|28•|
"Bence de artık bu konuyu düşünme."
Günlerdir aklımda dönüp dolanan soru nihayet dudaklarımdan döküldüğünde Gökhan bir süre sessiz kalmayı tercih etmişti.
Yaklaşık on dakika önce dayanamayarak onu aradığımda saatin geç olmasından dolayı gerilsemde bir sorun çıkmamıştı. Kısa bir sürenin ardından telefona döndüğünde uzunca bir süre konumuz aynıydı. Doğukan.
Bana yapabileceğim hiçbir şeyin olmadığını ve ondan uzak durmam gerektiğini söylediği için daha fazla konuyu uzatmak istemeyerek sessiz kaldım. Belli ki herhangi bir yardıma ihtiyacı yoktu ve ısrarla söylediği gibi beni çevresinde istemiyordu.
"Peki Ata ,onunla konuşabildin mi?" Benim aramalarıma dönmüyor."
Son görüşmemizden sonra hiçbir şekilde bana ulaşmayan arkadaşım bir nevi yeni derdim ve takıntım olmuştu. Günlerdir aramalarıma ve mesajlarıma cevap vermediği için Gökalp'i bile aramıştım. Bana net bir şey söylememesi kafamı daha da yormaya başladığında aklıma gelen tek isim Gökhan olmuştu.
"Dün bizi evine davet etti ama ben gidemedim. Onun dışında en son ne zaman konuştuğumuzu hatırlayamıyorum bir sorun mu oldu?"
Ne cevap vereceğimi bilemeyerek bir süre duraksadığımda sessizliği bozan kapı tıkırtısıyla irkilerek uzandığım yerden doğruldum. Gözlerim salonun girişine takıldığında daha da belirginleşen kapı sesiyle gelen kişiyi tahmin etmek zor değildi. Telefon kulağımdayken yakamı saran gerginlik hissini geride bırakmak isteyerek dudaklarımı araladım.
"Seni yarın tekrar arasam olur mu*"
Onaylayan cümlesini dinledikten sonra telefonu kapatarak koltuğa bıraktığımda beklediğim bedeni görmek ufak bir duraksama hissini de beraberinde getirmişti.
"Hoşgeldin."
Üzerimdeki pikeyi çekiştirerek mırıldanmam uzun boyu ve heybetli vücuduyla salonun ortasında dikilen adama pek bir etki göstermemişti. Üzerindeki kalın deri montunu çıkarmaya başladığında gözleri usulca bir noktaya sabitlendi. Bakışlarım yönünü takip ettiğinde orta sehpanın üzerine bıraktığım telefonuma baktığını fark ettim.
Gözlerimiz tuhaf bir anın içerisinde birbirine tutunduğunda bu durumdan hoşnut olmadığını fark etmek canımı sıktı. Gerilen vücudum , neden doğruyu söylemediğimi bile anlamadığım kısa bir kaç dakika geçtiğinde üzerime doğru hareketlendi. Dudaklarımı birbirine bastırdığımda çok geçmeden bir nefes boşluğu kadar yakınlaşmıştık. Sıcak dudaklarımızı birbirine kavuşturduğumda ensemi hafifçe şarmış ve öpüşmenin sonunda geri çekilmişti. Parmaklarım göğsünde asılı kaldığında gözlerimi hafifçe araladım. Cevap bekleyen sakin ifadesine karşın usulca dudaklarım aralandı.
"Önemli biri değildi."
Uzandığım yerden gözlerinin içine bakmayı sürdürdüğümde beklediğimin aksine konuyu uzatmamasına şaşırarak yanımdan uzaklaşmasını izledim.Yatak odasına giden adımları kısa süre sonra bana doğru döndüğünde üstünü değiştirmiş ve traş olmuştu. Kısacık saçları,tertemiz ama kemikli yapısı sebebiyle bir askeri andıran yüzü gözlerimi ayırmak istemeyeceğim kadar büyülüydü. Uzun ve biçimli bacaklarını dışarıda bırakan şortu ve çıplak üst vücuduyla gözüme daha da iri geldiğinde bakışlarım nasıl bir hale bürünmüştü bilmiyordum.