☀️ Merdüm-i Zenfira ☀️
"O hâlde, Rabbin için namaz kıl, kurban kes." (Kevser Sûresi 2)
22.Bölüm
Güzel kokular burnuma burnuma doluyordu. Gözlerimi açtığımda namazdan sonra uyumuşluğun ve o pazar şekerlemesinin güzelliği ile uyandım. Hava güneşli parlıyor, güzel Nisan ayının verdiği bahar esintisine dışarda gelen kuş sesleri ve çiçeklenmiş ağaçlarla kendini gösteriyordu.
Hava güzeldi. Umarım artık hayatta güzel olur. Dün resmen benim küçük kıyametim yaşanmıştı. Ne bitmez gündü rabbim. Sabahından akşamına kadar ölümlü, kalımlı her şeyi gördüm.
İç çekip ayaklarımı sarkıttım. Dolaba gidip bahara uygun çiçekli bir elbise çıkardım. Kırmızı çiçekli bol çıtı pıtı bir elbiseydi. Üstüme geçirip,altıma taytımı giydim. Başımada güzelce şalımı atıp kapıya doğru giderken bir ses geliyordu. Evde bu ne gürültü?
Kapıyı açıp çıktığımda başımı çevirdim. O sırada divanda babam ve yanında oturan Alparslan'ı gördüm. Yuh sabah uyanır uyanmaz mı geldin? Saat kaç? Başımı kaldırıp saate baktığımda 11, 40 geçiyordu. Nihh ben uyanmayı unutmuş, bir süre bayılmış ve hatta ölüp geri dönmüş olabilirim. Çünkü dün uyuduğumda gece 00.00"dı. Şaka gibi.
Tekrar onlara baktığımda sabah kahvesini içiyorlardı.
Alparslan old many denilen klasik spor tarzda bir şeyler giymişti. Kısa kol gri tişört, gri keten pantol ve her zamanki gibi parlayan saati ile bir sabah güneşi gibi doğmuştu. Elinde kahvesini içtiğinde o koyu gözleri beni gördü.
Dünün aksine yumuşacık duran ifadesi ile bakan gözleri akşam giderken gördüğüm endişe ve karamsarlığı yoktu. Her şeyi dünde bırakmış haliyle gülümsediğinde istemsiz olarak gülümsedim. Sinirlerim, hücrelerim ve reflekslerim ona çalışıyor gibi yaptığını yapıyordu.
"Öhö"
Duyduğum öksürme sesiyle yerimde dikleşip "Babacım hayırlı sabahlar....hoş geldiniz Alparslan Bey...."dedim. Boğazımı temizleyip gülümsedim ve mutfağa doğru yürümeye başladım. Karşıya doğru gidip mutfağa girdiğim de Melike ve annem bir şeyler hazırlıyorlardı. Dilruba kenarda oturuyordu. Onun yanına gidip "Hoş geldin"dediğim de gülümseyerek ayağa kalktı ve kollarını açıp sarıldı. Bugün her şey sevgi pıtırcığı gibiydi.
Ben de sarılıp güldüğüm de annem "Kızım öğlen oldu neden uyanmadın?"dedi. Ah bir bilsem neden uyanmadığımı. Sanki birileri gece bayıltmış. Esneyerek yaptığı yemeklere bakarken gözlerim ışıldadı. Sucuk yumurta, börek,katmer, kızartma, envai çeşit kahvaltılıklar vardı. Yuh otlu peyniri nereden buldunuz?
Şaşkınca masadakilere bakarken Melike gülerken "Azelya onlar yemek için bakmak için değil hadi taşıyın içeriye, ya Zeynep teyze bu kızın sana hiç çekmemiş"dedi. Başımı sallayıp elime eşyaları aldığımda içeriye doğru yürümeye başladım. Tepside duranları masaya düzerken gülme sesi gelmişti. Başımı kaldırıp karşıya baktığımda babam ve Alparslan çok neşeli halde sohbet ediyorlardı.
Tabakları koyup servisleri de hallederken Dilruba gelip ekmekleri dizerken boğazını temizledi. Ona baktığımda gözlerini ayırıp hafif yanıma doğru yanlaya yanlaya gelip "Azelya...yani tamam yengem olmak istemiyorsun ama bence bilmen gerek diye düşünüyorum"dedi. Neyi bilmem gerek?
Dikkat kesilip gözlerine baktığımda ela gözlerini ışıldatarak "Dün amcamlara gidince babam ve annem abimle konuştular. Kulak misafiri oldum"dediğinde sesi kısılmıştı. Başını kaldırıp abisine bakarak "Dün baya stresli geçti. Annem malumun üzere hâlâ kabul etmiyor...hatta ailenin geldiğini duymuşlar ve...ve bu işi uzatırsan ailesine söylemekle tehdit ettiler"dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
☀️Merdüm-i Zenfira
SpiritualGarip bir dünya döngüsündeyim. Ey hayal bana neler sunduğunu bilmem ama sunduğun her neyse enfes bir lezzeti var