|10•|
Araba ana yolda hızla ilerlerken korksamda , sesimi çıkarmayıp yolu izliyordum.Onunla daha kaç gündür beraber olduğumuzu bile bilmiyordum tek bildiğim, yaşadığı her duyguyu en üst seviyede yaşayan,ağzı bozuk bir adam olduğuydu.
Koca elleri bacağımın tamamını kaplarken, düşüncelere dalıp uzaklaştığımı bilir gibi parmaklarını sıkılaştırarak iç uyluklarımı okşamıştı. Tuhaftı. Her hareketi, her hali tuhaftı. Arabanın içini melodik bir çağrı sesi doldurduğunda dijital ekrandan yanıtlayarak karşı tarafı dinlemeye başladı.
"Zahid bey , serada ki ürünlerle ilgili bir sorun oluştu. Buraya ne zaman geleceksiniz?"
"Bugün işlerim var , yarın uğrarım. Ben gelene kadar bir sorun kalmasın Göktuğ."
Sonlara doğru kullandığı sert ses tonuyla telefonda ki adamdan derin bir yutkunma sesi gelmişti. Muhtemelen üstü kapalı tehdit tarzında bir cümle kurmuştu yada ben saçmalıyordum. Genel olarak sert bir micaze sahip olduğu için böyle düşünmüştüm aslında.
"Peki efendim."
Saygılı bir ses tonuyla konuştuktan sonra telefonu kapattığında kaçamak bakışlarla Zahid'e bakıp önüme döndüm. Merakıma engel olamıyordum.
"Sera işiyle uğraştığını bilmiyordum."
Sakin bir ses tonuyla konuştuğumda dudakları kıvrılmış , keyifli bir ruh haline bürünmüştü. Onu bu kadar keyiflendiren sebebi de merak etmiştim. Hayatıyla ilgili hiçbir şey bilmediğim bir adamla tuhaf bir beraberlik içerisindeydim ve ister istemez her noktaya takılı kalıyordum.
"Neden gülüyorsun ki? Senin hakkında hiçbir şey bilmiyorum, merak edince sormak istedim."
Kendimi açıkladığımda dudakları daha fazla kıvrılmış , bacağımda ki elini sıkılaştırmıştı.
"Zamanı gelince merakını gidermek için seni seraya götürebilirim."
Söyledikleriyle daha fazla meraklansam da gülümseyerek gitmek istediğimi söyledim ve önüme döndüm.
Yol geçen sefer geldiğimizin aksine daha uzun gelince iyice sersemleşmiş ve oturduğum yerde yayılmıştım. Üzerime bir ağırlık çökerken gözlerimi daha fazla açık tutamayıp kapattım.
||
Yanağımda hissetiğim hafif dokunuşlarla gözüm kapalı bir şekilde yerimden kıpırdandım. Çok uykum vardı.
Sert bir dokunun yanağıma boylu boyunca sürtündüğünü hissedince gözlerimi hafifçe araladım. Zahid'in üzerime doğru eğilmiş bedenini ve yanağıma sürtünen burnunu görünce gözlerimi yeniden yumdum. Daha fazla mayıştığımı hissediyordum.
"Uyanmanı bekliyorum ufaklık."
Söylediklerini umursamadan oturduğum yere daha fazla yayılıp kapalı gözlerime rağmen kollarımı boynuna dolayıp biraz daha üzerime çektim. Dışarıdan bakan birine göre sarılıyormuşuz gibi görünsekte, ben biraz daha uyumak için mızmızlanıyordum.
"Çok uykum var ama."
Kısık ve uykulu ses tonum fazlasıyla yorgun çıkarken kollarını belime kısaca dolayıp boynuma baskılı bir öpücük kondurmuştu. Ardından üzerimden çekilip yerine geçtiğini hissederken gözlerimi kapalı tutmaya devam ettim. Arabanın içinde bir kaç şeyle oyalandıktan sonra kapı açılmış ve içeri serin hava girmişti. Yerimden hafifçe kıpırdanıp kafamı kapıya doğru çevirdiğimde bu sefer benim oturduğum yerin kapısı açılmıştı. Emniyet kemerini çıkardıktan sonra bedenimin havalandığını hissedince kapalı gözlerime rağmen gülümsedim.