☀️ Merdüm-i Zenfira ☀️
Biz, sana vahyettiğimiz bu Kur’an ile kıssaların en güzelini anlatıyoruz. Oysa sen daha önce bunları hiç bilmezdin.
Yusuf/335.Bölüm
Karşılaşma
Yaptığımın cezasını çekiyordum. Sessiz sedasızca bir kenarda ölmeyi bekliyor gibiydim. Bugün şişen gözlerime çare, düşüncelerime son bulamıyordum.
Akşam erkenden odaya gelmiş uyumuştum ve bütün yorgunluğumu atmıştım. Geceden beri ettiğim yeminleri tutmak için direniyordum. Bir başkası önünde diz çöken adam artık hayatımda olmamalı...herkes içinde diz çökerek evleneceğini garantilemişti. Ondan uzak durmam gerekti. Ne nişanlısına ne ona zarar gelmemesi için yaklaşmamam en doğrusuydu. Sanırım bu konuda Fırat haklıydı. Belki de hayatımda birini göstermek onun için burada olmadığımı gösterirdi.
Sabah namazını kılıp günün ışımasıyla gelen seslere kulak verdim. İnsanlar yavaş yavaş uyanıyordu. O an durdum ve abiyeyle bakıştım. E ben bugünde abiye giyersem dünyanın en saçma şeyini yaparım. Ne olacak? Allah Allah.
Tekrar yatağıma oturduğum da elime telefonumu alıp Melike ve Sema ile olan gruba mesaj attım. Fakat ses soluk yoktu. Burada tek tanıdığım numara Alparslan'ındı. O isteme günü atılan mesajlar hala duruyordu. Ona kızıyordum işler böyle nasıl ilerler diye...şimdi o ilerledi ve ben kaldım.
Durmayıp ayağa kalktım ve yine de o elbiseyi üzerime geçirdim. Başıma da eşarbımı yaptım kapıyı açtım. Mükemmel bir koku beni kendine çekiyordu. Ama önce Birgül hanımı bulmam gerekti.
Eteğimi kaldırıp yürümeye başladığım sırada birden arkamda bir kapı açılmıştı. O tarafa döndüğüm de irileşen gözlerim aniden durdu. Bana bakan yeşil gözler de aynı şekilde büyümüştü. Önce bana sonra elbiseme bakıp "Kül kedisi dönüşmeyi mi unuttu?"dedi. Evet baksana halime dönüşmeyi bırak fare bile olamadım.
"Azelya!"
Duyduğum sesle başımı çevirdiğim sırada Dilruba'yı merdivenin başında gördüm. Saçları dalgalı dalgalı, gözleri ışıl ışıl bana bakarken odadan çıkan Fırat yavaşça çıkıp kapıya yaslandı ve kollarını birbirine geçirip "Hah üvey kardeşte geldi!"dedi. Bunun sabah sabah eğlence modu mu açıldı?
"Azelya, burada ne yapıyorsun?"
Bana doğru gelen Dilruba o gözlerini her milimde gezdiriyordu. Merdivenden inip yavaş yavaş bana doğru geldi ve tam önümde durdu. Fırat durmayıp bana doğru geldi ve "Gel hadi kızlara da sana da bir şeyler bakalım"dedi ama Dilruba otoriter halde elini uzatıp "Ben hallederim...Fırat abi sen geç odana dinlenmene bak..."dedi.
Annesi gibi bana tavırlıydı. O boncuk gözleri bana kızgınlıkla açılıyordu ama bunu yapmak zorunda olduğumu kimse anlamıyordu. Bana tavrıyla koluma girip çekti ve daha Fırat'ın konuşmasına izin vermeden geldiği yöne doğru çekmeye başladı.
Kolumu sıkı sıkı tutup merdivenlere doğru ilerliyordu. Bana kızgın olduğu solumasından belliydi ama durmayıp "Sakın tek kelime etme odama gidip konuşacağız!"dedi. Beni çekiştiriyordu.
Merdivenleri hızla çıktığımızda bir odanın kapısını açıp içeriye girdi. Ellerim önümde kapıda bakarken yavaşça içeriye girdim. Sinirlenmiş ve dolabı darmadağın ediyordu. İlk defa onu bu denli sinirli görüyordum. Saydıra saydıra indirirken durmayıp ayaklandı ve "Sen ne yaptığını sanıyorsun? Azelya biz sana bu kadar değer verirken, senin arkanda dururken, Devan değil sen derken nasıl yaptın bunu nasıl? Şimdi de hiç bir şey olmamış gibi gelmene ne demeli?"diye üstüme yürüyordu. Oysa bambaşka gerçekler vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
☀️Merdüm-i Zenfira
SpiritualGarip bir dünya döngüsündeyim. Ey hayal bana neler sunduğunu bilmem ama sunduğun her neyse enfes bir lezzeti var