15.Bölüm(yokluğun sızmayan Işığı)

28 3 0
                                    

Bu bölüm ne bileyim içimden geldi ödkxkckskkdjfjs

İyi okumalar

Hadi bölüme nanay

...

BÖLÜM ŞARKISI: SNAP~Rosa Linn

...

Gözlerim aralanıyordu çünkü yanımdaki varlık tarafından aşırı şekilde sarsılıyordum. Başımı ona çevirdiğimde sırıtan Reyhan'ı gördüm. Sanki başka birini görücek gibi.

"Ulan insanım ben ebem sikildi uyanırken napıyon ya..." biraz fazla ağzımı bozmuştum ama Reyhan'ın bunu sorun edeceğini sanmıyordu.

"Birazdan iniş yapıcaz o yüzden uyandırdım." iyi yapmıştı.

"Sağol Reyhoş." Yüzüme tip tip baktı. Bilerek Reyhoş demiştim. Uyuz herifin tekiydim.

"Tövbe yarabbim tövbe neyse bir şey diyeceğim." önemli bir şey diyeceğini anladığımda hafif ona yaklaştım ve kulağıma doğru fısıldadı."Senin bu arkadaş Bora, gözlerinin oyulmasını yada şişlenmesini mi istiyor?" böyle diyince gözlerim büyüdü. Gülmemek için dudaklarımı dişleyip elimi ağzıma götürdüm ve ağzımı kapattım. Sonra Boraya baktım. Leyla leyla Reyhan'a bakıyordu.

"Şey şimdi ben zarar görür müyüm can güvenliğim önemli de?" can güvenliğimi düşünmek zorundaydım. Bu işler Reyhan'ın asla hoşuna gitmiyordu. Bora ise sapık gibi sadece Reyhan'ı izliyordu. Ben olsam çoktan geçirmiştim bir tane.

"Bilemeyiz MİT'çi..." dedi ve göz kırptı. Bende Borayı uyarmak amaçlı kimse farketmeden ayağına vurdum. Kaş göz yaparak bana baktı. Onu uyardım bende kaş göz yaparak. Kafasını salladı ve gözlerini yumdu. Aşk tarifi zor bir şeydi ve bazen gerçekten can yakıyordu...

🖤

Elimdeki Türk kahvesi paketine baktım. Elime kaşık aldım ve kahveyi kaşıklamaya başladım. Kimse sorgulamasındı. Ben kahve bağımlısıydım. Adım sesleri gelmeye başladı ve git gide yaklaştı. Ben ise bunu umursamadan sadece kahve yiyordum. Adım seslerinin sahibi konuşmaya başladı benimle.

"Sen kahveyi yiyor musun?" Ateş mutfaktaydı ve gördüğü görüntü üzerine şok olduğunu kanıtlayamaz ama yemin edebilirdim.

"Evet çok severim." diyince gözleri iyice açıldı. Kaşları ise şaşkınlıkla havalandı.

"Zararlı değil mi?kendine zarar verme." ben bu zarar konusunu geçeli yıllar olmuştu.

Çünkü bana verilen zararlar çoktu.

Bazen sözle.

Bazen maddesel.

"Pek umursamıyorum. Yemeyince ihtiyaç gibi kahve arıyorum.. bağımlı gibi oldum." Bağımlılıktı sanki bu. Bazen aşırı şekilde kahve arıyordum ve bulamazsam canım sıkılıyordu. Dışarı çıkıp almaya da aşırı üşeniyordum. Sipariş verebilirdim ama ben buna bile üşeniyordum o an.

"Hmm, değişikmiş ben hiç böyle yemeyi denemedim tadı güzel mi bari?" diyip hafif güldü. Dalga mı geçiyordu yoksa!

"Gayet güzel gelde dene..." dedim ve hemen bir tatlı kaşığı çıkardım. Kaşığı kahve paketine daldırdım ve ağzına doğru uzattım. Zaten az miktarda koymuştum. Oda tereddüt etmeden kahveyi yemişti. Tek sıkıntı anında öksürmeye başladı. Sanırım içinden bana sövüyordu.

"Sen ciddi misin bunu nasıl yiyorsun böyle!?" piskopat olduğum gerçeğini öne koyarsak gayet mantıklıydı bence.

"Nasıl mı yiyorum bak böyle." diyip bir kaşığı daha ağzına götürdüm. Ah beni kahve havuzuna atsalar keşke.

Ünlenmiş Aşk 💫❤️‍🩹🧡Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin