İlk Görev

27 4 9
                                    

14.Bölüm
~~~~~~~~~~

Bazen hiçbir şey planladığımız gibi olmuyordu. Yalan söylemek kolaydı ama bu yalanı uygulamaya geçirince işler zorlaşıyordu.

Daniel ile Sandranın yanına gelmiştik. Yolda onun sakinleşmesi için çok uğraştım ki Daniel sandığımdan daha fazla gergindi. Hastahaneye geldiğimiz zaman Sandra'nın gerçeği anlatıp anlatmayacağını merak ediyordum.

Sandra'nın odasına girdiğimiz anda Daniel hızlıca karısına sarıldı, olayların farkında olarak odaya girdim ve kapıyı arkamızdan kapattım. Sandra aniden hıçkırıklara boğulmuştu doğrusu yaptığı şeyden dolayı ona artık aynı gözle bakamıyordum.

Daniel, sandranın saçlarını okşayarak onu sakinleştirmeye çalıştı. Yüzümde tek bir mimik bile oynamadan onlara bakıyordum, Daniel ile göz göze geldiğimiz anda dudağımı dişleyerek bakışlarımı cama çevirdim. Dışarıda gök gürlüyordu sanki gökyüzü bile sandra'nın oynadığı oyunun artık bitmesini istiyordu.

Daniel geri çekilerek sandranın elini dudaklarına götürdü " Ne oldu ? " dedi sesindeki hüznü fark etmemek imkansızdı. Sandra sertçe yutkundu "Hayatım başıma gelen-" daha fazla yalana katlanamayarak hafifçe öksürdüm evet belki sandra benim çok yakın bir arkadaşımdı ama Daniel'e bunu yapmasına izin veremezdim.

Daniel'in gözleri bana döndü, Sandra korku ile bana bakıyordu evet söyleyeceklerimden korkuyordu, gerçekle yüzleşmekten korkuyordu.
" Sandra, artık gerçeklerin zamanı gelmedimi?" dedim Başını iki yana salladı gözlerinde sanki ona ihanet etmişim gibi bir bakış vardı ama asıl o Daniel'e ihanet etmişti.

Daniel anlamazca bana baktı " Bayan Jean, neyden bahsediyorsunuz ?" dedi en çok da onun için üzülüyordum Daniel bunu hak etmiyordu.
Dudaklarımı araladığım sırada Sandra benden önce atılarak Daniel'in dikkatini kendi üzerine çekmeye çalıştı " Daniel, hayatım,kendimi iyi hissetmiyorum. Benim için hemşireyi çağırır mısın lütfen ?" dedi.

Kaşlarımı çatarak ona baktım bu şekilde sıyrılamazdı ! Daniel telaşla Sandraya döndü "Neyin var Birtanem " dedi. Sağ elim yumruk haline gelirken Daniel kapıya yöneldi " Gitme daniel, Eminim karının sana söylediği yalanın doğrusunu duymak isteyeceksindir " dedim gözlerim sandranın dolan gözlerinden ayrılmadı.

Daniel kaşlarını çatarak bana baktı, "Ne ?" dedi. Sonunda onu şüpheye düşürebilmiştim, Sandra'ya bağlı olan ve kalp atışlarını ölçen makineden gelen bip sesi hızlanmaya başlamıştı.
Sandra başını iki yana salladı ve daniel'e döndü "Daniel yalvarırım onu dinleme, neyden bahsettiğini bilmiyor. Tek derdi bizi birbirimizden ayırmak, ailemizi parçalamak istiyor!" dedi.

Sandranın gözünden süzülen yaşları gördünce Daniel'in kaşları sertçe çatıldı Sandra yalvarıyor ağlıyor ve çığlık atıyordu ama Daniel benim diyeceklerime odaklanmıştı. Sandrayı görmüyordu, Derin bir nefes alarak bir adım ona yaklaştım "Daniel bunu sana nasıl anlatabilirim bilmiyorum...Sandranın bebeği o-" daniel başını iki yana sallayarak araya girdi.

"Sandra ve benim, bizim bebeğimiz" dedi bunu içtenlikle söyleyince içimde birşeylerin koptuğunu hissettim. Usulca başımı iki yana salladım "Bunun için çok üzgünüm Daniel ama bebeğin babası sen değilsin... Sandra'nın karnındaki bebeğin babası Thomas'dı ." dedim tek nefeste, daniel ise karşımda kaskatı kesilmişti ona bir adım daha yaklaşarak elimi omzuna koydum.

"Ben... Anlayamıyorum, Thomas bizim hayatımıza asla girmedi. Sandrayı tanımıyor bile, hayır bayan Jean yanılıyorsunuz öyle bir şey yok-" diyerek gözlerini sandraya çevirdi ama Sandra yüzünü ellerine gömmüş bir şekilde ağlıyordu "Sandra böyle birşey yapmaz,biz birbirimizi seviyoruz " dedi daha çok kendini inandırmaya çalışıyor gibiydi.

Kanlı ZaferHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin