Kusursuz Cinayet

11 0 9
                                    

39.bölüm
~~~~~~~~~~
Asistanımı öldürmemin üzerinden bir gün geçmişti ve garip bir şekilde kimse onun cesedini bulamamıştı , hayır tabiki gidip saklamamıştım. Dün gece neden hâlâ bulunamadığını merak ettiğimden Daniel'i arayıp etrafı kontrol etmesini istemiştim , cesedin olduğu yere gittiği zaman da orada hiçbir şeyin olmadığını söylemesi beni şaşırtmıştı .

Aynı saatler içerisinde bilgisayarımdan güvenlik kameralarına bakmak istediğim sırada orada bulunan kameranın çalışmadığını fark ettim , dün cinayeti işlediğim sırada çalışıyordu yani daha sonradan bir sorun olmuş olmalıydı . İçimden bir ses birinin hem cesedi hem de kameraları ortadan kaldırarak cinayetimi ört pas ettiğini söylüyordu , kim bunu niye yapsın ki ? Diye düşünmeden edemiyordum.

Gece olanlardan dolayı nasıl mışıl mışıl aralıksız bir şekilde uyuduğumu bilmiyordum , bunun pamirin de yanımda olması ile bir alakası olmadığını var sayıyordum. Ah tabi bu aralıksız uykum geçmişimdeki anılarım rüyalarıma girip onları kabusa çevirene kadar devam etmişti sanırım sadece 5 saat uyumuştum.

Sabahın 4'ü olmasına rağmen lavabomun musluğundan akan buz gibi soğuk suyu yüzüme çarptığımda yavaş yavaş kendime gelmeye başlamıştım , yataktan zıplayarak uyanmama ve dakikalarca odanın içinde adımlamama rağmen pamir bey uykusundan asla uyanmamıştı.

Aynadan kendime bakarken saatler önce yüzümdeki kanları temizlerken ki halim gözümün önüne geldi sanki aynada kendime değil de bir katile bakıyormuş gihi hissetmiştim. Ürpererek geriye doğru bir adım attım ve bu hislerden uzaklaşmak için her şeyi bir kenara bırakıp banyoma doğru ilerledim. Soğuk su beni kendime getirirdi.

Küveti doldurmaya başladığım sırada bir yandan da dolaptan şampuanımı çıkararak tekrar küvete doğru ilerleyip duvarın kenarındaki rafa yerleştirdim. Ellerim geceliğimin iplerinde gezindiği sırada karşımdaki aynanın üzerinde bulunan bir şey dikkatimi çekti , küçük sarı bir not kağıdıydı ve sanki dakikalar önce buraya gerleştirilmiş gibi hâlâ bir kenarı kıvrılmıştı.

Kaşlarımı çatarak aynaya doğru ilerledim ve yapışan not kağıdını üzerinden aldım , yapışkanı hâlâ kurumamıştı yani cidden de yeni yapıştırılmış olmalıydı . Bu hiç hoşuma gitmemişti . Gözlerim not kağıdına döndüğü sırada üzerinde bir çiçeğin resmi olduğunu fark ettim , kara kalem bir resimdi ve sanırım bu şey bir Kamelyaydı.

Ne olduğunu anlamayarak resme daha yakından baktığımda ucunda bir leke olduğunu fark ettim kırmızı bir leke , kırmızı bir kan lekesi.
Kağıdın arkasını çevirdiğimde beklemediğim bir şeyle karşılaştım.

So che l'hai ucciso, mostro!

Italyanca olan bu yazıyı okuduğum zaman ellerimin titrediğini hissettim . Zihnimde cümlenin anlamı resmen yankılanmıştı (Onu öldürdüğünü biliyorum canavar!)
Kimin yazmış olabileceğini hatta kimin yazıp evime girebildiğini düşünmeden edemiyordum birisi beni görmüştü , yakalanmıştım.

Her şeyi düşündüğümü sanmıştım oysaki tek tahmin edemediğim şey Kusursuz cinayet diye bir şeyin olmadığıydı. Küvetten taşan su ayaklarımı ıslattığında irkilerek kendime geldim ve hemen uzanıp suyu kapattım. Kağıdın ön tarafına baktığım sırada bu kamelyanın kime ait olabileceğini yada kimi temsil ettiğini düşündüğüm sırada aklıma bir şey geldi eski ama önemli olan.

Ben bu kamelyayı daha önce de görmüştüm , bu kamelya Broş'un üzerinde de vardı . Biri beyaz biri ise siyahtı şuan elimdeki resimdeki kamelya beyazdı , peki kimdi bu beyaz kamelya ? İçimden bir ses bu kamelyayı yakında tanıyacağımı söylüyordu , çok yakında gizemini çözecektim.

Kanlı ZaferHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin