Merdüm-i Zenfira
3.Bölüm
Yakalandık"İşte abi akşam çalışan gibi geldiler, aslında ikimiz kaçacaktık ama her yer tutulmuştu. Sadece çalışanlara izin vardı. Azelya abla da gelinliği giymeyi teklif etti. Ben gelirim sen git dedi"diye beni abarta abarta anlatıyordu.
Geldim ama yanımda promasyonla geldim. Öylece bırakamazdım ki.
Sonunda tünelin ucu göründüğünde o adam birden elini uzatıp durmam için işaret verdi. Ne var be! Ona anlamamış halde bakarken o yavaşça kapıyı açıp dışarıya çıktı.
Derince nefes verip yan tarafta Zana'ya baktığımda korkuyordu ve fazlasıyla üzgündü. Onun elini tuttum. Korkmasını istemiyorum. Gerekirse onu memleketime götürürüm ama bırakmam.
Yavaşça tutup ona sarıldım ve "Bu adam kim Zana?"dedim. Kolum hissizdi. Hayvan gibi bir şey resmen böylesi biriyle ne işi olur ki? Bir de onunla evlendiriyorlardı. Garipsemiş halde Zana'ya bakarken boncuk gözlerini bana çevirip "Korkma olur mu? O çok iyi biridir. Beni korumak için yapıyor...abla beni korumak için bütün aşirete diş geçirdi. Bu adam aşiretin ağzını açamadığı tek ağadır"dediğinde kaşlarım havalandı. Bu mu?
Ama benim yumruğumla gözünde Çıngı savruldu.
İçten içe gülüyordum ama açılan kapı ilerisine izin vermemişti. Bir el bize gel işareti yaparken önden ben, arkada Zana ilerliyorduk.
Onu sıkıca tutup çıktığımda elinde silahla duran adam çok dikkatliydi. Aşırı profesyonel bir duruşu vardı. Dizilerde gördüğümün aksine çok konsantre olmuştu. Ama şu hali de bir fena yani. Dağmatlıktan gömleğinin kollarını katlamıştı. Evet suratına yumruğu yedi ama muhtemelen benim yapacağımı düşünmemişti o sebeple sendeledi. Çünkü adam kas yığını, uzun boylu ve baya yapılı....oyh Allah'ım sen büyüksün.
İlerlediğimiz yerde bir kapı vardı. Zana'yı sıkıca tuttup kapıda beklediğim de o adam kapıyı açıp arkasını döndüğünde bana baktı. Karanlıkta belli belirsiz duran yüzü ve tamamen yok olmuş gözleri ufak ufak parlıyordu.
"Şimdi buradan çıkacağız ve ilk ve tek uyarımdır kimse ağzını açmayacak!"deyip bana döndü. Kısaca bana sus emri vermişti. Belli ki bir planı var ama kendime göre gideceğim. Şimdilik bizi çıkar gerisi bende olacak.
Ona uymuş gibi yapacaktım. Gelinliğimi kaldırıp önden yürümeye başladım. O sırada kapının ardında gördüğüm siyah araç ve beş adamla durdum. Bunlarda kim? Olamaz yoksa onların adamları mı? Bize oyun oynadı! Bu adi bize oyun oynadı!
Korkuyla arkamı döndüm ve Zana'yı kendime çektiğimde kızcağız neye uğradığını şaşırmıştı. Bunlar onların adamı değil mi? Hızla Zana'yı arkama aldım ve "Senin yüzünden oldu! Bize oyun oynadın! Bu kız sana güvendi ya sen nas-"dediğim de hışımla bana döndü ve "Sana sus dedim! Tut şunu!"dedi ve birden elime silahı sertçe bırakmıştı. Aha silah! Be-benim elimde silah!
Korkuyla elimdeki silaha bakarken o adam gözlerime baktı. Açık ara tehdit ve güven veriyordu ama şu an kimseye güvenemem. Yapamam. Sadece ona bakıp başımı salladığımda sıkıca nefes verip "Tetik şurası, en kötü durumda kullanmaktan çekinme!"dediğinde içimdeki tuhaf hisle başımı kaldırdım.
Gözlerim irileşmiş daha tutamadığım şeye bakarken yutkundum. Ben yapamam ki! Asla tutamam! Ciddi misin sen ya? Ona tekrar silahı uzattığımda bir adam öne çıktı. Hızla Zana'ya yapıştım.
"Alparslan ağam bize verilen emir sizi alıp gitmemiz...nolur diretmeden gelin"dedi. Genç yaşlarda, iri yapılı, esmer bir adamdı. Onun geldiğine göre kaçırma, dövme işlerinde baya maharetliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
☀️Merdüm-i Zenfira
SpiritualGarip bir dünya döngüsündeyim. Ey hayal bana neler sunduğunu bilmem ama sunduğun her neyse enfes bir lezzeti var