🚨Merdüm-i Zenfira, Yol boyu

437 37 17
                                    

☀️ Merdüm-i Zenfira ☀️
31.Bölüm

Yol boyu

Aşk kapımızı çalsa önce tokmağı kafamıza vurur!

Yola çıkmıştık. Sema ve ben arkada, Komutan ve Zehra da öndeydi. Diğerleri de yolu bildiği için önden gidiyorlarmış.

Zehra hayat hikayelerinden örneklerle neşemizi yerine getirirken arada kuzenine takılıyordu. Fakat fazla ileri gitmiyordu. Adam resmen bakışıyla bile sınırını çiziyor. Keşke böyle olsaydım. Lakayıt tavırlar yerine o çizgiyi çizebilen, duygusuz olabilen birisi oldaydım.

"Zehra inanılır gibi değil! Lütfen dönüşte bizimle gel!"dediğim de arkama yaslanmış ama tatlı sohbetine eşlik ediyordum. O sırada başımı camdan dışarıya çevirdiğim de tabelada gördüğüm şehirle gözlerim aralandı. Bir dakika...bir dakika nereye gidiyoruz? Düğün...düğün Şırnak'ta değil mi?

Yerimde dikleşip etrafa bakındım ve "Bi-bir dakika...bi-bizim Hakkari de ne işimiz var?"dedim. Bütün atmosfer değişmiş gibiydi. Hakkariye girince bütün oksijenim alınmış, kalbime delicesine çarpıntılar düşmüştü. Ayak uçlarıma kadar uyuşmuş vaziyette ellerimi koltuğa dayadığım da Zehra endişeyle dönüp "Düğün Hakkari de oğlan tarafında olacak. Eh şehirden çoğu akraba gelemiyor, yakın mesafede olanlar katılıyor"dedi.

Olamaz...ben Şırnak'ta sanmıştım. Annem ve babam buralı deyince düğünü de Şırnak'ta yapacaklar sandım. İnanılır gibi değil...aylar....yıllar sonra bu topraklara geldim...ben....ben ne yapacağım? Ya biriyle düğünde karşılaşırsam ne olacak? Şehnaz hanım, Zahmer ağa ile karşılaşırsam ne olacak?

"Azelya iyi misin? Bir sorun mu var?"

Fırat komutan, ön tarafta beni görmeye çalışarak sorular soruyordu ama ağzımı dahi açamayacak haldeydim.

Hayır gidemem! Eğer gidip o aileden biriyle görüşürsem neler olur...rezil olurum. Gökmen ve Melike bunu bile bile nasıl izin verdiniz nasıl?

Derince nefes aldığımda Sema elimi tuttu. Korkuyla dönüp "Gökmen benim sizinle olduğumu biliyor mu?"dedim. O bilseydi asla izin vermezdi. Benim gitmeme, acı çekmeme izin vermezdi. Yapmazdı!

Gözlerim dolmaya başlamış halde Fırat Bey'e döndüğüm de dikiz aynasında büyümüş göz irisleri bütün gözlerini kaplarken kaşları çatılmıştı. Kendimi toparlamak istiyorum ama olmuyor! Ben ne yapacağım?

Bütün korku içime işlerken Fırat Bey başını iki yana olumsuzca sallayıp "Hayır söylemedim. Onlar önden giderken söyleme gereği duymadım...siz iyi misiniz? Durmamı ister misiniz?"dedi. Dursanız ne değişecek? Artık buradayım...onun ayak bastığı, doğduğu ve büyüdüğü herdeyim. Gözlerinin karasını aldığı o gecenin bağrındayım...dursanız ne farkeder?

Azelya nolur kendine gel...o adamın kız kardeşi evleniyor ve senin senelerdir acısını çektiğin şeyin zamanı değil. Git otur ağla ama şu an o adam kardeşinin düğününe yetişmek zorunda!

Bütün acımı bağrıma basıp gözlerimi yere indirdim ve "Yok...burası benim ilk okul için görevlendirildiğim yer ve...güzel bir dönemdi...bir daha geldiğime sevindim"diyebildim. Hem de nasıl sevindim!

Tarih tekerrür ediyordu. Bir daha bir düğüne gidiyordum ve yine aynı noktadaydım. Hakkariye gelmiştik. Zihnim karmakarışık olmuş, düşünemiyordum. Elimi, ayağımı ve hatta bütün bedenimi hissetmiyor gibiydim. Bir tek kalbim...bir tek kalbim hızlanmış, midemin sancısı beni mahvediyordu.

Allah'ım ben ne yapacağım? Adamın düğününü mahvedemem. Ah aptal kafam neden en başta zorla da olsa gidip sormadım. Ya birini görürsem ya olay çıkarsa ne olacak? Birinin daha hayatında leş gibi iz bırakacağım! Allah'ım yardım et ne olur kimse olmasın ve şu günü rahatça atlatayım.

☀️Merdüm-i Zenfira Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin