🚨 45. Merdüm-i Zenfira, Vuruldum

428 32 25
                                    

Merdüm-i Zenfira

Vuruldum

45.Bölüm


Engebeli arazide ine çıka, elimiz( sadece onların eli) tetikte ilerliyorduk. Hala şoklar içerisindeydim. Evet Alparslan evlenmedi, evet yüzüğüm bile hala elindeydi ve evet ortada bana söylenen büyük bir yalan vardı. Peki Fırat bunu neden yaptı?

Kafa dönen tek soru Fırat'ın neden yaptığıydı. Kafamda dönen sorularla bir esinti yükseliyordu. Elimi sper edip başımı kaldırdığımda birden önümde başka bir el gördüm. Yavaşça başımı çevirdiğim de yüzümü kapatan elin sahibini gördüm. O an yumuşacık olan kalbim ve prenses gibi hisseden ben sırıttım. Beni nasıl etkileyeceğini biliyordu.

"Gidelim ve öğrenelim gerçekleri"dedi. Ah gerçekler ah! Dönmeyi ve dönüp herkesten hesap sormayı canı gönülden istiyorum. Başımı sallayıp onun koyu gözlerini, uzamaya yüz tutmuş sakallarını, kalbimi ele geçeren derin bakışlarına sadece başımı salladım.

Helikopter inmeye başladıkça daha da artıyordu pervanesinin esinti şiddeti. Önüme geçen Alparslan gözlerini kapayıp beni kapatırken toz, duman her yer karma karışık haldeydi.

"Komutanım hadi!!!"

Bağırma sesiyle gözlerimi yarı yarıya açarken birden karşıda ağır gelen silah sesiyle irkildim. Geldiler!

Alparslan hızlanıp beni tuttuğu gibi helikopterin içine attığında peşimden geldi. Hemen ardımız sıra gelen tim ile birden sarsılmaya başlamıştık. Helikopter kalkıyordu. Nefes nefes olduğum yerde kalakalmış halde bakarken kolumdan ağrı nüksetti. Ahh daha beter hale gelmiştim. Dişlerimi sıkarken Gökmen başını sallayıp "Dayan biraz, hastaneye gideceğiz"dedi. İçim gidiyordu.

Yutkunup başımı çevirdiğimde gözlerim bulanıklaşmaya başlıyordu. O sırada başımıza toplanan insanları gördüm. Tim neden bizim yanımıza geliyor? Alparslan nerede?

Sağlam elimi yere yaslayıp kendimi doğrulttuğumda yerde toplanmış tipimi gördüm. Ka-kan mı o? Yerde...Alparslan neden yerde yatıyor? Hayır olamaz Alparslan!

Kalbim parçalanırcasına atarken yerimde doğrulmaya çalışıyordum ama Gökmen önüme geçti ve "Azelya yaklaşma! Bekle müdahale yapılsın!"dedi. Müdahele mi? Gökmen ona bir şey oldu! Gökmen Alpaslan....Alparslan iyi mi?

Kendimi o tarafa iterken Gökmen elini kaldırmıştı. Titreyen nefesimle gözlerimden inen yaşlar, denizi gökyüzüne çıkarmışcasına kıyıya vururken ağlamam daha da şiddetleniyordu. Bir kenarda Alparslan'ın uzanmış bedeninde sadece bacaklarını görüyordum. Herkes başındaydı. Çıldırmak üzereydim. Delirmek üzereydim! Allah'ım ne olur yardım et bana ne olur yardım et bana! Delireceğim Allah'ım dayanamıyorum!

Ellerimi yüzüme kenetlemiş rüya olması için yalvarıyordum. O dağda ölmeyi ve bunun bir rüya olmasını dilercesine yalvarıyordum. O sırada sarsılan helikopter ile ellerimi açtığımda bir yerde sabitleniyorduk. Elimin tersiyle gözlerimi silerken yerimde kenetlenmiş halde Alparslan'ın bacağına bakarken birden açılan kapıyla sağlık ekiplerini gördüm. Bütün dünya sessiz bir uğultu gibi kulaklarımı tıkadığında helikoptere gelen ekip Alparslan'ın başına üşüşüyordu. Kalakalmış, artık o boş bakışa geçmiştim. Kesseler kanım akmazdı.

"İyi misiniz?"

Duyduğum sesle gözlerimi kımıldamayan bacaklardan yavaşça kaldırdığımda bir doktor başımdaydı. Bedenim titremeye başlamıştı. Titriyor korkuyor ve ağlıyordum. Doktora baktığımda çınlayan kulağımla başım daha da dönerken birden kolumu tutsn doktor arkaya bağırıp "Bir yaralı daha var! Hemen sedye getirin! Omuzdan vurulmuş çabuk!"dedi. Ne? Omuzdan mı vurulmuş? Ben mi?

☀️Merdüm-i Zenfira Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin