|25•|
Boğazımda ki yavan tat her kısıma dağıldığında yutkunmak bile işkence gibiydi. Mideme doğru yol alan hapı gittikçe daha çok hissetmeye başladığımda dudaklarımı araladım.
"Zahid."
Yorgun bir fısıltıyı andıran sesimle zihnim yavaş yavaş buğulanmaya başladığında alınlarımızın birleşik olduğu adama tutunmaya çalıştım. Bir elimle yerde duran parmaklarını sıkı sıkı kavrarken diğeriyle de kolunu tutuyordum.
Enseme sardığı parmaklarıyla hafifçe tenimi yokladığında ellerimi boğazıma götürerek bir kaç kez dokundum. Konuşmak istemiyordum, yutkunmak istemiyordum. İğrenç bir tad ağzımın içinde dolandıkça dolanıyordu.
"Sakinleşmen içindi sorun yok, sorun yok..."
Alnım bitkince göğsüne düştüğünde bulunduğu yerde ayaklanmış ve beni kucağına almıştı. Kafam sabit duramayıp geriye düştüğünde dönen başım yüzünden iğrenç ama bir o kadar da tuhaf hissediyordum. Beni yatak odasına taşımaya çalışsa da muhtemelen etraftaki çok fazla cam birikintisi yüzünden bu fikirden vazgeçmişti.
Salona doğru ilerlediğimizi açılıp kapanan kapıdan dolayı kavradığımda gözlerimi aralamaya çalıştım. İlacın etkisi elimi kolumu uyuşturmuş gibiydi. Beni koltuğun üzerine dikkatlice bırakarak odadan çıktığında tepkisizdim.
Zahid pansuman malzemeleriyle odaya gelip tüm cam kırıntılarını temizleyene ve avcumun içine ufak bir öpücük bırakana kadar konuşmamıştım bile. Sonrasında da baygınca uyuya kalmıştım...
||
Tüy kadar hafif bir yatakta uyuyabileceğim en huzursuz uykumdan yavaş yavaş sıyrıldığımda ağzımın için kupkuruydu. Tenimde hissetiğim safi dokunuşları gece boyunca sık sık fark etmiştim. Bilincim kendine gelse de göz kapaklarımı aralamak istemeyerek bir süre daha devam ettiğimde göğsünde uyuduğum koca adama karşın tepkisizdim.
"Günaydın."
Kulağımın tam dibinde hissettiğim sıcak nefesi ve ardından vakur sesiyle gözlerimi araladım. Bakıştığım çıplak tenden kafamı kaldırarak ayırdığımda aramızdaki temasa da engel olmuştum. Yatak başlığına yasladığım kafamla bir kaç kez etrafı kontrol ettiğimde komodinin üzerinde duran küçük kağıt parçasını görmezden geldim. Kaşeli, mühürlü tuhaf bir kağıt gibiydi ama dikkatimi sadece çok kısa bir an çekebilmişti.
Yeni uyanmanın vermiş olduğu mahmurluktan yavaş yavaş sıyrıldığımda yataktan kalkmak için yorganı üzerimden sıyırdım. Çıplak vücudum bu durumda bile utanmamı sağladığında hızla elime ilk ulaşan parçayı, Zahid'in tişörtünü üzerime geçirdim. Ayağa kalkmaya hazırlanırken bazanın başlığına yaslanmış şişkin bedenini hareket ederek, beklemediğim bir şekilde kalkmamı engellemişti. Gerisin geri yatağa oturduğumda burun buruna gelmemizi sağlayan adama bakmak için çırpınan kalbim,beni bir hayli utandırmıştı. Dün gecenin izleri hala bedenimde ve zihnimdeydi.
"Günaydın."
Az önceki tonun aksine ısrarlı ve baskın bir şekilde konuştuğunda gözlerimi yumarak bir süre bekledim. Konuşmaktan korkuyor ve en azından bir süre uzak durma hakkını kendimde görüyordum. Bunu ona söylediğim an nasıl bir tepkiyle karşılaşacağımı kestiremediğim için dudaklarımı bir çok kez aralamış ama konuşmamıştım. Dün gece de sakinleştirici yüzünden bir türlü kendimi ifade edememiş gecenin bir köründe kucağında sereserpe uyuyakalmıştım. Şimdi hiçbir şey olmamış gibi davranmak bana çok zor geliyordu. Konuşmak bile istemiyordum.