The Rich And Honorable ChangAn [MTL] [BL]

22

Onlara ne olduğunu sormaya gerek yok. Xu Chang'an, Min Bo tarafından yapılmış olması gerektiğini biliyordu. Bugün, onun yanında kızdı, bu yüzden hemen halkını rahatsız etmek için buraya geldi.

"Bu Min Min gerçekten çok kibirli!" Şu anda, Xu Chang'an, Min Bo'nun Shilang Min'den doğup doğmadığı konusunda biraz şüpheli. Biri kızını bu kadar kanunsuzca nasıl yetiştirebilirdi?

"Genç efendi, bugün hepsi cariyeyle çok fazla konuşan Chunyu'nun suçu, bu yüzden bunu yapmak için bir nedeni vardı. Hepsi bizim kendi suçumuz." 'Genç efendi ile prens arasındaki durum nedir?Yang Ana hala yüreğinde biraz şey biliyor.Genç efendinin saraydaki durumu zor ve artık ona sorun çıkaramıyorlar. Üstelik bugün gerçekten de bahar yağmurunun pervasızlığı.

Xu Chang'an, Yang Ana'ın kendine ne dediğini umursamadı. Hatasından dolayı, kilitlenmelerine izin verdiği için kendini suçladı. Şimdi onun yüzünden dövülmelerine izin verdi. Kalbinde başka bir şey düşünemedi ve sadece onlar için adalet istemek istedi.

Bugün, Min Bo bahçesine döndüğünde öfkesini yutamadı. Xu Chang'an'ın hapsedilen kölelerini düşünerek doğruca arka bahçeye gitti. Başlangıçta, sadece onları korkutmak ve önlerinde Xu Chang'an hakkında kötü şeyler söylemek istedim. Beklenmedik bir şekilde, Chunyu sabırsızdı ve doğrudan Min Yu ile geri döndü! Min Yu, kızın avucunun Chunyu'nun ağzının yanına izin verdi ve Dong Xue tarafından durduruldu!

Min Jun zaten kızgındı. Şimdi birkaç köle ve hizmetçi bile ona karşı çalışıyor. Onu aklında tutmazlarsa, kalplerinde bu nefese nasıl katlanıp bunu kendileri yapabilirler.

Ne kadar şımartılmış olursa olsun Chunyu ve Dongxue genellikle Xu Chang'an tarafından şımartılırlar, sonuçta çocukluğundan beri resmi aileye satıldılar. Doğal olarak, kuralları da anladılar. Ne olursa olsun, Min Yong ile kavga etmeye cesaret edemediler. Bu nedenle, iki kız Min Yu ve çevrelerindeki insanlar tarafından yanaklarında dövüldü ve vücutlarında çok fazla çimdik izi vardı, bu da onları dağınıklığa soktu.

"Anne, burada bekle. Gidip prense seni hemen dışarı çıkarması için yalvaracağım. Bahar yağmuru, kış karı, korkma!" Xu Chang'an, Xiao Qingyan'a yalvaracağını söyledi. Aslında, doğrudan Min Yu'nun bahçesine gitti. Oraya gittiğinde başka bir şey yapmadı. Sadece Min Yu'ya hareket etmesine izin vermesini söyledi.

"Neden hareket etmeme izin verdin!" Xu Chang'an'ın onu rahatsız etmeye geldiğini bilerek, ama Min Yu korkmadı. Her neyse, prens artık ondan hoşlanmıyordu. Ne olduğu önemli değil.

"Neye güveniyorsun? Yani hareket ediyor musun etmiyor musun?" Sadece karşılık vermiyor mu? O bir cariye. Hizmetçi dövülecek. O prenses. Kendisiyle çelişirse cezalandırılacak!

"Kıpırdamayacağım!" Min Yu, Xu Chang'an'ın onunla neler yapabileceğine inanmadı. O sadece bir erkekti. Neyle gurur duyuyorsun? Prenses adına ne kadar süre kalabileceğini düşünüyor?

"Sen... ne istiyorsun...Ah! Sen! Bana vurmaya nasıl cüret edersin?" Xu Chang'an'ın yavaşça ona doğru gelmesine baktığında, Min Jun yersiz bir şekilde gergindi. Xu Chang'an'a ne düşündüğünü sormak üzereydi ve yüzünden yanan bir ağrı geldi!

Xu Chang'an ona vurmaya nasıl cüret eder?!

"Neden cesaret edemiyorum? Bayan değil misin? Garsonun kızı değil mi? Annen sana cariye olmanın kurallarını öğretmedi mi? Xu Chang'ın iç huzuru da bir ateş kümesiyle yanıyor gibiydi. O anda heyecanlıydı. Yanlış bir şey yapıyor olabileceğini belli belirsiz biliyordu, ama o kadar kontrol edemedi. Kendini koruyan kişiyi bile koruyamasaydı, hayatta başka ne yapardı?

"Xu Chang'an! Sen..."

"Bayan! Hayır!" Min Yu, açıkça Xu Chang'an'a el sallamak için elini kaldırmıştı, ancak hareketinden önce, yanındaki anne onu çabucak durdurdu ve adını doğrudan botta çağırdı.