|6•|Böyle bir anda ne yapılır, nasıl tepki verilirdi bilmiyordum. Kendimde kılımı kıpırdatacak cesareti hala bulamamıştım.Hoşgeldin demişti, neden böyle bir şey söylemişti?
Neden kasıkları kalçamda dururken sertliğini hissediyordum, neden bir eli boğazımı sarmışken ara ara okşuyordu?Bunların bir cevabı yoktu. Tam arkamda sık soluklarını hissetiğim adamın bana verebileceği tek bir mantıklı neden yoktu.
"Avuçlarımın arasında nasıl da titriyorsun?"
Ses tonu öylesine şehvet ve günaha bulanmıştı ki bana tek bir cevap hakkı tanımıyordu.
"H-hocam-"
"Odamda ne işin var?"
Yarım yamalak kuracağım cümlemi kesen hareketi nevrimi döndürmüştü. Sert ve can acıtan elini tam oramda, iki bacağımın arasında hissetmiştim.Kocaman açtığım gözlerimle nefesim kesilirken, hırıltılı nefesleri boynumu okşuyor hareketlerini sürdürüyordu. Bedenim şiddetli bir elektrik akımına kapılmış gibiydi.Kocaman eli uzvum üzerinde yavaşça hareket ederken hissetiğim heyecana anlam veremiyordum.
"Konuşmayacak mısın?"
Konuşamıyordum.
Anın heyecanına kendimi öylesine kaptırmıştım ki tek bir kelime bile dudaklarımın arasından çıkmıyordu.
"Sana dokunmamı istiyorsun sanırım,hm?"
Hırıltılı cümleleri kulağımı okşarken benim arkamda ki adama en ağır hakaretleri edip odadan çıkmam gerekiyordu.
Yapmadım.
Bir süre okşadığı uzvumu pantolonun üzerinden tamamen kavrayınca, nefesim kesilmişti. Nefesim kesilmiş ve zehri tüm vücuduma yayılmak üzre yola çıkmışken, ağzımdan ufak bir inleme kaçmıştı. Delirmiş gibiydim, delirmiş gibiydi.
Devam etmesini istedim. Daha fazlasını, daha ayıplısını ve daha can acıtanını.
"Siktir!"
Etim dişleri arasında renk değiştirirken , hareketleri can acıtıcıydı. Islak dudakları arkaya doğru yatırdığım boynumu hırsla emiyor, sayısız izler bırakıyordu...
Uzvumu okşayan elleri duraksayıp ardından pantolomun düğmesini açtığında kafamı arkaya, boyun girintisine doğru daha fazla yasladım.Bu ona karşı bile isteye sergilediğim ilk temasımdı. Usta elleriyle açtığı düğmeden sonra iç çamaşırımdan da sızmış ve eli artık tamamen çıplak uzvumu kavramıştı. Delirmiş gibi kafamı boynuna sürterken,seri hareketlerle uzvumu bir ileri bir geri çekiyordu.
Elleriyle arada sıkıyor, hızlı hızlı ileri geri hareket ettiriyordu. Sayısız inlemelerimden biri daha ağzımdan kaçarken, bulunduğum yer ve kiminle olduğum o andan itibaren umrumda değildi çünkü bedenim ahlaksız uyarılarına karşı koyamıyordu.
Yada korkuyla başıma gelebilecek cezadan kaçmanın bir yolunu bulmak bana tüm doğrularımı unutturmuştu.
"Küçük kıçını dolduracağım."