamı duvarın arkasına uzattım. İki kişi tartışıyordu.

Mete'nin kuzeni ve Esra.

"Ne yaptığını sanıyorsun lan? Kimsin kızım sen?" Mete'nin kuzeni öfkeli görünüyordu. Esra ise onun aksine daha keyifliydi. "İplerin benim elimde Bora Vural." Ne demekti şimdi bu? 'İplerin benim elimde Bora Vural' Bora Esra'nın eline mi düşmüştü? Ama neden...

"Bak, pişman olacağın şeyler yapıyorsun." ne pişmanlığından bahsediyor bunlar? Duvarın arkasından atlayıp 'Neler oluyor burada' dememek için kendimi zor tuttum. "Asıl sen pişman olacağın şeyler yapma, unutma karşında Çatılı'nın yeni sahibi var." Esra'nın sözlerinin ardından Zeynep'le birbirimize dehşet saçan bakışlar attık.

*

Yasemin'den

Deri montumun fermuarını sonuna kadar çekip ellerimi cebime koydum, soğuk hava esen rüzgârla daha başa çıkılamaz hâle gelmişti. Yüzüme dökülen saçımı kulağımın arkasına sıkıştırırken yüzümdeki ifadesizlik yerini koruyordu.

PARAMPARÇA 1 | KindarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin