🚨17.Merdüm-i Zenfira, Zahmer Ağa

655 58 4
                                    

☀️ Merdüm-i Zenfira ☀️

"Hani, biz Kâbe'yi insanlara toplantı ve güven yeri kılmıştık. Siz de Makam-ı İbrahim'den kendinize bir namaz yeri edinin. İbrahim ve İsmail'e şöyle emretmiştik: "Tavaf edenler, kendini ibadete verenler, rükû ve secde edenler için evimi (Kâbe'yi) tertemiz tutun." (Bakara Sûresi 125)

17.Bölüm
Zahmer Ağa

"Tamam, ııı...ben tamamen sana taşınacağım. Tamamiyle bu iş bitene kadar yanından ayrılmayacağım tamam mı? Hem Gökmen de bize destek olur"diyen Melike durumu kurtarmaya çalışıyordu ama ne var ki düzelecek gibi değildi.

Derince nefes alıp sadece başımı salladım. Ne yapacağımızı kestiremiyordum.

Melike başını sallayıp "Fakat hemen asıp kesmeye gerek yok...sonuçta Alparslan'ın sana ya da bana zararı olmadı. O suçlulara biraz fazla tepki veriyor"dedi. Biraz mı? Adamın, kolumu tuttuğu elini kırdı, yetmedi kolumu kırdı, o da yetmedi yüzündeki bütün kemikleri kırdı!

Hala aklımdan çıkmıyor!

Celal Ağa'nın evine getirmişlerdi. Melike önde, ben arkada odadan çıktığımızda bir sürü kadın sohbet ediyordu. O an birden ayaklanan kadınlar elleri önüne gitti. Ne yapıyor bunlar? Şaşkınca dönüp Melike'ye baktım. Tıpkı benim gibi şaşkınca bakıyordu. Allah'ım sen sabır ver!

Sıkıntılı bir nefes verdiğimde gelen uzun zurna sesi ile canlı bir ses araya girdiğinde ayağa kalkan yazmalı kız gülerek "Koşun kızlar! Azel Ağa,Alparslan Ağa, Berat Ağa ve Seymen Ağa çıkıyor!"dedi. Nereye çıkıyorlar? Anlamamış halde Melike'ye baktığımda kaşları havalandı.

Önümüzde yürümeye başlayan kızlar aşağıya doğru iniyordu. Korkuyordum ama durmayıp peşinlerinde yavaşça çıkmaya başlamıştım. Adımlarımı sağlam atarak dışarıya çıktığımda kapıda sıra sıra düzülmüş kızları gördüm. Melike aralarında geçerek yürümeye devam ediyordu.

Gökmen karşıda bize el salladığında masada kalktı. Bana korkulu gözlerle bakan adam hızla kalkıp yanımıza geldi. Zurna ve davul sesi yükselirken yavaşça eğilip "İyi misin?" Diye bağırdı. Değilim. Korkuyorum ve şu an biri dokunsa ölecek gibiyim.

Zorla biraraya gelen kırık vazo gibi paramparçaydım. Fakat sadece başımı sallamıştım.

Gökmen sandalyeleri çektiğinde birden masaya yaslanan eli gördüm. Siyah ceket ve kolumda parlayan saat ile gördüğüm el aşinası olduğum biriydi. Azelya korkma tamam mı? O sana zarar vermez...veremez çünkü sen suçlu değilsin, hatta hiç bir şeyin...o işini yapan bir asker.

Beynimi ikna etmeye çalışsam da kalbim durmuyordu. Nabzım hızlanmış, kalbim delicesine atıyordu. Elektrik akımına kapılmışcasına titreyen bedenimi sakinleştirmeye çabalıyordum. Ellerimi sıkıp kendime dayanak olmaya çalışıyordum. Yanımda duran adama bakamaz halde sadece hafifçe başımı kaldırdım.

Sanki anlamışcasına yerinde doğrulan Alparslan hafifçe eğildi ve "Herkes nişanlı biliyor. Burada değil ailemin yanına geçmemiz gerekiyor"dedi. Ne? Ben ailenin yanında mı oturacağım?

Şaşkınlıkla bomboş yere bakıyordum. Ailesi mi? Göz ucuyla başımı çevirip yan tarafa baktığımda Zahmer Ağa ve Aziz Ağa bir bir sıralanmış masa ardında oturuyorlardı.

Ben sadece başımı sallarken Alparslan da sıkıntılı bir nefes vermişti. Durum çok kötüydü.Gözlerimi kaldırıp Melike"ye baktığımda başını salladı. Gidecek miyim? Azelya bunu değiştiremezsin. Azelya kendine gel ve git! Bu yalanı çıkaran da sizdiniz! Ortalığı karıştıran da sendin! Git çek cezanı!

☀️Merdüm-i Zenfira Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin