Hello arkadaşlar ben gelmişem lo NDBXHJCJCJF. Neyse evet hikayede hızlı zaman geçişleri oluyor şu bölümlerde ama hikayenin ana konusuna ulaşmamız lazım o yüzden kusuruma bakmayın. Lan hadi bölüme geçin!
İyi okumalar.
...
✨
Kafam bulanıktı. Resmen deliricektim. düşüncelerim susmaz mıydı asla. Kesinlikle insanlar da beyinden problem vardı. Onuncu sınıftık artık ve ben Ateşle ilgili pek az şey biliyordum. Yağmur yağıyor bugün ve sabahın körü ben okula gidiyorum! Ne hoş. Otobüsten inmiştim ve hoca gelmeden gitmek için acele ediyordum. Sınıfa girdim ve göz gezdirdim. Yine herkes bir taraftaydı. Su Gökçen'in yanına gitmiş birşeyler anlatıyordu. Diğerleri ise yine ödev yetiştirme peşindeydiler. Tek sıkıntı Reyhan Çınar ortalıkta gözükmüyordu. Bir anda arkamdan kafama bir darbe geldi.
"Günaydın MİT'çi," demişti Reyhan arkamdan çıkarak. Bana MİT'çi diyorlardı çünkü aşırı şekilde istihbarat ajanı olmak istiyordum.
"Sana da günaydın başkomiserim de daha güzel bir karşılama olabilirdi hayır benim arkadaşlarım niye şiddet meraklısı?," diye atılınca Reyhan sırıtmaya başlamıştı. Tam dayaklıktı.
"Aaaa Anka hanım kırmızı halı seremediğimiz için kusurumuza bakmayın hemen serdiririz efendim siz geçin," İronik laflarda üstüne yoktu. Lafını bitirdikten sonra Gökçen'le Su'nun yanına gittik. Yine dizi sahnesinden gördükleri el tutma hareketini yapıyorlardı. Ulan yeter da.
"Yine mi ya?" konuşunca bizi farketmişlerdi.
"Yok yok bunların kafa iyi değil, I-ıı uzaklaşalım Anka. Cık cık cık şu Mü'minlere bak hele," Reyhan konuşumca bakışlar ona dönmüştü.
"Haklısın Kardeş yürü gidelim," diyerek şakayı devam ettirdim.
"Ya bi gidin naptık sanki anasını satim," şimdi Su ablam anamın suçu neydi?
"Dedi bana elini vereceksin dedim vermeyecem dedi vereceksin dedim vermeyecem dedi vereceksin mecbur galdım verdim. Dedi elimi tutacaksın dedim tutmayacam dedi tutacaksın dedim tutmayacam dedi tutacaksın mecbur tutmişem. Sonra konuşmuşuz konuşurken Polisle Mit'ten gelmişler benim kafama RANK bi taş attılar. Valla ben şuurumu kaybetmiişem. İki gün şuurumu aradım," Hepimiz gülüyorduk çünkü Gökçen şiveli konuşmayla bir repliği değiştiriyordu ve aşırı iyi yapıyordu.
"Ya Gökçen ya." Su varlığını belli edercesine konuşmuştu. Hocanın gelmesine az kalmıştı ve bizim yerimize geçmemiz lazımdı. Hemen Su'ya doğru konuştum.
"Hadi hoca gelir şimdi biz yerimize geçelim," kafasını salladı ve ayaklandık. Yine yanında bücür gibi kalmıştım. Ya sırık bu kız işte diyorum sonra hocalara arkadaşa sırık demek caiz mi diye geziyor. Kapı tarafındaki arka sıralara geçtik. Hoca hemen sonrasında içeri girmişti zaten.
"Günaydın kızlar selamün aleyküm!" Diye girdi edebiyatçı. Valla günaymadı karı.
"He he günaydın Aleyküm selam." herkes hep bir ağızdan cevap verirken bende katıldım.
"Nasılsınız?" Bok gibi. Bu tarif yeterli mi hocacım?
"İyiyiz hocaaaaam." bence sınıftakiler hocanın ne sorduğundan bir haber sürekli plak gibi aynı cevaplar. Hoca yavaş yavaş derse geçerken ben aklımdaki düşüncelerle savaşıyordum. Düşünmekten ölsem nasıl olurdu? Hayat hep kendini zora atıyordu ve ben artık toxiclikten sıkılmıştım. Vallahi beynimin içinde halay çekiyorlardı. En son Leyla arkasını dönüp konuşmaya başladı.
"Bugün sinirli ve üzgün duruyorsun iyi misin?" ne? Gerçekten mi? Sadece düşünüyordum. Leyla tam istanbul hanımefendisiydi ve aşırı nezaketli konuşuyordu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ünlenmiş Aşk 💫❤️🩹🧡
Teen FictionKaçamayacağımız, imkansız dediğimiz bir aşkın içine çekildik. Birimiz rüyasındaki kıza diğerimiz ekrandaki çocuğa. Sonra bir gün büyüdük. Ben Milli İstihbarat Teşkilatından Anka Altınışık. O ise ünlü oyuncu Ateş Akay. Acılarımız olacak fakat yı...