|24•|
"S-sen napıyorsun Zahid?"
Yerde paramparça bir şekilde duran telefonuma göz ucuyla bakarken dudaklarım zorlukla aralanmıştı.Üzerime doğru geldiğini görünce korkuyla geriye adımlayarak bağırmaya başladım. Durması gerekiyordu,korkuyordum...
"Kendine gel artık yeter!"
Sözlerim ve ağlayışım umrunda olmazken sert adımları bulunduğum konuma kadar gelmiş ve aramızda çok az bir mesafe kala durmuştu. Gözlerimin içine bakarken kollarımı kendime sararak gözyaşlarımın hızlanmasına müsade ettim. Başka yapabileceğim hiçbir şey yokmuş gibi yirmi birinci katı tamamen kaplayan ve aşağıda korkunç bir görüntüye sebep olan camlara yaslanarak bu anın bitmesini umuyordum.
Dudaklarımın titremesini bir türlü bastıramazken camla arasına sıkıştırdığı bedenime iyice yaslanarak kulağıma eğildi. Parmak uçları yanağımı varla yok arası okşadığında nefesimi tutmak istemesemde çoktan kesilmişti.
"Yeni yetme bir kaç piçe takılıp bana yanlış yapma Batu."
Tehdit dolu sözleri zihnimin içinde defalarca tekrarlanırken neyi kastettiğini ne söylemek istediğini bile anlayamamıştım.Gözlerinin içine baka baka ağlamaya devam ederken yanağımda ki parmakları yeniden sıkılaşmış ve korkunç bir şekilde bakmayı sürdürmüştü.
"Yoksa yapabileceklerime ne aklın ne de ufak bedenin dayanabilir anlıyor musun?"
Kafamı korkarak salladığımda parmakları yanağımdan usulca çekilmiş ve ensemi kaplamıştı.
"Sabrımı sınama, bir daha bana yalan söylediğini fark etmeyeceğim. Bu son olsun."
Hiçbir şey demeden yeniden onaylar anlamda kafamı salladığımda bir köpeğe sözünü dinletebilmiş sahip edasıyla gözleri parlamıştı. Bakışları bir süre ürkek gözlerimde ve bedenimde gezindiğinde daha fazla bu korkuya dayanamayacağımı bilerek kollarımı boynuna sardım. Bedenim zangır zangır titrerken parmaklarını belime sararak beni sımsıkı kavramıştı. Elleri bir yandan da saçlarımı okşarken avuçlarımın arasındaki gömleğine sıkı sıkıya tutundum.
Sıkı kolları belimden kavrayarak beni kucağına çektiğinde ve yatak odamıza kadar taşıdığında da ardından hiçbir şey olmamış gibi beni yalnız bıraktığında da uysaldım.
Uysal ve sanırım hastalıklıydım...
||
Başımda ki keskin ağrıyla gözlerimi araladığımda uyumadan önce çok fazla ağladığım için gözlerimin şişkinliğini hissedebiliyordum. Fazlasıyla uykumu aldığım için dalgınca odada gözlerimi dolandırdığımda saate takıldım. Öğleye doğru yaklaşıyordu. Geçtiğimiz akşam ki kavgadan sonra kaç saat uyuduğumu bulanık zihnimle hesaplayamazken bir süre sessizce bekledim.
Odanın dışından hiçbir tıkırtı duyulmazken Zahid'in evde olmadığını anlayabilmiştim. Normal zamanda fazla gürültülü bir adamdı ve fark etmemek mümkün değildi. Yataktan kalkmak istemeyen yanım o gelmeden bir şeyler atıştırmayı daha mantıklı bulduğu için zorlukla ayaklandım.