|19•|
"Burda mı konuşacağız?"
Garip ve üzgün bakışları tuhafıma giderken, kafasını sallayarak onayladığında gergince boynumu kaşıdım. Çok kötü görünüyordu ve o günden sonra benimle ne konuşacağını merak etmiştim.
"Y-yemin ederim, sana yemin ederim ben böyle olacağını bilmiyordum."
Birden ağlamaya başladığında ne yapacağımı şaşırdım. Çaresizce omuzları düşerken bir adım ona yaklaşıp omzuna dokundum.
"Sakin ol lütfen, istersen sonrada konuşabiliriz kötü görünüyorsun?"
Ağlamaya devam ederken kafasını hayır anlamında salladı. Göz yaşları hızla akarken ara sıra tıkanıyordu. Okulda çok konuşmasakta sürekli onu görüyordum, dört beş ay içerisinde kendi zihnimde umursamaz ve gaddar bir karakterde iken şu hali gözüme çok farklı gelmişti.
"Dayanamıyorum,bunu tek başıma kaldıramıyorum artık yardıma ihtiyacım var Batu. Senin kurtulduğunu bilmeye ihtiyacım var."
Dikkatle beni dinlemeye devam ederken surat ifadem de onu rahatsız edecek ne gördüğünü pek anlayamasam da göz yaşları hızlanmış ve kafasını sağa sola doğru acıyla sallamıştı.
"Ne söylediğini anlayamıyorum,biraz daha açık konuş lütfen."
Ben konuşmaya çalışsamda bir nevi hipnozun içinde gibiydi. Sadece kendi söylediklerine odaklanıyordu ve ara sıra dudaklarının arasından kısık bir şekilde anlayamadığım şeyler fısıldıyordu.
"O-onun ne iş yaptığını herkes bilir, babam Gökalp'in babası hatta Ekin'in babası bile herkes biliyor onu. Neden karşı koymadıklarını anlamıyorum,neden durdurmuyorlar onu?"
Daha da telaş içerisine girerken söylediklerini kafamda oturtmaya çalışsam da pek başarılı olduğum söylenemezdi.
"Kimden bahsediyorsun anlamıyorum Doğukan?"
Kızarmış gözleri sorduğum soruyla nefrete bulanırken elimi tuttu. Sıkıca kavrayıp gözlerimin içine baktığında hala şaşkınca ona bakmaya devam ediyordum. Neler oluyordu böyle?
"O şeytanın teki, kimseyle ilgilenmez, konuşmaz, biri ölse bile dönüp bakmaz. Seninle neden böyle bilmiyorum, çözemiyorum! Lütfen uzak dur, gerekirse git buradan lütfen!"
Titreyen bedenini sakinleştirmeye çalışarak koluna tutunup onu merdiven basamağına oturttum.
"Sana su getirip hemen döneceğim."
Bir adım atıp aşağı inmeye çalışacakken kolumdan sımsıkı tutup korku dolu gözlerle bana bakmaya başladığında sıkıntılı bir nefes alıp duraksadım."Bak tamam çok kötü bir sorun olmuş ve beni uyarmaya çalışıyorsun ama cidden anlamıyorum. Kimden, hangi olaydan bahsettiğini çözemiyorum lütfen sakinleş ve düzgün bir iletişim kuralım."
Kafasını sallayarak beni onayladığın da derin derin nefesler alması için talimat verdim. Hareketlerimi tekrarlayıp sakinleşmeye çalışırken bende yanına oturdum.
"Seni bu denli korkutan kim ve olay ne?"
Bacaklarımı kendime çekip yüzüne döndüğümde son kez derin bir nefes alıp göz yaşlarını silerek bana döndü.