|43|
Bir kaç hafta sonra;
"Evet arkadaşlar bugün sevgilime pankek yapıyorum,sevgilim burda."
Kameranın bakış açısı mutfağın bir kısmının komple camdan oluşması yüzünden karanlık çıktığında Zahid'in uzun gövdesi bunu kapatmıştı. Her zaman ki gibi üzeri çıplak altında da dümdüz bir eşofmanla çatık kaşları eşliğinde elimde ki kameraya bakıyordu. Mahmur yüz ifadesiyle göz kırparak ne olduğunu sorgular tondaki tavrıyla telefonumu işaret edişim aynı anda gerçekleştiğinde sessiz kalması canımı sıktı. Sesini duymaya ihtiyacım vardı.
"Günaydıın aşkım."
Neşeyle çığırdığım sesimle, yatakta tek başına uyanmanın vermiş olduğu huysuz ifade yüzünden anında silindiğinde burnumu çekerek videoyu ileri sardım. Zahid kameranın bakış açısından çıkmıştı. Seslerden hatırladığım kadarıyla dudağıma kısa bir öpücük kondurarak arkama geçmiş ve tek kolunu boynuma sararak çok az kadraja girebilmişti. Heyecanlı bakışlarım arkamda öylece onu izlerken ne konuştuğumu duyamamıştım bir an.
Çok mutlu ve heyecanlı görünen ifadem beni bir süre duraksatmış ve uzandığım yatakta tek başıma oluşumu hatırlatmıştı.
"Üzerine bal yerine fındık kreması ve orman meyveleri ekleyeceğim ben, sonrada tadıma geçeceğiz umarım memnuyetsiz zorba sevgilim beğenir."
Kendi kendime arada çektiğim vlogdan hallice anı videolarına alışık olduğu için sesini çıkarmadan kameraya sığmayan boyuyla arkamda dikilmeye devam ediyordu ileriki sahnelerde. Türlü şaklabanlıklarımın ardından pankekler nihayet bitmiş ve masaya geçmiştik ama video hala sürüyordu. Canımı yakan o şapşal gülümsemem yüzümde asılıyken ısrarla Zahid'e pankek yediriyordum. Beğenmediği, tatlı şeylerden haz etmediği yüz ifadesinden son derece belli olsa da videonun sonunda beğendiğini söylemiş zorla uzattığım avcumdan defalarca öpmüştü.
Biriken göz yaşlarımı elimle silerek bir sonra ki videoya geçtiğimde arabam bozulduğu için okula her gün beni almaya geldiği sırada çektiğim videolarda duraksadım. Çoğunda şarkı söyleyip tuhaf hareketler sergiliyordum. Saçma şarkılarımı nereden bulduğumu sorguladığı bir kaç anın dışında konuşmadan sadece saçımı veya ona uzattığım ellerimi öpüyordu. Heyecanlı ifadem onu da çoğu zaman duraksatmıştı, videolarda bakışları sık sık üzerimdeydi. Bazen gülümsüyor bazen de oynayışım şeklime hayrete düşmüş gibi bakıyordu.
Ekranda onu gördükçe katlanan özlemimle defalarca aynı videoyu izlemeye dalmıştım. Benim aksime hep sakin hep durgundu ama benim neşem hiç etkilenmiyordu. Saçma bir şekilde uyumlu duruyorduk. Gözlerimizin birbirine tutunduğu ama benim kaşlarımı çattığım ve dudaklarımı büzdüğüm tuhaf bir fotoğraf önüme düştüğünde gözlerimi yumdum. Birine özlem duymak neden bu kadar can acıtıcıydı ki...
"Anneciğim hadi bebeğim kahvaltı hazır."
Videoları izlemeye daldığım esnada aşağıdan gelen seslerle yorganı kafama iyice çektim. Elimde ki peçeteyle göz yaşlarımı iyice kuruladığıma emin olduktan sonra adım seslerinin yaklaştığını fark ederek gözlerimi yumdum. Daha önce bir kaç gün tek kaldığım evde olmaktansa ailemin yanına gelmeyi akıl edebilmiş ve son sınavımdan bir kaç saat sonra yola çıkıp gelmiştim. Annem ve babamla uzun bir sürenin ardından görüşmek başta iyi gelse de şu an yapayalnız hissediyordum ve kimseyle konuşmak istemiyordum.
"Uyuma numarası yapmak için biraz fazla mı büyüksün oğlum?"
Üzerimdeki yorganı çeken annem arkamdan söylenmeye devam ettiğinde iştahsızlığım onlarında moralini bozsun istemiyordum. Yeni uyanmış rolleri keserek gözlerimi ovalamaya başladığımda tek isteğim kızarıklığın birazda olsa geçmiş olmasaydı. Bütün gece uyuyamamıştım. Videolar, fotoğraflar onlar bittiğinde zihnimin içinde dönüp duran anılar devreye girmiş ve beni uyutmamıştı.