|5•|
"Anladın mı bebe?"
Karşımda hala pıt pıt konuşan Doğukan'ı dinlerken zihnimden onu gebertmekle ilgili tonlarca plan ve ortam hayal ediyordum.İki gündür beni yanına çağırıp planı anlatıyordu. Bugünde soruları çalacağımız gündü ve üç buçuk atıyordum.
Böyle bir tuzağa ve şantaja göz yumacak kadar aciz olduğum için kendimden nefret ediyordum. Flashı sadece bir gün yanımda getirmiştim . Zahid hocanın yanına gelirken getirmem gereken flashla karıştırmıştım.Hoca daha kontrol edemeden farkına varıp çantama koymuştum ve sonrada bir aptal gibi orda unutmuştum.Olanla ölene çare yok cümlesi bulunduğum duruma cuk diye oturuyordu . Bu saatten sonra yapabilecek hiçbir şeyim yoktu.Yarın sınav vardı ve bu gece soruları almamız gerekiyordu. Tek isteğim bugün de Zahid hocanın beni yanına çağırıp geç saatlere kadar çalıştırmasıydı ama adamda tık yoktu.
Haftanın her günü it gibi beni çalıştırıp yanına çağıran adam bugün tek bir mesaj bile atmamıştı. Evrenin bana kıçıyla güldüğünün en büyük kanıtıda bugündü.
"Senin gibi gerizekalı mıyım da anlamayacağım?"
Doğukan'a doğru öfkeyle konuştuğumda hiç umursamadan aptal sırıtışıyla karşılık vermişti.
"Lan sen dışarıdan çıtı pıtı bir şey duruyordun, bu ne sinir bebe?"
Yani bir insanın en fazla ne kadar gerizekalı olabileceğinin yegane kanıtı kesinlikle karşımda sırıtan çocuktu.
"Kusacağım şimdi buraya."
Söylediklerimle birlikte yüksek sesli bir kahkaha patlatırken ayağına doğru sert bir tekme attım ."Kes sesini yakalanacağız şimdi."Acıyla buruşturduğu yüzünü gördüğümde sırıttım.Öfkeyle bana doğru döndüğünde çattığım kaşlarımla ona bakıyor ve içten içe küfürlerimi sıralıyordum. Onlarında bana ihtiyacı olduğu için istediğim her şeyi yapabilirdim.
Aptal sürüsü dört senedir dersten kalıyordu ve bu sene de geçemezlerse mezun olamayacaklardı.Tabi sosyetenin gözde çocuklarının çalışacağı iş bile önceden ayarlı olduğundan ,diplomayı alamazlarsa tam bir kaos ortamı oluşacaktı.Ailelerinden ve azalacak olan paralarından it gibi korktukları için böyle bir yola başvurmuşlardı. Eh haliyle kurban olarakta seçilen kişide tahmin edersiniz ki ben olmıştum.
Doğukan beklediğimin aksine diğerlerine ne flashtan nede görüntülerden bahsetmişti. Beni tehdit ederek ikna ettiğini söylemiş ve ondan korktuğuma dair bir kaç yalanda saçmalayınca diğer iki aptal inanmıştı...
||
Sağanak bir şekilde yağan yağmuru izlerken , birazdan ölecekmişim gibi huzursuz hissediyordum.Yaptığım büyük bir yanlış ve saçmalıktı ama tüm bu yapacaklarımdan ziyade içimde tuhaf bir his vardı.Adlandıramıyordum...
Yağmur daha da şiddetlenip son öğretim görevlisi de arabasıyla üniversiteden ayrıldığında karşımda ki üç aptala bakıp kafamı sallayarak onayladım.Yağmurdan kaçıyormuşum gibi hızlı hızlı güvenlik kulübesine ilerledim. İki görevli birlikte çay içerken gülümseyerek camı tıklattım.Tıknaz ve sakallı olan adam camı açıp ne var anlamında kafasını sallayınca yanında ki diğer güvenlik görevlisini işaret ettim.
"Hikmet abi beni tanıyor, Zahid hocanın asistanıyım Yarın için benden bir dosya istedi de alıp evine götüreceğim."
Kaşları çatılıp arkasında ki adama döndüğünde kafasıyla onay alınca bana döndü.
"Bu saatte mi?"
Saat akşam dokuzdu ve en uygun saatin bu olduğuna karar vermiştik.
"Zahid hoca işte götürmezsem sorun çıkarır."
Anladım anlamında kafasını sallayıp öğrenci kimliğime baktıktan sonra büyük demir kapıyı açmıştı.Yağmur ve kararan havayla birlikte karşımda gördüğüm okul daha korkunç gelince sakinleşmek için bir süre gözlerimi yumup yerimde bekledim.
Çift kanatlı büyük kapıdan içeri girerken aşağıda ki güvenlik görevlisi sorun çıkarmadan izin vermişti.Girişten izin aldığım için sorun çıkaracak bir şeyde yoktu. Zemin katta ki asansöre doğru ilerleyip dört yazılı düğmeye bastım.Yukarı çıktığıma dair mesaj atacakken asansör yüzünden şebekemin gittiğinin farkına varmıştım.
"Yukarı çıktım, birazdan oda da olurum."
Şebeke gelince zaten giderdi.
Diğerleri kontrol amaçlı dışarıda, yangın merdiveninde ve arka bahçede bekliyordu. Sadece 6 soruyu yani dersten geçmelerine yeterli gelecek fazla puanlı soruları çekip onlara atacaktım.Zahid hoca bir teknoloji dehası olduğu için kopyalama yada aktarılma durumunda hemen farkına varırdı. Tüm bilgileri bilgisayarındaydı ve kendinden o kadar emin bir adamdı ki şifre bile yoktu.Asansörün sesiyle dışarı çıkıp koridorun sonunda ki odaya doğru ilerledim. Durduk yere kamera görüntülerine bakmayacağı için sakindim.
Okul fazla büyük ve kalabalık olduğu için yarına güvelik görevlileri bile gelip gittiğimi unuturdu.
Büyük çift kanatlı gri kapının önüne gelince derin bir nefes alıp yan tarafta ki tuş panelinden şifreyi girdim.Özel güvenlikli lüks bir okul olduğu için böyle ağır bir sistem kullanılıyordu. Asistan olduktan sonra bir kaç dosya için gelip gitmeme yardımcı olsun diye Zahid hoca parmak izimi de okutmuştu.Şifreyi kırmaları dahilinde öğrencilerin girmemesi için böyle bir sistem bulmuştu.
Önce şifre ardından parmak izimde okutulunca kilitli kapı açılmıştı.Nefesimi tutup karanlık odaya doğru sakince ilerledim. Arkamdan ne olur ne olmaz diye kapıyı da kapatıp , karanlığa gözlerimin alışması için bir süre bekledim.
Tuhaf bir koku ve huzursuzluk hissederken pencerenin önüne doğru ilerledim. Her şey çok hızlı ama aynı zamanda çok yavaş gibiydi.
Çocuklara haber vermem gerekiyordu.Şebekem yeni gelmiş olacak ki art arda telefonum titrmeye başlamıştı. Tamamen camın önüne geldikten sonra bahçenin ve yangın merdivenin boş olduğunu görüp şaşkınlıkla kaşlarımı çattım.
Titreyen ellerimle telefonu cebimden çıkardığım da on iki mesaj vardı.
Bir şey olmuştu...
"Sakın girme odaya!"
"Zahid hoca okuldaymış Doğukan iti yalan söylemiş!"
Nefesim tamamen kesilirken Ozan'ın mesajlarından çıkıp Ekin'in mesajlarına girdim.
"Hoca yukarıda çıkma odaya."
"Baksana şu telefona!"
"Lan çık dışarı!"
Doğukan hiçbir mesaj atmamıştı. Mesajlar aniden geri çekildiğinde hiçbir kanıt bırakmadıklarına emin olarak tek başıma kaldığımı fark etmiştim.
Telefonu cebime koyup odadan kaçarak tuvalette saklanmak gibi saçma sapan bir planı saniyeler içinde yapıp hareketlendiğimde arkamdan adım seslerini işittim.Uydurabileceğim saçma sapan bir yalan arıyordum ama bir türlü aklıma gelmiyordu.
Korkuyla gözlerimi yumup arkaya doğru dönecekken kocaman elleriyle beni sertçe gövdesine yaslayıp bir elinide boynuma sarınca korkuyla gözlerim açıldı.Boynuma doğru eğilip burnunu sürttükten sonra bedenimi tamamen kendine yaslayınca hissettiğim sertlikle korkudan bayılacakmışım gibi hissediyordum.
"Hoşgeldin..."
||
Umarım beğenmişsinizdir.
💖