|8•|
Araba uzun bir sürenin ardından lüks bir rezidans sitesinin önünde durunca beraber aşağı indik. Hiçbir şey olmamış ve her şey normalmiş gibi elini belime sarıp beni dışarı çıkardığında yaklaşan valeden çekinerek bakışlarımı kaçırdım. Aracın anahtarını teslim ettikten sonra ilerlemeye başladığında bana yaklaşmaması için ondan önce davranarak görkemli binadan içeriye girdim.
Danışmanın gözleri kısa bir süre benim üzerimde dolansa da Zahid'in içeriye girmesiyle bakışlarını hızla kaçırmıştı.
Asansörler uzun ve bir çok kısmı siyah camdan oluşan koridorun sonunda bana göz kırparken adımlarımı bu sefer sakin tutarak ilerlemeye başladım.
Kapılar açıldığında ikimizde içeri girmiştik. Led aydınlatmalı dokunmatik tuşlardan en sonuna bastığını görünce titrek bir nefes aldım. Aynada ki yansımamızdan beni izlediğini görmeme rağmen bakışlarımı yüzüne çevirmedim.
Heyecan ve korku karışımı tuhaf bir his içerisindeydim.
Asansör nihayet yirmi birinci katta durduğunda dudaklarımı dişleyerek bu sefer önden ilerlemeye başlayan Zahid'i takip ettim. Apartmanın giriş kısmında olduğu gibi siyah camlar ve çok azda olsa gümüş kullanılmış koridor boyunca sadece iki kapıyla karşılaşmak tuhafıma gitmişti çünkü kapı numaraları bir hayli yüksek sayılıydı.
Heyecandan ve korkudan neye dikkat edeceğimi şaşırmıştım!
Koridorun sonunda ki kapıyı açıp önden beni içeri doğru ittiğinde hala sesimi çıkarmıyordum.Arkamızdan kapıyı kapatıp, belimi bir kere sıkıp bırakarak salona doğru yöneldiğin de hızla gözlerimi yumup açtım. Bedenime her dokunuşu korlar yağdırıyormuş gibiydi yakıcı, yıkıcıydı.
Büyük ve bir duvarın komple camdan oluştuğu,camların önünde ki siyah iki berjer ve gri kocaman bir koltuk dışında salonda hiçbir şey yoktu.Geneli siyah ve gri ağırlıklı mobilyalar , dışarıdan görünen bulutlar ve gökyüzü güzel ama kasvetliydi. Tamda onun gibi.
Göz ucuyla salonu süzerken, üzerinde ki ceketi çıkartıp rastgele fırlatan adamı umursamamaya çalıştım. Kıvrılan dudaklarıyla benim şaşkın ve heyecanlı halimi izledikten sonra büyük koltuğa ilerleyip oturdu. Rahat bir şekilde oturuşunu sürdürürken cebinden yeni bir sigara daha çıkarmıştı.Hareketleri öyle sakin ve normaldi ki bir an için bulunduğumuz durumu unutmuştum. Adem elması yavaşça aşağı yukarı hareket ettikten sonra damarlı büyük elleriyle benim iki katım olan bacağına vurduğunda şokla ona bakmamak için kendimi zor tutuyordum.
Büyümüş gözlerim ve kesilen nefesimle öylece salonun ortasında otururken tekrar bacağına vurduğunda , öfkelenip ondan en uzak köşeye geçtim. Tekli berjere oturur oturmaz kafamı önüme eğip tırnaklarımla oynadığımda karşımda oturan adamın sıkıntılı nefeslerini duyuyordum.
"Benden kaçıyor musun?"
Sanki bu durumda ve ortamda değilmişiz gibi kurduğu cümleyle tırnaklarımı bacaklarıma bastırıp yüzüne baktım. Beni tehdit etmesini dün gece yaşananların bir saçmalıktan ibaret olduğunu söylemesin bekliyordum. Aksini söylerse ne yapacağımı bile bilmiyordum,buraya gelirken sadece her şeyi unutmamı isteyeceğini düşünmüştüm.
Cevap vermemi beklediğini görünce aklımı saatlerdir meşgul eden ve sormaktan korktuğum şeyler birbir dudaklarımdan döküldü. O geceyi konuşmakta hatırlamakta istemiyordum çünkü.