|14•|
Dört gün sonra;
Geciktiğim için ilk bulduğum taksiye yerleşip bindiğimde son dört gündür olduğu gibi yine aklımda aynı şey dolanıyordu.
Zahid.
O günden sonra beklediğimin aksine sadece bir kez aramıştı ve açmamıştım. İçten içe bu beni huzursuz ediyordu. Gözümde kendi kendine çizdiği o kalıp yüzünden hehareketine bir mana yüklüyor, yada devamını bekliyordum. O bu kadar sessiz kalacak biri gibi durmuyordu. Bu beni hem korkutuyor hem geriyordu.
Büyük bir yanlışın içine bir anda düşmüştüm. Her zaman dışarıdan duyduğum üniversitede ki profesörler ve öğrenci aşkları dilden dile dolanan bazen iftira olan bir durum gibi olsada şimdi bizzat kendi başıma gelmişti. Zaten herkes için ayrı zor bir durumken gerçekler ortaya çıktığı an ikimizin de erkek olması daha kötü karşılanacaktı. Asla bunlarla başa çıkacak kadar güçlü değildim. Zahid'e karşı çıkacak kadar hiç değildim...
Yıllarca aileme , inançlara, günahlara ve topluma göre yaşamıştım. Hep belli kurallarım olmuş belli bir çizgi dahilinde hareket etmiştim. Babam bana bir kadının duygularıyla oynamanın ona zarar vermenin ve sevgililiğin en kötüsü olduğunu anlatmıştı. Çevremde bana zararı dokunabilecek binlerce arkadaş türünü anlatmıştı ama hiç Zahid gibisini anlatmamıştı. Bir insanı gördüğüm anda tüm fonksiyonlarımın tutulacağını ,bu durumdan nasıl kurtulacağımı da.
Şimdi yıllardır kendimi her kötü durumdan sakınıp geri çekmişken ve defalarca bastırmışken birikmişlikler büyük bir hata yapmama sebep olmuştu. Ben Zahid'i gerçekten istiyordum...
Bana zarar verebileceğini bile bile istiyordum. Onun tarafından sevilmek, sarılmak, birlikte uyumak ve bir çok anı paylaşmak istiyordum. Bana zarar vereceğini de biliyordum. Normal bir adam olmadığının daha bana ilk dokunduğu andan itibaren farkındaydım. Kelimeleriyle ve hareketleriyle bazen öylesine tuhaf oluyordu ki tepkisiz kalmak zorunda kalıyordum.
Hiçbir zaman normal bir ilişkisi içerisinde olmayacağımızıda bile bile istiyordum. O benim ilk sevgilimdi. Her şeyi birlikte yaşamak istiyordum, hiç kimseyi dinlememek ilk defa günahını, etiğini düşünmeden hareket etmek istiyordum. Bana her baktığında, teni tenime her dokunduğunda hissettiğim heyecanı kaybetmek istemiyordum.
Taksi okulun olduğu arazinin içerisine girince cüzdanımdan parayı çıkarıp direkt uzattım. Daha fazla ilerlemesine izin vermeden ücreti de ödeyip taksiden indim. Biraz yürümek ve nefes almak istiyordum. Kampüslerin olduğu alana doğru sakin adımlarla ilerlerken, ana yolun üzerinde ayakta dikilen çocuğu görünce izlemeye başladım. Bir süredir okula gelmiyordu ve annesinin başına gelenler, babasının durumu herkes tarafından konuşulmaya başlanmıştı.
Eskisine göre zayıf bedenine sardığı kalın sweat ile kafasını bile örtmüş okulun girişinde ayakta bekliyordu. Bugün tek tük dersler olduğu için okul biraz daha sakindi. Ara ara yolun ortasına geliyor etrafı kontrol edip yeniden kaldırıma çıkıyordu. Moraran göz altları ve ruhu çekilmiş gibi duran teniyle hastalıklı gibi duruyordu.
Son olanlardan sonra okula gelmeyeceğine emin olduğum için ne yapacağımı bilemeyip bir süre bekledim. Adını bile hatırlamıyordum Ata ve Gökalp'in arkadaşı olduğu için bir kaç kez denk gelmiştik sadece.
Kötü hali beni endişlendirdiği için kendi kampüsüme geçmeden önce Ata'ya kısa bir mesaj çektim. Çok geçmeden beni aramış ve emin olmak istemişti. Ardından da Korkut'a haber vereceğini söyleyerek kapatmıştı.