☀️ Merdüm-i Zenfira ☀️
36.Bölüm
Seven Sevdiğine
Küfür gibiydi bazı şeyler. Söylenmeden de ağır geliyordu. Yanımdan geçip gidişi uçuruma çıkarıp atmak gibiydi. Bir tek atlamayı bekliyordum. Alparslan...bana yardım eder misin? Ben atlamayı beceremeyen bir kadınım. Ne kaçmayı beceren, ne de gelmeyi beceren biriyim. Alparslan ben intihar da edemiyorum. Yanında sessizce ölebilir miyim?
Alparslan kalbim acıyor. Böyle delik deşik oluyor gibi ağrıyor.
Alparslan kalbim...kolumdan daha çok ağrıyor.
Ben duramıyorum...en iyi bildiğim buydu değil mi? O halde sana mutluluklar Alparslan.
Ellerimi kaldırıp yanaklarımı sildim ve salona doğru yürüyüp başımı kaldırdım. Birbirine girmiş insanlar vardı. Şehnaz hanıma kızanlar, Sema'yı tutanlar, Melike'ye yapışanlar birden bana dönmüştü.
"Ne oluyor burada?"diye bir ses geldiği anda içeriye Fırat Komutan girmişti. O sert sesi herkesi sustururcasına çıkarken başımı dikleştirip "Teşekkürler Fırat"dedim ve kızlara bakıp "Daha fazla huzursuzluk çıkarmadan gidelim. Hepimiz adına özür dilerim...yanlış anlaşılma oldu"dediğim sırada benim yanımda duran Fırat Komutan elini kaldırıp "Melike ne oluyor?"dedi. Fakat duymak dahi istemiyordum. Fırat Komutan'a dönüp "Bir şey yok ben dün kolumu çarptım ama-"diye söylenirken yeşiller daha da koyulaşmış haldeydi.
Başını kaldırıp Şehnaz hanıma baktığında aklıma o an geldi. Doğru ya o kadın kolumu sıkarken o da yanımdaydı. Ah iyice işler büyüyecek!
Sema sıkıntılı nefes verip "Dün Şehnaz hanım, Azelya'nın kolunu sıktı ve kızın kolu morardı"dediği anda Fırat bu kez tamamen onlara dönmüştü. Ahh rezillik! Daha fazla duramayıp öne çıktığım anda birden gözler arkama dönmüştü. Şehnaz hanımın yüz ifadesi bile değişmişti.
Başımı yana çevirdiğim de Alparslan gelmişti. Sessizliği bile insanları sustururken gözlerim o yan duruşunda kaldı. İzlemeyeli ne kadar olmuştu. O gergin suratını, sinirlenince kemirdiğin dudaklarını ve tek bir tanesi alnına düşen saçlarını izlemeyeli ne kadar oldu?
Koca senenin acısını çıkarırcasına gözlerim inatla ayrılmazken o annesine doğru dönüp "Anne onlar burada misafir ve bizler misafirlere saygılı olmayı sizlerden öğrendik..."dedi. Misafirdim. Bugün var yarın yoktum değil mi? Senin hayatında bir kere giden insan bir dahakine misafir mi oluyor?
Kalbim acıya acıya sadece onu dinlerken Fırat onu destekleyip "Evet. Bugün burada yarın başka yerde olacağız...susmak en doğrusu olacak"dediğinde onu izleyen gözlerim süzülerek inmişti. Konuşmamak en doğrusu mu? Sahi nişanlanacak değil mi? Bir başkası var değil mi?
Fırat'a baktım. Beni uyarırcasına konuşması için tebessüm ettim ve başımı salladım. Yavaşça ona doğru dönüp "Fırat biz artık yola çıkalım..."dedim ve yutkunup diğer tarafa dönüp "Herkesten özür dilerim... arkadaşlarım adına da özür dilerim. Allah kalbinizdeki şeyin bereketini versin biz artık gidelim"dedim ve Şehnaz hanım, Dilruba, Şadiye hanım, Birgül hanım ve o kız...hepsine bir bir bakıp kızlara doğru döndüğümde de Alparslan'ı gördüm. Her zaman sol tarafımda olacaksın ve ben senin hayatını zehir etmeyeceğim.
Misafirler uzun kalmaz.
Birgül hanım öne çıkıp "Ah vallahi hepiniz kafayı yemişsiniz. Gelin ve damat balayına çıktı siz daha kahvaltı etmeden kalktınız ayağa! Hadi bahçede sofra hazır. Fırat sen Azelya'nın koluna krem sür sonra da aşağıya gelin"dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
☀️Merdüm-i Zenfira
SpiritualGarip bir dünya döngüsündeyim. Ey hayal bana neler sunduğunu bilmem ama sunduğun her neyse enfes bir lezzeti var